27 Eylül 2008 Cumartesi

İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin 2008/30 sayılı Tebliğ

27 Ağustos 2008 tarihli ve 26980 sayılı Resmi Gazete


İTHALATTA HAKSIZ REKABETİN ÖNLENMESİNE İLİŞKİN TEBLİĞ

(TEBLİĞ NO: 2008/30)


BİRİNCİ KISIM
Genel Bilgi ve İşlemler

Başvuru ve soruşturma
MADDE 1 – (1) 4412 sayılı Kanunla değişik 3577 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Kanun, 20/10/1999 tarihli ve 99/13482 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Karar ve 30/10/1999 tarihli ve 23861 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Yönetmelik (Yönetmelik) hükümleri çerçevesinde yerli üretim dalı tarafından yapılan başvuru üzerine Hindistan menşeli "polietilen tereftalat (PET) filmler"in ithalatına ilişkin olarak 6/2/2008 tarihli ve 26779 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin 2008/8 sayılı Tebliğ ile başlatılan sübvansiyon soruşturmasında geçici karar aşamasına gelinmiştir.

Kapsam
MADDE2 – (1) Bu Tebliğ, 4412 sayılı Kanunla değişik 3577 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Kanun, 20/10/1999 tarihli ve 99/13482 İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Karar ve 30/10/1999 tarihli ve 23861 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Yönetmelik (Yönetmelik) hükümleri çerçevesinde yürütülen sübvansiyon soruşturması sonucunda alınacak karara esas teşkil edecek geçici bilgi ve bulguları içermektedir.

Bilgilerin toplanması, değerlendirilmesi ve ilgili tarafların bilgilendirilmesi
MADDE3 – (1) Soruşturma açılmasını müteakip, söz konusu ürünün tespit edilen ithalatçılarına, Hindistan’da yerleşik bilinen üretici/ihracatçılara ve ayrıca anılan ülkede yerleşik diğer üretici/ihracatçılar ile Hindistan yetkili makamlarına iletilebilmesini sağlamak amacıyla Hindistan’ın Ankara Büyükelçiliğine soru formları gönderilmiştir.
(2) Taraflara soru formunu yanıtlamaları için posta süresi dahil 37 gün süre tanınmış olup, tarafların süre uzatımı yönündeki makul talepleri karşılanmıştır.
(3) Yerli üretim dalı, soruşturmanın başlangıcından itibaren Müsteşarlığımız ile işbirliği içinde olmuş ve gerektiğinde talep edilen ilave bilgileri temin etmiştir.
(4) Ayrıca, 2007 yılında ithalat gerçekleştirdiği tespit edilen ithalatçı firmalara da soru formu gönderilmiş, bu firmaların 18’inden yanıt alınmıştır.
(5) "Üretici-ihracatçı soru formuna" yanıt veren ve soruşturmanın bu aşamasına kadar işbirliğinde bulunan üretici-ihracatçı firmalar, Ester Industries Ltd. (Ester), Uflex Limited (Uflex), SRF Limited (SRF)’dir.
(6) Soruşturma açılmasını müteakip, soruşturma konusu ülkenin Büyükelçiliğine ve bilinen üretici-ihracatçı firmalara şikayetin gizli olmayan metni ve soruşturma açılış Tebliği gönderilmiştir.
(7) Ayrıca, ilgili taraflardan alınan bilgi ve belgelerin gizli olmayan özetleri talep eden bütün ilgili tarafların bilgisine sunulmaktadır.
(8) Tüm taraflara soruşturmanın bu aşamasına kadar, soruşturma ile ilgili görüşlerini ve bu görüşlerle alâkalı belgeleri sunma imkanı verilmiştir.

Soruşturma dönemi
MADDE 4 – (1) Sübvansiyon belirlemesi için 1/1/2007-31/12/2007 dönemi soruşturma dönemi (SD) olarak kabul edilmiştir.

Soruşturma konusu madde
MADDE5 – (1) Başvuruya konu olan madde 3920.62.19.00.00, 3920.69.00.00.00 ve 3921.90.19.00.00 gümrük tarife istatistik pozisyonları (GTİP) altında ithalatı gerçekleştirilen polietilen tereftalat filmlerdir (PET film). PET film, polietilen çip olarak adlandırılan polietilen teraftalat maddesinden elde edilen bir filmdir. PET film ince ve kalın olarak iki kategoride değerlendirilmektedir. Geniş bir kullanım alanına sahip PET filmler özellikle ambalaj, tekstil sanayi, görüntüleme teknolojileri, elektrikli aletler ile manyetik medya üretimi gibi alanlarda kullanılmaktadır.

Yerinde doğrulama soruşturması
MADDE6 – (1) Yönetmeliğin 21 inci maddesi çerçevesinde yerli üretim dalı nezdinde yerinde doğrulama soruşturması gerçekleştirilmiştir.

İKİNCİ KISIM
Sübvansiyona İlişkin Ara Belirlemeler

Ön lisans programı (ÖLP) ve ithalat vergisi muafiyeti
MADDE 7 – (1) Bu programın yasal dayanağı Hindistan Hükümeti tarafından hazırlanan "İhracat İthalat Politikası Belgesi" (İİPB) ile "Prosedürler El Kitabı (PEK)" belgesinin 4 üncü bölümleridir.
a. Programın içeriği
(1) Bu program çerçevesinde ihracatçılar ihraç ettikleri ürünün üretim sürecinde ihtiyaç duydukları maddeleri gümrük vergilerinden muaf olarak ithal edebilmektedirler. Ön lisanslar üretici/ihracatçılar, üreticilerle bağlantılı tacir/ihracatçılar ile belirli koşullarda diğer yerli üreticiler tarafından kullanılabilmektedir.
(2) Ön lisanslardan aşağıda ayrıntıları verilen işlemleri gerçekleştirenler yararlanabilmektedir:
i. Fiziksel ihracat
(1) Fiziksel ihracat koşuluna bağlı olarak ön lisans verilmesi bu programın temel bölümünü oluşturmaktadır. Bu alt-program sayesinde ihraç edilen nihai ürünün üretiminde kullanılan girdilerin vergiden muaf olarak ithali mümkün olmaktadır. Bu kapsamda verilen ön lisans belgelerinde, yapılacak ithalata karşılık olarak hangi üründen ne miktarda ve ne değerde ihracat yapılması gerektiği belirtilmektedir. Gümrük vergisinden muaf olarak ithalat gerçekleştiren firmalar ön lisans çerçevesinde yapmaları gereken ihracatı gerçekleştirene kadar vergi yükümlülüğünü üzerlerinde taşımaya devam etmektedirler.
(2) Bu program çerçevesinde ithalatına izin verilen girdi miktarı ile ihraç edilmesi gereken nihai ürün miktarı Hindistan Hükümeti tarafından yayımlanan Standart Girdi-Çıktı Oranları (SGÇO) belgesinde gösterilmektedir.
ii. Yıllık koşul
(1) Bu alt-program çerçevesinde verilen ön lisansların temel farkı, lisansın ihraç edilecek belirli bir ürün için değil bir ürün grubu için verilmesidir. Bu programdan yararlanan lisans sahibi, geçmişteki ihracat performansına bağlı olarak belirlenen miktardaki herhangi bir girdiyi vergiden muaf olarak ithal edebilmektedir.
iii. Ara-mal tedariki
(1) Bu alt program, tek bir ihraç ürünü üretmek amacıyla üretim sürecini ikiye ayıran iki farklı üretici tarafından kullanılabilmektedir. Bu program çerçevesinde, üreticilerden birisi nihai ürünü üreten üretici/ihracatçının ihtiyaç duyduğu ara girdiyi üretirken, bahse konu ara girdinin üretiminde kullanmak üzere vergiden muaf ithalat yapabilmektedir. Burada ihracat yükümlülüğü nihai ürünü üreten üreticidedir.
iv. Varsayılan ihracat
(1) Bu alt-program çerçevesinde İİPB’de sayılan kategorilerde yer alan Hindistan’da yerleşik müşterilere yapılan satışlar ihracat kabul edilerek üretimde ihtiyaç duyulan girdilerin vergiden muaf ithali mümkün kılınmaktadır. Bahse konu maddede sayılan kategorilere örnek olarak ihracat yönelimli birimler/işletmeler, ihracat işleme bölgeleri ve özel ekonomik bölgeler gösterilebilir. Bu kapsamda yapılan işlemlerde, aslında satılan ürün ülkeyi terk etmemektedir.
v. Ön ibra emri (ÖİE)
(1) Bu program kapsamında, ön lisans sahibi işletme, ihtiyaç duyduğu girdiyi ithal etmek yerine yerli kaynaklardan tedarik etme yoluna gidebilmektedir. Bu durumda bahse konu lisans ÖİE belgesi haline gelmekte ve belgedeki ürünlerin tesliminde yerli tedarikçiye ciro edilmekte, ÖİE belgesi kendisine ciro edilen yerli tedarikçi yaptığı işlem varsayılan ihracat kategorisinde değerlendirildiği için varsayılan ihracat programının sunduğu avantajlardan yararlanma hakkı kazanmaktadır. Firma, lisans sahibi ihracatçının yararlanacağı vergi iadesi avantajından yararlanabilmektedir.
vi. Yurtiçi akreditif
(1) Bu alt program da yerli tedarikçilere avantaj sağlamaya yönelik olarak işlemektedir. Buna göre ön lisans sahibi bir işletme herhangi bir bankaya başvurarak yerli tedarikçiye verilmek üzere bir akreditif açtırabilmektedir. Banka bu durumda, lisans belgesini ithalat işlemleri için hükümsüz kılarak ön lisans belgesinin yerli tedarikçiden satın alınacak ürünler için geçerli hale gelmesini sağlamaktadır. Yerli tedarikçi firmanın lisans sahibi işletmeye yaptığı satışlar ihracat sayılmakta ve firma İİPB kapsamında vergi iadesi avantajlarından yararlanabilmektedir.
b. Değerlendirme
(1) Yukarıda işleyişleri açıklanan programlar incelendiğinde;
- Hindistan Hükümetinin, program çerçevesinde ne kadar girdi ithal edilip bunların ne kadarının ihraç edilen ürünlerde kullanıldığına ilişkin etkin şekilde işleyen bir doğrulama sistemine sahip olmadığı yönünde ciddi bulgular olduğu, bu bağlamda programdan yararlanan firmalara tanınan vergisiz ithalat yapma olanağının Sübvansiyonlar ve Telafi Edici Önlemler Anlaşmasının (Anlaşma) "İhracat Sübvansiyonları Olarak İkame Geri Verme Sistemlerinin Belirlenmesinde İlkeler" başlıklı III. Eki (Ek III) çerçevesinde ihracat sübvansiyonu olduğu;
- Bahse konu programın İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Yönetmelik’in 12. maddesi çerçevesinde Hindistan Hükümetince verilen ve programdan yararlananlara fayda sağlayan bir mali katkı olduğu;
- Programı düzenleyen mevzuat incelendiğinde, programın uygulanmasının ihracat performansına bağlı olduğunun görüldüğü, bu bağlamda Anlaşmanın 3.1 maddesi ve EK III çerçevesinde programın ihracat sübvansiyonu olduğu ve yine Anlaşma’nın 2.3 maddesi çerçevesinde özgül bir sübvansiyon teşkil ettiği;
- Bu hususlar göz önüne alınarak programın önlem alınabilir nitelikte olduğu değerlendirilmiştir.
c. İşbirliğine gelen firmaların durumu ve hesaplamalar
(1) Hindistan’da yerleşik firmalardan soru formuna yanıt vererek işbirliğine gelen SRF firması ile Uflex firması yukarıda detayları açıklanan programdan yararlandıklarını beyan etmişlerdir.
(2) SRF firmasının soru formuna verdiği yanıtlar incelendiğinde program kapsamında iki adet ön lisans belgesi alındığı, buna karşılık bu lisanslarla beş adet ithalat işlemi gerçekleştirildiği tespit edilmiştir.
(3) Uflex firmasının ise program kapsamında soruşturma dönemi içerisinde üç adet lisans kullanarak 95 adet ithalat işlemi gerçekleştirdiği, bunların 32 tanesinin soruşturma konusu ürünle ilgisi bulunduğu tespit edilmiştir.
(4) Hesaplamada işlemin pay kısmına bahse konu lisanslar kapsamında ödenmeyen vergi miktarlarından programdan yararlanmak için ilgili makamlara ödenen başvuru ücretleri düşülmek suretiyle tespit edilen miktar yazılmıştır. İncelenen program kapsamında gümrük vergisi ödenmeden ithal edilen girdilerin hangi ihracat işlemi ile doğrudan ilişkisi bulunduğu tespit edilemediğinden kesir işleminin payda kısmında firmaların soruşturma konusu üründeki toplam ihracat satışlarının değerine yer verilmiştir. Bu şekilde hesaplanan sübvansiyon oranları SRF firması için % 0.13, Uflex firması için ise % 3.32 olarak hesaplanmıştır.

Vergi Hibesi
MADDE 8 – (1) Bu programın yasal dayanağı Hindistan Hükümeti tarafından hazırlanan İİPB ile PEK belgesinin 4 üncü bölümleridir.
a. Programın içeriği
(1) Bu programdan tüm ihracatçı/üreticiler ile tacir/ihracatçılar yararlanabilmektedir. İhracatçı, ihracatını gerçekleştirdiği sırada ilgili makamlara başvurarak vergi hibesinden yararlanmayı talep edebilmektedir. Bu bağlamda, gerçekleştirilen ihracatın değerinin belirli bir yüzdesi kadar hibeden yararlanılabilmektedir.
(2) İhracatçının başvurusu üzerine yetkili makamlarca bir ihracat sevkiyat belgesi hazırlanmakta, bu belgede bahse konu ihracat için ne kadar hibeye hak kazanıldığı bilgisi de yer almaktadır. Belgeyi alan her ihracatçı Hindistan Hükümetince ayrım gözetilmeksizin bu hibeden yararlandırılmaktadır.
(3) Hindistan Hükümeti hangi ürün ihracatının hangi oranda hibe hakkı doğuracağını ilan etmektedir. Oranlar tespit edilirken SGÇO referans olarak alınmakta; ihraç edilen ürün için ne kadar ithal girdi kullanıldığına ilişkin varsayımlardan hareket edilmektedir. Bununla beraber, bahse konu ürün için gerçekten ithalat yapılması zorunluluğu bulunmamaktadır.
(4) Hükümet tarafından verilen bu hibe sadece ithalatta karşılaşılan gümrük vergisinin ödenmesi için kullanılabilmektedir. Bu hibeyi kullanan ihracatçının ithal ettiği maddeyi üretiminde kullanması zorunluluğu bulunmamaktadır, ayrıca hibe miktarının belirlenmesinde gerçekte ne kadar ithal girdi kullanıldığı da göz önüne alınmamaktadır.
b. Değerlendirme
(1) Bahse konu programın incelenmesi neticesinde,
- Anılan program çerçevesinde vergi hibesinden yararlanan firmanın ihracat yapmak dışında herhangi bir mükellefiyet altına girmeden karşılıksız bir kaynağa erişiminin söz konusu olduğu ve bu bağlamda söz konusu hibenin İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Yönetmelik’in 12. Maddesi çerçevesinde Hindistan Hükümetince verilen ve programdan yararlananlara fayda sağlayan bir mali katkı teşkil ettiği;
- Verilen vergi hibesi sadece ithalattaki gümrük vergilerine mahsuben kullanılabilmesi ve Anlaşmanın 1.1(a)1(ii) maddesi çerçevesinde Hindistan Hükümeti’nin vergi gelirinden feragat etmesinin söz konusu olması nedeniyle programın bir sübvansiyon olduğu;
- Programı düzenleyen mevzuat incelendiğinde, programın uygulanmasının ihracat performansına bağlı olduğunun görüldüğü bu bağlamda Anlaşmanın 3.1 maddesi hükmünce programın ihracat sübvansiyonu olduğu ve yine Anlaşma’nın 2.3 maddesi çerçevesinde özgül bir sübvansiyon teşkil ettiği;
- Bu hususlar göz önüne alınarak programın önlem alınabilir nitelikte olduğu değerlendirilmiştir.
c. İşbirliğine gelen firmaların durumu ve hesaplamalar
(1) İşbirliğine gelen üretici/ihracatçılar arasında yukarıda detayları açıklanan programdan Uflex firması ile Ester firmasının yararlandığı tespit edilmiştir.
(2) Firma tarafından sunulan belgeler ışığında, Uflex firmasının soruşturma konusu üründe Türkiye’ye gerçekleştirdiği 19 işlemi referans göstererek 8 vergi hibesi lisansı kullandığı tespit edilmiştir. Buna karşılık Ester firmasının soruşturma döneminde soruşturma konusu üründe Türkiye’ye yaptığı 44 ihracat işlemini referans göstererek 20 adet lisans elde ettiği belirlenmiştir.
(3) İhracat işleminin gerçekleştiği tarihte firmaların elde edecekleri faydanın miktarını tam olarak biliyor olmaları nedeniyle program kapsamında elde edilen faydanın doğuş tarihi olarak lisans belgesine kaynaklık eden ihracat işleminin tarihi esas alınmıştır.
(4) Bahse konu lisanslar ile Türkiye’ye gerçekleştirilen ihracat arasındaki ilişki tam olarak gösterilebildiğinden hesaplamada soruşturma döneminde Türkiye’ye gerçekleştirilen her bir ihracat işlemi sonucunda alınmasına hak kazanılan hibe miktarından program için ödenen başvuru ücretlerinin çıkarılması suretiyle bulunan değer kesir işleminde pay olarak kabul edilmiş, payda kısmında ise soruşturma konusu ürününün Türkiye’ye ihracatının tutarına yer verilmiştir.
(5) Bu şekilde hesaplanan sübvansiyon oranı Uflex firması için % 6.59, Ester firması için ise % 5.64 olarak tespit edilmiştir.

Sermaye malları ithalatı teşvik programı
MADDE 9 – (1) Bu programın yasal dayanağı Hindistan Hükümeti tarafından hazırlanan İİPB’nin 5 inci bölümüdür.
a. Programın içeriği
(1) Bu programdan üretici/ihracatçılar, üreticilerle ilişkili olan tacir ihracatçılar ve hizmet sağlayıcılar faydalanabilmektedir. Program çerçevesinde, üretim öncesinde ve sonrasında kullanılmak üzere yeni veya on yaşına kadar ikinci el sermaye mallarının ithalatta uygulanan mevcut vergiden daha düşük bir oranla ithal edilmesi mümkündür. Bununla beraber, bu avantajdan yararlanan firmalar için sekiz yıl içerisinde, elde edilen vergi avantajının sekiz katı kadar ihracat yapma zorunluluğu bulunmaktadır.
b. Değerlendirme
(1) Bahse konu programın incelenmesi neticesinde,
- Anılan program çerçevesinde sermaye malları ithalatında vergi avantajından yararlanan firmaların karşılıksız olarak sağlanan bir kaynaktan yararlandıkları ve bu bağlamda söz konusu avantajın İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Yönetmelik’in 12. Maddesi çerçevesinde Hindistan Hükümetince verilen ve programdan yararlananlara fayda sağlayan bir mali katkı olduğu;
- Vergi avantajının sadece ithalattaki vergiye mahsuben kullanılabilmesi ve Anlaşmanın 1.1(a)1(ii) maddesi çerçevesinde Hindistan Hükümeti’nin vergi gelirinden feragat etmesinin söz konusu olması nedeniyle programın bir sübvansiyon olduğu;
- Programı düzenleyen mevzuat incelendiğinde, programın uygulanmasının ihracat performansına bağlı olduğunun görüldüğü, programdan yararlanmak isteyen firmaların ihracat taahhüdünde bulunma zorunluluğunda olduğu, bu bağlamda Anlaşmanın 3.1 maddesi hükmünce programın ihracat sübvansiyonu olduğu ve yine Anlaşma’nın 2.3 maddesi çerçevesinde özgül bir sübvansiyon teşkil ettiği;
- Bu hususlar göz önüne alınarak programın önlem alınabilir nitelikte olduğu değerlendirilmiştir.
c. İşbirliğine gelen firmaların durumu ve hesaplamalar
(1) Kendilerine gönderilen soru formlarına yanıt vermek suretiyle işbirliğine gelen Hindistan’da yerleşik üretici/ihracatçıların tamamının bu programdan yararlandığı sundukları bilgi ve belgeler ışığında tespit edilmiştir.
(2) SRF firmasının bahse konu programdan 2004 yılında, Ester firmasının 1997, 1998, 2003, 2004, 2005, 2006 ve 2007 yıllarında, Uflex firmasının ise 1997, 2001, 2002, 2003, 2004, 2005, 2006 ve 2007 yıllarında yararlanarak çeşitli sermaye malı ithalatı gerçekleştirdikleri tespit edilmiştir.
(3) 2008/6 Sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğ ile İlgili Uygulama Usul ve Esasları’nın (UUE) 18 inci maddesi hükmü uyarınca sabit varlıkların alınmasıyla ilişkilendirilebilecek nitelikte olan tekerrür etmeyen sübvansiyonlar söz konusu olduğunda, önlem alınabilir sübvansiyon miktarı bu varlıkların ilgili üretim dalında geçerli olan normal amortisman süresine sübvansiyon değerinin yayılması suretiyle hesaplanır. Bu bağlamda amortisman süresi olarak firmalar tarafından beyan edilen 19 yıllık süre esas alınmıştır. UUE’nın bahse konu maddesine uygun olarak mezkur program kapsamında SD öncesinde verilen ve sabit varlıkların alınmasıyla ilişkilendirilebilecek nitelikteki tekrarlanan bir sübvansiyon söz konusu olduğundan amortisman dönemi içerisinde kalan SD öncesindeki yıllar için de tahakkuk eden fayda göz önüne alınmış ve uygun miktarın SD’ye dağıtılması yoluna gidilmiştir. Alıcının elde ettiği faydanın hesaplanması için uygun yıllık ticari faiz haddinin SD’ye düşen kısmı da göz önüne alınmıştır.
(4) Hesaplamada kullanılacak uygun ticari faiz haddinin tespitine ilişkin olarak, bahse konu firmalardan program kapsamında gerçekleştirdikleri işlemlerle eş dönemli olarak kullandıkları uzun vadeli kredilere ilişkin bilgi istenmiştir. Gelen yanıtların incelenmesi sonucunda kullanılan kredilerin program kapsamındaki faydaya oranla karşılaştırılabilir olmadığının tespit edildiği hallerde IMF’ten elde edilen yıllık ortalama faiz istatistikleri kullanılmıştır. Hindistan Merkez Bankası’ndan elde edilen ulusal istatistikler Hindistan mali yılı olan 1 Nisan-31 Mart dönemini kapsadığından IMF’ten elde edilen yıllık ortalama uzun vadeli kredi faizlerine ilişkin istatistikler tercih edilmiştir. Elde edilen toplam sübvansiyondan başvuruya ilişkin masraflar düşülmüş, SD’ye yansıyan faydanın hesaplanmasının ardından payda olarak soruşturma konusu ürünün toplam ihracat tutarı kullanılmıştır. Bu şekilde hesaplanan sübvansiyon miktarları SRF firması için % 0.01, Ester firması için % 1.95, Uflex firması için ise % 1.73 olarak belirlenmiştir.
İhracat kredisi
MADDE 10 – (1) Bu programın yasal dayanağı Hindistan Merkez Bankası (HMB)tarafından çıkarılan ve güncellenen Ana Sirkülerlerdir.
a. Programın içeriği
(1) İhracat kredileri ihracat öncesi ve sonrası olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Bu krediler de kendi içlerinde yerli para ve döviz cinsinden krediler olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Programdan üretici/ihracatçılar ile tacir/ihracatçılar yararlanabilmektedir.
(2) Program kapsamında HMB tarafından bu tip krediler için uygulanabilecek faiz oranı tavanları belirlenmektedir. 2 Temmuz 2007 tarihli HMB Sirkülerine göre yerli para cinsinden krediler için faiz haddi bankalar arası borçlanma faizinin %2,5 altında olarak tespit edilmiştir.
(3) Döviz cinsinden kredilerde ise faiz hadleri ihracat öncesi ve sonrası için değişiklik arz etmektedir. İhracat öncesi kredilerde 180 güne kadar vadeli kredilerde faiz haddi LIBOR/EURO veya LIBOR/EUROBOR’un %1 fazlası, 180 günden uzun vadeli krediler için ise %2 fazlasını geçemeyecektir. İhracat sonrası kredilerde ise faiz haddi LIBOR/EURO veya LIBOR/EUROBOR’un %1 fazlası kadar olacaktır. Her koşulda, bahse konu program ile ihracatçı firmalara piyasa faiz haddinden daha düşük oranlarda borçlanma olanağı tanınmaktadır.
b. Değerlendirme
(1) Anılan programın incelenmesi neticesinde,
- Bahse konu program özel bankalar aracılığı ile yürütülse de düzenlemenin HMB tarafından yapılması ve yapılan bu düzenlemelere tüm özel bankaların uyması zorunluluğu nedeniyle program Hindistan Hükümetince verilen mali bir katkı olarak değerlendirilmiştir. Ayrıca, söz konusu programın kullanıcı firmalar için borçlanma maliyetini düşürmesi, anılan işletmeler için bir faydanın doğduğuna işaret etmektedir.
- Programı düzenleyen mevzuat incelendiğinde, programdan sadece ihracatçı firmaların yararlanabildiği, bu bağlamda Anlaşmanın 3.1 maddesi hükmünce programın ihracat sübvansiyonu olduğu ve yine Anlaşma’nın 2.3 maddesi çerçevesinde özgül bir sübvansiyon teşkil ettiği;
- Bu hususlar göz önüne alınarak programın önlem alınabilir nitelikte olduğu değerlendirilmiştir.
c. İşbirliğine gelen firmaların durumu ve hesaplamalar
(1) İşbirliğine gelen firmalar arasındaki Ester firması ile Uflex firmasının bahse konu programdan yararlandığı tespit edilmiştir.
(2) Faydanın tespitinde, firmaların normal şartlar altında ticari kredi kullanmış olmaları halinde ödemeleri gereken faiz ile programdan yararlanarak daha az miktarda ödedikleri faiz arasındaki fark göz önüne alınmıştır. Ticari faiz hadlerinin hesaplanmasında firmalar tarafından sunulan veriler esas alınmıştır. Hesaplamada kesir işleminin payda kısmında ise SD’de gerçekleştirilen toplam ihracat miktarı kullanılmıştır. Bu şekilde hesaplanan sübvansiyon oranı Ester firması için %2.35, Uflex firması için ise %0.72’dir.

İhracata yönelik birimler/özel ekonomik bölge programı
MADDE 11 – (1) Bu programın yasal dayanağı Hindistan Hükümeti tarafından hazırlanan İİPB ile PEK belgesinin 6 ve 7 nci bölümleridir.
a. Programın içeriği
(1) Programlardan, üretimlerinin tamamını veya büyük kısmını ihraç eden firmalar yararlanabilmektedirler. Bahse konu firmalar, yasaklı olmamak kaydıyla her türlü ürünün ihracatını gerçekleştirebilirler ve program kapsamında sermaye malları dahil olmak üzere her türlü maddeyi gümrük vergilerinden muaf olarak ithal edebilirler.
(2) Programdan yararlanmak isteyen firmalar, gelecek beş yıla ilişkin olarak planladıkları üretim miktarını, öngörülen ihracat tutarını, ithal ve yerli girdi kullanımlarını içeren detaylı bir başvuru hazırlamaktadırlar. Başvurunun kabul edilmesi halinde kabulün şartları firmaya bildirilmektedir.
(3) Firmalar için temel koşul, bu firmaların net döviz kazancının pozitif olması, diğer bir ifadeyle firmanın yaptığı ihracat işlemleri neticesinde cari fazla veriyor olması gerekliliğidir.
(4) Programlardan yararlanan firmalara sağlanan ayrıcalıklar şunlardır:
- Firmanın üretim faaliyetinde kullanılan sermaye malları, hammadde ve sarf malzemeleri de dahil olmak üzere ithalattaki vergilerden muaf olarak gerçekleştirilmesi;
- Yerli kaynaklardan tedarik edilen maddeler için özel tüketim vergilerinden muafiyet;
- Yerli kaynaklardan tedarik edilen maddeler için merkezi satış vergilerinden muafiyet;
- Yerli petrol firmalarından temin edilen yakıt için ödenen vergilerin iadesi;
- Nihai ürüne ilişkin vergilerin ödenmesi koşuluyla üretimin belirli bir kısmının yurt içine satılması olanağı;
- İhracattan elde edilen gelirler için ödenmesi gereken gelir vergisinden, firmanın faaliyete geçmesinden itibaren on yıllık bir süre (2010 yılını geçmemek kaydıyla) için muafiyet.
b. Değerlendirme
(1) Bahse konu programın incelenmesi neticesinde,
- Anılan programlar çerçevesinde faaliyet gösteren firmalara tanınan gümrük vergisi ile merkezi satış vergisi muafiyetinin firmalar için karşılıksız yararlanılan bir kaynak teşkil ettiği ve bu bağlamda söz konusu muafiyetin İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Yönetmelik’in 12. maddesi çerçevesinde Hindistan Hükümetince verilen ve programdan yararlananlara fayda sağlayan bir mali katkı olduğu;
- Tanınan muafiyetin Anlaşmanın 1.1(a)1(ii) maddesi çerçevesinde Hindistan Hükümeti’nin vergi gelirlerinden feragat etmesi anlamına gelmesi nedeniyle programın bir sübvansiyon olarak kabul edilmesi gerektiği;
- Programı düzenleyen mevzuat incelendiğinde, programın uygulanmasının ihracat performansına bağlı olduğunun görüldüğü bu bağlamda Anlaşmanın 3.1 maddesi hükmünce programın ihracat sübvansiyonu olduğu ve yine Anlaşma’nın 2.3 maddesi çerçevesinde özgül bir sübvansiyon teşkil ettiği;
- Bu hususlar göz önüne alınarak programın önlem alınabilir nitelikte olduğu değerlendirilmektedir.
c. İşbirliğine gelen firmaların durumu ve hesaplamalar
(1) Hindistan’da yerleşik işbirliğine gelen firmalardan SRF firmasının yanıtı incelendiğinde bu firmanın PET film üreten tesislerinden birisinin Indore Özel Ekonomik Bölgesi’nde kurulu olduğu ve bu kapsamda bir çok programdan yararlandığı tespit edilmiştir. Firmanın sermaye malı ithalatında gümrük vergisi avantajlarından yararlandığı, üretimde kullandığı hammaddeleri gümrüksüz olarak tedarik edebildiği, iç piyasadan tedarik ettiği hammaddeler ile hizmetler için ise merkezi satış vergileri ile hizmet vergilerinden muaf tutulduğu belirlenmiştir.
(2) Sermaye mallarının gümrüksüz olarak tedarikiyle ilgili olarak hesaplama yapılırken "Sermaye Malları İthalatı Teşvik Programı" kapsamında kullanılan yönteme sadık kalınmıştır. Bu bağlamda SD öncesinde yapılan bahse konu ithalattan kaynaklanan fayda SD’ye de dağıtılmıştır. Amortisman süresi olarak ise firmanın beyan ettiği 19 yıllık süre kullanılmıştır. Hesaplamada kesrin paydası olarak soruşturma konusu ürünün toplam ihracat tutarı göz önüne alınmıştır.
(3) Hammaddenin gümrüksüz ithalatı ile iç piyasadan merkezi satış vergileri ve hizmet vergileri olmadan tedarik edilen hammadde ve hizmetlerle ilgili olarak ödenmeyen vergiler toplamının faydayı oluşturduğu kabul edilmiş, kesrin paydasına ise soruşturma konusu ürünün toplam ihracat tutarı konulmuştur.
(4) Özel ekonomik bölge programı kapsamında firmanın yararlandığı toplam sübvansiyon oranı %6 olarak tespit edilmiştir.

Maharashtra yerel yönetiminin teşvik paketi programı
MADDE12 – (1) Soruşturmaya konu olan bu program Maharashtra yerel yönetimince, az gelişmiş bölgelerde sanayi yatırımlarının arttırılmasını sağlamak üzere 1964 yılından bu yana uygulanmaktadır.
a. Programın içeriği
(1) Bu teşvik paketi içerisindeki uygulamaların ayrıntıları aşağıda açıklanmıştır:
i. Sınai teşvik sübvansiyonu
(1) Bu uygulamada Maharashtra Eyaleti içerisinde yeni kurulan ve programdan yararlanmaya hak kazanan işletmeler yerel yönetime ödedikleri ilgili her türlü verginin ortalama %25’ini geri alabilmektedir. Ödenen verginin ne kadarının geri alınacağı firmanın kuruluş yerine göre değişmektedir. Bununla beraber yeni kurulmayan ve hali hazırda faaliyet gösteren firmalar da sabit sermaye stokunu en az %25 oranında arttırmak koşuluyla bu programdan yararlanabilmektedir.
ii. Elektrik vergisi muafiyeti
(1) Eyalet içerisinde belirli bölgelerde kurulu olan işletmeler ile ihracata yönelik olarak faaliyet gösteren tüm firmalar elektrik vergisinden 10 ila 15 yıllığına muaf tutulabilmektedirler.
iii. Damga vergisi muafiyeti
(1) Eyalet içerisinde belirli bölgelerde kurulu olan işletmeler için 31 Mart 2011 tarihine kadar damga vergisi muafiyeti yürürlüktedir.
iv. Octroi vergisi muafiyeti
(1) Eyalet içerisinde belirli bölgelerde kurulu olan işletmeler için, Hindistan’da yerel hükümetlerce toplanan ve bir çeşit yurt içi transit vergisi olan octroi vergisinin iadesi ve satış vergisi muafiyeti uygulaması yürürlüktedir.
b. Değerlendirme
(1) Program kapsamında Maharashtra yerel yönetimince sağlanan vergi iadesi ve vergi muafiyeti uygulamalarının ilgili otoritenin gelirlerinden feragat etmesi sonucunu doğurması sebebiyle kamu tarafından temin edilen bir mali katkı olduğu düşünülmektedir. Firmalara sağlanan bu avantajlar, anılan işletmeler için de bir fayda doğurduğundan sübvansiyon olarak değerlendirilmektedir.
(2) Anılan programdan sadece belirli bir bölgede kurulan işletmeler yararlanabildiğinden şikayete konu programın Anlaşma’nın 2.2 maddesi çerçevesinde özgül bir sübvansiyon olduğu ve önlem alınabilir nitelikte olduğu düşünülmektedir.
c. İşbirliğine gelen firmaların durumu
(1) Hindistan’da yerleşik üretici/ihracatçılardan kendilerine gönderilen soru formlarına yanıt vererek işbirliğinde bulunan adı geçen firmalar arasında bu programdan yararlandığını beyan eden bir firma olmamıştır.
(2) Öte yandan, Hindistan yetkili makamları tarafından gönderilen yanıtlar incelendiğinde, bahse konu teşvik paketinin ana hatlarının açıklandığı, buna karşılık hesaplamada kullanılmaya müsait veri sağlanmadığı tespit edildiğinden işbirliğine gelmeyen firmalar için geçerli olmak üzere Avrupa Birliği tarafından Hindistan’da yerleşik ve bu programdan yararlanan bir firma için 31.08.2006 tarihli ve 1288/2006 sayılı Tebliğ’de tespit edilen %1.6’lık oranın kullanılması uygun görülmüştür.

ÜÇÜNCÜ KISIM
Yerli Üretim Dalında Zarara İlişkin Ara Belirlemeler

BİRİNCİ BÖLÜM
Sübvansiyonlu İthalat
İthalatın Hacmi ve Değerlerinin Gelişimi

Genel
MADDE13 – (1) Yönetmelik’in 17 nci maddesi çerçevesinde, soruşturma konusu ülke menşeli ithalatın hacminde mutlak anlamda ya da Türkiye tüketimine oranla önemli ölçüde bir artış olup olmadığı incelenmiştir.

Maddenin genel ithalatı
MADDE14 – (1) Soruşturmaya konu PET filmlerin genel ithalatı incelendiğinde 2004 yılında 10.533 ton olan ithalatın 2005 yılında artarak 13.722 tona yükseldiği, 2006 yılında ise azalarak 13.223 ton olarak gerçekleştiği, 2007 yılında ise 16.113 ton olduğu görülmektedir.

Sübvansiyonlu ithalat
MADDE 15 – (1) Hindistan menşeli ithalatın gelişimi incelendiğinde 2004 yılında 2.598 ton olan ithalatın 2005 yılında ciddi şekilde artarak 4.662 tona yükseldiği, 2006 yılında bir önceki yıla göre düşerek 2.666 tona gerilediği, 2007 yılında ise 2.604 ton olarak gerçekleştiği görülmektedir. Hindistan menşeli ithalatın bahse konu maddenin genel ithalatı içerisindeki payı incelendiğinde ise 2004 yılında %25 olan payın 2005 yılında %34’e yükseldiği, 2006 yılında %26’ya gerilediği ve 2007 yılında ise %24 olarak gerçekleştiği görülmektedir.

Maddenin üçüncü ülkelerden ithalatı
MADDE16 – (1) Soruşturma konusu maddenin üçüncü ülkelerden ithalatı incelendiğinde 2004 yılında 7.935 ton olan ithalat miktarının 2005 yılında 9.011 tona yükseldiği, 2006 yılında 7.406 tona gerilediği, 2007 yılında ise 8.106 ton olarak gerçekleştiği görülmektedir. Üçüncü ülkeler menşeli ithalatın bahse konu maddenin genel ithalatı içerisindeki payı incelendiğinde ise 2004 yılında %75 olan payın 2005 yılında %66’ya gerilediği, 2006 yılında %74’e, 2007 yılında ise %76’ya yükseldiği görülmektedir.

Sübvansiyonlu ithalatın pazar payı
MADDE17 – (1) Maddenin yurtiçi tüketimi, yerli üreticilerin yurtiçi satışları ile genel ithalatın toplanması suretiyle hesaplanmıştır. Bununla beraber yerli üretimin 2005 yılından itibaren başlaması nedeniyle 2004 ve 2005 yıllarında tüketime konu maddenin büyük oranda ithalat yoluyla tedarik edildiği anlaşılmaktadır.
(2) Yurt içi tüketim endeksine bakıldığında 2004 yılında 100 olan endeksin 2005 yılında 135’e, 2006 yılında 155’e, 2007 yılında ise 185’e yükseldiği görülmektedir. Yurt içi tüketimin 2004-2007 arasındaki dönemde yıllık ortalama %23 oranında arttığı anlaşılmaktadır.
(3) Hindistan menşeli soruşturma konusu ürünün tüketim içindeki payı 2004 yılında 100 olarak kabul edildiğinde, bu rakamın 2005 yılında 133’e yükseldiği, 2006 yılında 66’ya, 2007 yılında ise 54’e gerilediği görülmektedir.

Sübvansiyonlu ithalatın fiyatları
MADDE 18 – (1) Soruşturmaya konu Hindistan menşeli PET filmlerin 2004 yılında 2,20 ABD Doları/Kg olan ağırlıklı ortalama birim fiyatı, 2005 yılında 2,15 ABD Doları/Kg’ye, 2006 yılında ise 2,04 ABD Doları/Kg seviyesine inmiş, 2007 yılında ise 2,26 ABD Doları/Kg olarak gerçekleşmiştir.

Fiyat baskısı
MADDE19 – (1) Soruşturmaya konu olan ithalatın yerli üretim dalının fiyatları üzerindeki etkisi de değerlendirilmiştir. Bu bağlamda yerli üretim dalı bahse konu ürünlerin üretimine 2005 yılının son dört ayında başladığı için karşılaştırma yapılabilmesini teminen 2006 ve 2007 yılı verileri incelenmiştir.
(2) Yerli üretim dalının yurt içi satış fiyatlarının ortalama birim ticari maliyetin altında kaldığı tespit edildiğinden fiyat baskısının söz konusu olup olmadığına bakılmıştır. Bu çerçevede, ağırlıklı ortalama maliyet artı kâr yöntemiyle bulunan yerli üreticinin olması gereken birim fiyatlarıyla önlem konusu ürünün pazara giriş fiyatı karşılaştırılmıştır.
(3) Bu bağlamda, Hindistan menşeli ithalatın yerli üretim dalının fiyatları üzerinde 2006 yılında %94, 2007 yılında ise %43 oranında fiyat baskısı oluşturduğu tespit edilmiştir.

İKİNCİ BÖLÜM
Yerli Üretim Dalının Durumu

Yerli üretim dalının ekonomik göstergeleri
MADDE20 – (1) Sübvansiyonlu ithalatın yerli üretim dalının ekonomik göstergelerinde yarattığı etkinin görülebilmesi amacıyla bahse konu ekonomik göstergeler yerli üretim dalının üretime başladığı 2005 yılı ile 2007 yılı arasındaki dönem için incelenmiştir. Yerli üretim dalı 2005 yılının tamamında üretim yapmadığı için, karşılaştırma yapılabilmesini teminen 2005 yılının verileri tüm yıla oranlanmıştır.
(2) Öte yandan, eğilimin sağlıklı bir şekilde incelenmesi amacıyla Türk Lirası bazındaki veriler yıllık ortalama Üretici Fiyatları Endeksi (ÜFE) kullanılarak enflasyondan arındırılmıştır.
a) Üretim
(1) Yerli üretim dalının üretim miktar verileri incelendiğinde üretimin başladığı 2005 yılında 100 olarak kabul edilen üretim miktarının 2006 yılında 203’e yükseldiği, 2007 yılında ise 449 olarak gerçekleştiği görülmektedir. Üretim verileri incelendiğinde 2005 yılında yeni başlayan üretimin deneme mahiyetinde olduğu, miktarın bu nedenle diğer dönemlere göre düşük olduğu gözlenmektedir. İlerleyen dönemlerde ise yerli üretim dalının üretim ölçeğini arttırmaya başladığı, buna bağlı olarak üretim miktarının da istikrarlı bir şekilde arttığı görülmektedir.
b) Satışlar
(1) Yerli üretim dalının yurt içi satış miktar endeksi 2005 yılında 100 olarak kabul edildiğinde 2006 yılında 1.211’e, 2007 yılında ise 2130’a yükselmiştir. Bu ciddi artışın en önemli nedeni 2005 yılında gerçekleştirilen üretime oranla satış miktarının çok düşük kalması, ilerleyen dönemlerde ise artan üretime paralel olarak yurt içi piyasadan daha fazla pay alınması gösterilebilir. Nitekim 2005 yılında gerçekleştirilen az miktarda üretimin büyük bölümü stoklarda kalmış, satış miktarı çok düşük seviyede gerçekleşmiştir. İlerleyen dönemlerde ise üretimin giderek artan bir bölümü yurt içi piyasada satılabilmiştir.
c) İhracat
(1) Yerli üretim dalının ihracat miktar endeksi incelendiğinde 2006 yılında 100 olan endeksin 2006 yılında 292’ye, 2007 yılında ise 1.113’e yükseldiği gözlenmektedir.
ç) Yurtiçi fiyatlar
(1) Yerli üretim dalının yurt içi ağırlıklı ortalama birim fiyatları da incelenmiştir. Buna göre 2005 yılında 100 olarak kabul edilen endeksin, 2006 yılında 88’e 2007 yılında ise 78’e gerilediği görülmektedir.
d) Pazar payı
(1) Yerli üretim dalının üretime başladığı 2005 yılındaki üretimi daha çok deneme mahiyetinde olduğundan, yurt içi satışları da düşük seyretmiş, dolayısıyla 2005 yılında yurt içi pazar payı ihmal edilebilir düzeyde seyretmiştir. 2006 yılından itibaren üretim ve satış miktarının artmasıyla beraber pazar payında da artış başlamıştır. Buna karşılık 2007 yılında bir önceki yıla göre pazar payında bir gerileme olduğu da tespit edilmiştir.
e) Stoklar
(1) Yerli üretim dalının stok miktar endeksi incelendiğinde 2005 yılında 100 olan endeksin 2006 yılında 52’ye gerilediği, 2007 yılında ise 68 olarak gerçekleştiği görülmektedir.
f) Kapasite ve kapasite kullanım oranı (KKO)
(1) Yerli üretim dalının üretim kapasite miktar endeksi incelenen dönemde değişmemiştir. Bununla beraber KKO üretimdeki istikrarlı artışa paralel olarak yükselmiştir. 2005 yılında 100 olarak kabul edilen KKO endeksi 2006 yılında 203’e, 2007 yılında ise 449’a yükselmiştir. Bununla beraber, bu hızlı artışın temel nedeni üretimin başladığı yıl olan 2005 yılında kurulu kapasitenin çok düşük bir oranının kullanılmasıdır. 2005 yılındaki üretim faaliyeti daha çok deneme mahiyetinde gerçekleştiğinden izleyen dönemlerde KKO’nında görülen artış 2005 yılına göre nispi bir artışı ifade etmektedir.
g) İstihdam
(1) Yerli üretim dalının istihdam verileri incelendiğinde artan üretim miktarına paralel bir istihdam seviyesi artışı gözlenmemektedir. Nitekim 2005 yılı için 100 olarak kabul edilen istihdam endeksi 2006 ve 2007 yıllarında 90’a gerilemiştir.
ğ) Ücretler
(1) Yerli üretim dalı için geçerli olan ücret endeksi 2005 yılı 100 olarak kabul edildiğinde 2006 yılında 95’e gerilemiş, 2007 yılında ise 93 olarak gerçekleşmiştir.
h) Verimlilik
(1) Yerli üretim dalının artan üretim miktarı ve 2005 yılına oranla düşen istihdam seviyesine bağlı olarak verimliliğinin arttığı gözlenmektedir. Nitekim 2005 yılında 100 olarak kabul edilen verimlilik endeksinin 2006 yılında 678’e, 2007 yılında ise 1503’e yükseldiği görülmektedir.
ı) Maliyetler
(1) Yerli üretim dalının ağırlıklı ortalama birim maliyetleri incelendiğinde 2005 yılında 100 olan endeksin 2006 yılında 104’e yükseldiği, 2007 yılında ise 71’e gerilediği görülmektedir. 2006 yılındaki ciddi artışın kaynağının bahse konu dönemdeki net finansman giderlerindeki artıştan kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Bununla beraber üretimdeki ölçek artışıyla birlikte özellikle ortalama birim sınai maliyette önemli gerilemeler görüldüğü, benzer düşüş eğiliminin faaliyet giderleri ile net finansman giderlerinde de görülmesiyle ticari maliyette 2007 yılı itibariyle iyileşme yaşandığı değerlendirilmektedir.
i) Kârlılık
(1) Yerli üretim dalının ilgili üründeki kârlılık verileri incelendiğinde ise, ağırlıklı ortalama birim ticari maliyetlerde görülen azalmaya rağmen zarar durumunun devam ettiği görülmektedir. Yerli üretim dalının satış fiyatlarının ortalama ticari maliyetlerinin altında kalması nedeniyle ürün kârlılığının negatif olduğu anlaşılmaktadır. Bununla beraber, ticari maliyetlerde görülen iyileşme ile ihraç fiyatlarının artmasının etkisiyle yurt içi birim fiyatlardaki gerilemeye rağmen zarar verilerinde nispi bir iyileşme söz konusudur. Nitekim 2005 yılında -100 olan birim ürün zararı endeksi, 2006 yılında -80’e, 2007 yılında ise -35’e yükselmiştir.
j) Nakit akışı
(1) Yerli üretim dalının ürün karı ile ürün amortismanının toplanması suretiyle hesaplanan ürün nakit akışı verileri incelendiğinde, üretimin başladığı 2005 yılından itibaren ürün nakit akışının negatif değerleri ifade ettiği, 2006 ve 2007 yıllarında ise daha da kötüleştiği görülmektedir. Bu bağlamda 2005 yılında -100 olan ürün nakit akışı endeksinin 2006 yılında -1.426’ya, 2007 yılında ise -1.563’e düştüğü gözlenmektedir.
k) Özkaynakların kârlılığı ve yatırım hasılatı
(1) Yerli üretim dalının tüm faaliyetlerini içeren özkaynakların karlılığı endeksi 2005 yılında -100, 2006 yılında -210, 2007 yılında ise -28 olarak gerçekleşmiştir.
l) Büyüme
(1) Yerli üretim dalının aktiflerindeki gelişim incelendiğinde 2005 yılında 100 birim olan yerli üretim dalı aktifleri endeksinin 2006 yılında 93’e gerilediği, 2007 yılının dört aylık döneminde ise 73 olarak gerçekleştiği görülmektedir.
m) Sermaye artışı
(1) Yerli üretim dalının özsermaye endeksi incelendiğinde de 2005 yılında 100 birim olan endeksin, 2006 yılında 79’a, 2007 yılında ise 71’e gerilediği gözlenmektedir.
n) Yatırımlardaki artış
(1) Yerli üretim dalı tarafından 2005 yılının incelenen dönemi ile 2007 yılının ele alınan dönemi arasında herhangi bir tevsi veya yenileme yatırımı yapılmamıştır.



Ekonomik göstergelerin değerlendirilmesi
MADDE 21 – (1) Yerli üretim dalının zarar inceleme dönemi ekonomik göstergelerinde yapılan zarar incelemesinde, tüm zarar faktörleri ayrı ayrı incelenmiş, ancak değerlendirme zarar faktörlerinin bir bütün olarak değerlendirilmesiyle yapılmıştır.
(2) Yerli üretim dalının üretim miktarının, üretimin 2005 yılının son döneminden itibaren başlaması nedeniyle istikrarlı bir şekilde artış gösterdiği görülmektedir. Yurt içi ve yurt dışı satış miktarları da bu dönemde üretim artışına paralel olarak artmıştır. Buna karşılık Hindistan menşeli sübvansiyonlu ithalatın yerli üretim dalının fiyatları üzerinde ciddi oranlarda fiyat baskısı oluşturduğu, bu durumun neticesinde de yerli üretim dalının yurt içine maliyetinin altında fiyatlarla satış yaptığı görülmektedir. Her ne kadar 2005 yılından itibaren üretim ölçeğinin artmasına bağlı olarak birim ticari maliyetlerde bir iyileşme yaşanmış olsa da yerli üretim dalının birim fiyatlarının söz konusu fiyat baskısı nedeniyle olması gereken düzeyde seyredemediği bu nedenle toplam ve birim zararın sürdüğü görülmektedir.
(3) Öte yandan, yerli üretim dalının tüm faaliyetlerini kapsayan aktif büyüklüğü, sermaye hasılatı, özkaynak kârlılığı, özsermaye artışı gibi göstergelerinde görülen olumsuz tablonun, yerli üretim dalının farklı ürünlerde de faaliyet göstermesi nedeniyle doğrudan söz konusu sübvansiyonlu ithalat ile ilişkilendirilmesi doğru olmamakla birlikte, ilgili ürünün kârlılığında devam eden olumsuzlukların da yerli üretim dalı genelinde yaşanan gerilemede payı olduğu açıktır.
(4) Ekonomik göstergelerinde yaşanan söz konusu olumsuz gelişmeler ışığında, yerli üretim dalının soruşturmaya konu ürün ile ilgili faaliyetlerinde ciddi sorunlar ile karşı karşıya olduğu anlaşılmaktadır.

DÖRDÜNCÜ KISIM
Sübvansiyonlu İthalat ile Zarar Arasındaki Nedenselliğe İlişkin Belirlemeler

Sübvansiyonlu ithalatın etkisi
MADDE22 – (1) Soruşturmaya konu ithalatın 2005 yılında %34 olan genel ithalat içerisindeki payının 2006 yılında %26’ya, 2007 yılında ise %24’e gerilediği görülmüştür. Aynı dönemde birim fiyatlar ise dalgalı bir seyir izlemiş, SD’de 2004 yılına göre hafif bir artış göstermiştir. Bununla beraber, bu artışın sübvansiyonlu ithalat dolayısıyla yerli üretim dalının fiyatları üzerinde ortaya çıkan fiyat baskısını ortadan kaldıracak düzeyde olmadığı gözlemlenmektedir.
(2) Yerli üretim dalı, üretim miktarındaki artışla beraber verimlilik ve birim ticari maliyet gibi unsurlarda da gelişme göstermiş olsa da fiyat baskısı nedeniyle fiyatlarını ticari maliyetlerinin altında belirlemek durumunda kalmıştır. Bu durum soruşturma konusu üründeki zararın devam etmesine neden olmuştur.

Üçüncü ülkelerden ithalat
MADDE23 – (1) Üçüncü ülkeler menşeli ithalatın 2004-SD arasındaki dönemde büyük bir değişiklik göstermediği 2005 yılındaki düşüş haricinde ithalat içi payını da koruduğu görülmektedir. Buna karşılık bahse konu ithalatın birim fiyatları incelendiğinde Hindistan menşeli soruşturma konusu ürünün ortalama birim fiyatlarına göre çok yüksek düzeylerde seyrettiği gözlenmektedir. Bu tespitler ışığında, üçüncü ülkeler menşeli ithalatın yerli üretim dalının zarara ilişkin olumsuz göstergelerinde pay sahibi olmadığı düşünülmektedir.

BEŞİNCİ KISIM
Sonuç

Karar
MADDE 24 – (1) Yukarıdaki tespitler ışığında, İthalatta Haksız Rekabeti Değerlendirme Kurulu’nun Kararı ve Bakan onayı ile aşağıdaki tabloda da gösterildiği üzere, soruşturma kapsamında işbirliğine gelen firmalarla ilgili olarak kendileri için münferiden hesaplanmış bulunan oranlarda, işbirliğine gelmeyen firmalar için ise her bir programla ilgili olarak işbirliğine gelen firmalar için hesaplanan en yüksek oranların toplamı kadar teminat şeklinde geçici önlem yürürlüğe konulmuştur.



Süre
MADDE25 – (1) Karar maddesinde belirtilen geçici önlem, soruşturma ile ilgili kesin kararın Resmî Gazete’de yayımlanmasına kadar, azami 4 ay süreyle yürürlükte kalır.

Uygulama
MADDE26 – (1) Gümrük İdareleri, Karar maddesinde gümrük tarife pozisyon numaraları, tanımı, menşe/çıkış ülkesi ve üretici/ihracatçıları belirtilen eşyanın ithalatında karşısında gösterilen oranda teminat alırlar.

Yürürlük
MADDE27 – (1) Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme
MADDE 28 – (1) Bu Tebliğ hükümlerini Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın bağlı olduğu Bakan yürütür.

Hiç yorum yok: