14 Haziran 2008 Cumartesi

İthalatı Kayıt Altına Alınacak Deri ve Kürk Giyim Eşyaları Arttırıldı

15 Haziran 2008 tarih ve 26907 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan Deri ve Kürk Giyim Eşyası İthalatının Kayda Alınmasına İlişkin 2008/23 sayılı İthalat Tebliği'nde Değişiklik Yapılması Hakkında Tebliğ aracılığıyla 31 Aralık 2007 tarih ve 26743 I. Mükerrer sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan Tebliğ'in birinci ekinde yer alan tablo değiştirilerek ithalatı kayıt altına alınacak deri ve kürk giyim eşyalarının sayısı ciddi şekilde arttırıldı. Tablonun yeni hali aşağıdaki şekilde:




Söz konusu ürünleri ithal etmek isteyen ithalatçıların önce Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafından tayin edilen Kayıt Merkezleri'ne başvurarak Kayıt Belgesi düzenletmesi gerekiyor. Kayıt Merkezleri aşağıdaki şekilde:

Yönlendirilmiş Liflevhalara Soruşturma

Dış Ticaret Müsteşarlığı 14 Haziran 2008 tarih ve 26906 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin 2008/20 sayılı Tebliğ aracılığıyla Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada menşeli yönlendirilmiş liflevhalara (İngilizce oriented strand board) ilişkin olarak bir dampinge karşı soruşturma başlattı. Esas itibariyle odunların yongalanıp bir yapıştırıcı ile karıştırılıp basınç altında birleştirilmesi suretiyle elde edilen bir çeşit ahşap levha olan yönlendirilmiş liflevhaların geniş bir kullanım alanı bulunuyor.



Tek yerli üretici olan Sumaş Sun’i Tahta ve Mobilya Sanayi A.Ş.tarafından yapılan başvuru üzerine başlatılan soruşturmada dampingin belirlenmesi için soruşturma dönemi 2007 yılı gibi gözüküyor. 2006 yılında üretime geçen Sumaş'ın dampingli ithalatın neden olduğu fiyat kırılması nedeniyle satışlarını arttırmasına karşın zarara uğradığı, ekonomik göstergelerinin bozulduğu ifade ediliyor.

Kendilerine soru formu gönderilen ithalatçılar ile yabancı üretici/ihracatçıların soru formlarına yanıt vermek için formların gönderildikleri tarihten itibaren posta süresi dahil 37 gümlük süresi var. Kendisine soru formu gönderilmediğini öğrenen ilgililerin ise 15 gün içerisinde soru formu talep etmesi ve buna Tebliğ'in yayınlanmasından itibaren 37 gün içerisinde yanıt vermesi gerekiyor. İlgili tarafların soru formları tarafından kapsanmayan diğer bilgi, belge ve görüşleri de aynı süre içerisinde Dış Ticaret Müsteşarlığı'na iletmesi gerekiyor.

İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin 2008/21 sayılı Tebliğ

14 Haziran 2008 tarih ve 26906 sayılı Resmi Gazete

İTHALATTA HAKSIZ REKABETİN ÖNLENMESİNE İLİŞKİN TEBLİĞ
(TEBLİĞ NO: 2008/21)

Başvuru
MADDE 1 - (1) 4412 sayılı Kanunla değişik 3577 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Kanun, 20/10/1999 tarihli ve 99/13482 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Karar ve 30/10/1999 tarih ve 23861 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Yönetmelik (Yönetmelik) hükümleri çerçevesinde yerli üretici Sumaş Sun’i Tahta ve Mobilya Sanayi A.Ş., ABD ve Kanada menşeli “yönlendirilmiş lif levhalar”ın (OSB-Oriented Strand Board) Türkiye’ye dampingli fiyatlarla ithal edildiği ve bu durumun yerli üretim dalında maddi zarara neden olduğu iddiasıyla bu ülkeler menşeli söz konusu maddelerin ithalatına karşı önlem alınması istemiyle başvuruda bulunmuştur.

Başvuru konusu madde
MADDE 2 - (1) Yönlendirilmiş lif levha (OSB-Oriented Strand Board) bir tür ahşap levhadır. Bu levhalar esas itibariyle odunların yongalanıp bir yapıştırıcı ile karıştırılıp basınç altında birleştirilmesi suretiyle elde edilen levhalardır.

(2) Sahip olduğu teknik özellikler nedeni ile OSB levhaların geniş bir kullanım alanı bulunmaktadır. Özellikle binalarda çatı kaplama, ara bölme, yalıtım, duvar ve yer döşemesi olarak, ambalaj sanayinde ambalaj malzemesi, mobilya sanayinde koltuk iskeleti ve arkalık olarak, inşaat sektöründe beton kalıbı, prefabrik yapı elemanı, duvar dekorasyon levhası ve reklam panosu olarak kullanılmaktadır.

(3) Başvuru konusu Yönlendirilmiş lif levhalar (OSB), 4410.12 Gümrük Tarife Pozisyonu (GTP) altında sınıflandırılmaktadır.

(4) Bu aşamada belirtilen GTP bilgi amaçlı verilmiş olup, bağlayıcı değildir.

Başvurunun desteklenmesi
MADDE 3 - (1) Başvuru aşamasında sunulan delillerden, şikâyetçi firmanın Türkiye toplam benzer mal üretiminin %100’ünü gerçekleştirdiği tespit olunmuş, böylece, Yönetmelik’in 20 nci maddesi çerçevesinde yerli üretim dalını temsil yeteneğini haiz olduğu anlaşılmıştır.

Damping iddiası
MADDE 4 - (1) 2007 yılında söz konusu ülkelerde tüketime konu olan benzer mal için normal ticari işlemler sonucunda fiilen ödenmiş veya ödenmesi gereken karşılaştırılabilir iç piyasa satış fiyatları temin edilemediğinden, normal değer yerli üretim dalının verileri esas alınarak oluşturulmuş normal değer yöntemi ile tespit edilmiştir.

(2) İhraç fiyatı hesaplanırken şikâyet konusu ürünün ilgili ülkelerden Türkiye’ye gerçekleştirilen ithalatına ilişkin resmi istatistik verilerinden elde edilen ortalama birim fiyatlar esas alınmıştır.

(3) Normal değer ile ihraç fiyatının aynı ticari aşamada karşılaştırılmasını teminen FOB ihraç fiyatı ihracatçıların lehine olmak üzere, fabrika çıkış aşaması fiyat olarak kabul edilmiştir.

(4) Normal değer ile Türkiye’ye ihraç fiyatının mümkün olduğu ölçüde aynı ticari aşamada (fabrika çıkış aşaması) karşılaştırılması yoluyla hesaplanan damping marjlarının şikayete konu ülkeler için önemli oranlarda olduğu görülmüştür.

Zarar ve nedensellik iddiası
MADDE 5 - (1) Şikâyet konusu ülkelerin her birinden yapılan ithalatın toplam ithalat içerisindeki payı, 2005–2008 ilk 3 aylık dönem arasında önemli oranda artış göstermiştir. 2006 yılında üretime başlayan yerli üretim dalının, 2007 yılında üretim ve satışları büyüme göstermekle birlikte karlılığında ciddi bir azalma tespit edilmiştir. 2008 yılına gelindiğinde pazarda devam ettiği anlaşılan büyümeye rağmen yerli üretim dalının iç piyasa satışları oransal olarak gerilemiş ve bunun sonucu olarak pazar payı önemli oranda azalmıştır. Pazar payının tamamen şikâyete konu ülkeler tarafından ele geçirildiği, dolayısıyla pazar büyümesinden esas itibariyle şikâyete konu ülkeler menşeli OSB’lerin fayda sağladığı tespit edilmiştir.

(2) 2007 yılı için hesaplanan fiyat kırılmalarının önemli oranlarda olduğu, 2008 yılında da şikâyete konu ülkeler menşeli ithalatın ortalama birim fiyatlarının düşmeye devam etmesi nedeniyle yerli üretim dalının fiyatlarının ticari maliyetlerinin altında kaldığı tespit edilmiştir.

(3) Yerli üretim dalının fiyatlarının oldukça altındaki dampingli fiyatlar sonucu şikâyete konu ülkelerden artan ithalata paralel olarak yerli üretim dalının üretim, kapasite kullanım oranı, satışlar, pazar payı, karlılık, verimlilik, maliyet yapısı ve stok göstergelerinde bozulmalar olduğu tespit edilmiştir.

(4) Başvuru aşamasında sunulan deliller ve ithalata ilişkin resmi istatistikler esas alınarak yapılan tespitler ışığında, şikâyete konu ülkeler menşeli, dampingli olduğu iddia edilen ithalatın yerli sanayinin ekonomik göstergelerinde olumsuzluklara yol açtığı değerlendirilmiştir.

Karar ve işlemler
MADDE 6 - (1) Yapılan inceleme sonucunda, başvurunun yeterli bilgi, belge ve delilleri içerdiği anlaşıldığından, ABD ve Kanada menşeli söz konusu ürün için İthalatta Haksız Rekabeti Değerlendirme Kurulu’nca 05/06/2008 tarihinde, Yönetmelik’in 20 nci maddesi çerçevesinde soruşturma açılmasına karar verilmiştir.

(2) Soruşturma, Dış Ticaret Müsteşarlığı İthalat Genel Müdürlüğü (Genel Müdürlük) tarafından yürütülecektir.

Soru formu ve bilgilerin toplanması
MADDE 7 - (1) Soruşturma için gerekli bilgilerin temini amacıyla, söz konusu maddenin yerli üreticilerine, bilinen ithalatçılarına ve yabancı üretici/ihracatçılarına soru formları gönderilecektir. Söz konusu tarafların soru formu dağıtım listesinde yer alıp almadıklarını öğrenmek üzere Genel Müdürlük ile temasa geçerek bilgi almaları gerekmektedir. Anılan listede yer almadığını öğrenen veya makul bir süre içinde soru formunu alamayan tarafların bu Tebliğ’in yayımı tarihinden itibaren 15 gün içinde yazılı olarak soru formu talebinde bulunması gerekmektedir.

(2) Ayrıca, ilgili ülkelerdeki üretici ve ihracatçılara iletilmesini kolaylaştırmak ve çabuklaştırmak amacıyla, soru formu soruşturmaya konu ülkelerin Türkiye’deki resmi temsilciliklerine de gönderilecektir.

Süreler
MADDE 8 - (1) Soru formuna cevap verme süresi, gönderildiği tarihten itibaren posta süresi dahil 37 gündür. Tebliğ’in 7 inci maddesinde belirtilen, sonradan soru formu talebinde bulunan taraflar ise bu Tebliğ’in yayımı tarihinden itibaren işleyecek 37 günlük süre ile bağlıdırlar.

(2) Soru formunda talep edilen bilgi ve belgelerin haricinde soruşturmayla ilgili olduğu düşünülen diğer bilgi, belge ve görüşlerin dikkate alınabilmesi için; söz konusu bilgi, belge ve görüşlerin, bu Tebliğ’in yayımı tarihinden itibaren en geç 37 gün içinde Genel Müdürlüğe yazılı olarak ulaştırılması gerekmektedir.

(3) Soruşturmanın sonucundan etkilenebileceklerini iddia eden, ancak bu Tebliğ’in 7 nci maddesi kapsamına girmeyen diğer ilgili tarafların da (ürünü girdi olarak kullanan işletmeler, bunların meslek kuruluşları, tüketici dernekleri, üretim dalındaki işçi veya işveren sendikaları, vb.) görüşlerini bu Tebliğ’in yayımı tarihinden itibaren 37 gün içinde yazılı olarak Genel Müdürlüğe bildirmeleri gerekmektedir.

İşbirliğine gelinmemesi
MADDE 9 - (1) Yönetmelik’in 26 ncı maddesinde belirtildiği üzere, taraflardan birinin belirtilen süreler içinde gerekli bilgiyi sağlamaması veya yanlış bilgi vermesi ya da bilgi vermeyi reddetmesi veya soruşturmayı engellediğinin anlaşılması halinde soruşturmaya ilişkin karar, olumlu veya olumsuz, mevcut verilere göre alınacaktır.

Geçici önlem alınması ve vergilerin geriye dönük uygulanması
MADDE 10 - (1) Karar’ın ilgili maddeleri uyarınca, soruşturma süresince geçici önlem uygulanması kararlaştırılabilir ve söz konusu geçici önlem veya kesin önlem geriye dönük olarak uygulanabilir.

(2) Önlemlerin uygulanmasında başlamış işlem kavramı ve istisnası bulunmamaktadır.

Yetkili merci ve adresi
MADDE 11 - (1) Soruşturmayla ilgili bilgi ve belgeler ile görüşlerin aşağıda belirtilen yetkili mercie iletilmesi gerekmektedir:

Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı
İthalat Genel Müdürlüğü
Damping ve Sübvansiyon Araştırma Dairesi
İnönü Bulvarı, 06510 Emek/ANKARA
Tel: +90.312.204 77 22, 212 87 52
Faks: +90-312-212 87 65 veya 212 87 11
E-posta: damping@dtm.gov.tr

Soruşturmanın başlangıç tarihi
MADDE 12-(1) Soruşturma, bu Tebliğ’in yayımı tarihinde başlamış kabul edilir.

Yürürlük
MADDE 13-(1) Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme
MADDE 14-(1) Bu Tebliğ hükümlerini Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın bağlı olduğu Bakan yürütür.

"Klimada fiyat rekabeti bitti, tasarruflu ürün yarışı kızıştı"

Referans gazetesinde haftaiçi yayınlanan bir haber dikkatimi çekti. Öncelikle anti-dampingten bahsetmesi nedeniyle, ancak daha önemlisi yanlış bir izlenim bırakması yüzünden. Gelin bir göz atalım şu habere:

Referans
Özgüç Kozan
11 Haziran 2008
Çin klimasına getirilen yüzde 25 anti-damping vergisiyle fiyat rekabetinden kurtulan firmalar, Enerji Bakanlığı'nın birkaç ay içinde yüksek enerji tüketen klima üretimine getireceği kısıtlama öncesinde tasarruflu ürün yarışına girdi.

Arçelik'ten Bosch'a sektördeki tüm oyuncular en tasarruflu ürünlerin yer aldığı A sınıfını ön plana çıkardığı kampanyalarla tüketicinin gözüne girme mücadelesinde. Kimi firma ürünün bir ampul kadar enerji kullandığına kimi ise enerji tasarrufunun yanı sıra sessizlik özelliğine vurgu yapıyor.

Çin malı klimaların fiyatları 300 ile bin 200 YTL arasında değişirken, bu ürünlere göre yüzde 80'e varan oranda enerji tasarrufu sağlayan A sınıfı ürünler, 450 ile 4 bin 500 YTL arasında değişiyor.

Vestel Pazarlama Genel Müdürü Timur Tuncer haziran ayı için günde sadece 1.3 YTL'ye A enerji klima kampanyası düzenlediklerini söyledi. Arçelik Klima Ürün Sorumlusu Murat Gültekin, ürettikleri klimaların yüzde 70'inin A sınıfı tasarruflu ve performanslı ürünler olduğuna dikkat çekerken, Airfel Pazarlama Müdürü Öznur Horuzoğlu da artık sadece A sınıfı klima ürettiklerini, Demirdöküm Klima Ürün Mühendisi Yüksel Gökmen ise önümüzdeki aydan itibaren sadece A sınıfı klima üretimine geçeceklerini açıkladı.

Çin'den ithalat yüzde 30 azaldı
Dünyada 57 milyar dolarlık, Avrupa'da ise 7.1 milyar dolarlık bir büyüklüğe sahip olan klima pazarı, küresel ısınmayla birlikte oldukça hareketli bir dönem geçiriyor. İtalya, yıllık 1 milyon 728 bin adet klima üretimiyle Avrupa birincisiyken, İspanya 1 milyon 330 bin adetle ikinci konumda. Türkiye ise, 1 milyon 322 bin adet klima üretimiyle Avrupa üçüncüsü konumunda bulunuyor. Bu yıl Türkiye'de yeni üretim tesislerinin devreye girmesiyle üretimin 2 milyon adede ulaşması hedefleniyor.

Çin'den yapılan ithalat geçen yıl yüzde 30 azalırken, Çin ürünlerinin Türkiye pazarındaki ithal ürünlerin içindeki payı yüzde 80'den yüzde 50'lere düştü. Türkiye'nin klima ihracatı ise son 4 yılda yüzde 160 artarak 585 bine ulaştı. Firmalar, ucuz, kalitesiz ve yüksek oranda enerji tüketen Çin malı klimalara ek vergi konulmasıyla, fiyat yerine kaliteli ürün rekabetine başladı.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın birkaç ay içinde klimalara getireceği standartlara hazırlıklı olmak ve sağlıksız Çin malından uzaklaşan müşterilerin ihtiyaçlarını karşılamak isteyen firmalar, A sınıfı tasarruf ve kaliteye sahip klima üretimine öncelik veriyor.

Firmalar A sınıfına geçiyor
2007 Kasım'ında Sakarya'da bir tesis kurarak Türkiye'de üretime başlayan Airfel'in Pazarlama Müdürü Öznur Horuzoğlu, artık sadece A sınıfı klima üreteceklerini açıklayarak, "Yıllık üretim kapasitemiz 400 bin adet. Üretimin yüzde 75'ini ihraç ediyoruz. Ayrıca kısa bir süre sonra yerli üretimimiz için Japon bir firmayla birlikte çalışacağız" dedi.

Türkiye klima pazarında yüzde 54 pazar payına sahip olan Arçelik'in yıllık klima üretim kapasitesini 1 milyon 200 binden, 1 milyon 350 bine çıkarmayı hedeflediklerini belirten Arçelik Klima Ürün Sorumlusu Murat Gültekin de, ürettikleri klimaların yüzde 70'e yakınının A sınıfı ürünler olduğunu söyledi. Gültekin, "Ürünlerimizi kalite ve tasarruf yönünden sürekli geliştiriyoruz. Klima tesisimizdeki üretim bantlarımıza her yıl yenisini ekliyoruz" diye konuştu.

Vestel Pazarlama Genel Müdürü Timur Tuncer, Vestel olarak Manisa Vestel City'de bulunan üretim tesislerinde yapılan klima üretiminin yüzde 40'ını ihraç ettiklerini söyledi. Vestel'in üretiminin yüzde 80'inin A ve B enerji sınıfı klimaların oluşturduğunu belirten Tuncer, "Haziran ayı için günde sadece 1.3 YTL'ye A enerji klima kampanyası düzenliyoruz" dedi.

Vaillant Group da, bir süre önce satın aldığı Demirdöküm'ün Bozüyük'teki fabrikasını, Avrupa'nın klima üretim üssü yapmayı planlıyor. Demirdöküm Klima Ürün Mühendisi Yüksel Gökmen, şimdiye kadar A, B ve C sınıfı klimalar ürettiklerini, önümüzdeki aydan itibaren sadece A sınıfı split klima üreteceklerini söyledi."

Klima üreticilerin enerji verimliliğine önem vermesi sevindirici bir gelişme. Enerji fiyatlarında küresel artış, küresel ısınma, küresel ekonomik dalgalanma derken bizim de tasarruf, çevrecilik ve yenilikçiliğe daha fazla dikkat etmemiz gerekiyor. Ancak anti-dampinge alkış tutmak tüm bunların tersine bir hareket.

Söz konusu dampinge karşı önlem yerinde miydi değil mi, bunu tartışmak düşmez bana. Ayrıca soruşturmada Çinli üreticileri temsil ettiğinden doğru da olmaz.

Vurgulamak istediğim tamamen farklı bir konu. Değerli muhabir arkadaşımız öyle bir şekilde atmış başlığı, tümceleri öyle bir sıralamış ki haberi okuyan klima sektöründe enerji verimliliği Çin menşeli ürünlere ihdas edilen dampinge karşı vergiye borçlu olduğumuzu zannedecek. Oysa söz konusu vergi konulmasaydı şimdi klima fiyatları daha düşük olacak, yerli üreticiler tüketicileri cezbetmek için böyle yeniliklere daha fazla asılacaktı.

Unutmayalım, damping her zaman korumacılık, korumacılık çoğu zaman tüketiciden üreticiye rant dağıtmak anlamına gelir. Dolayısıyla korumacılık talepleri her zaman kamu yararı söylemine başvurur. Düşmemek lazım bu tuzağa.

Klimalarda Önlemlerin Etkisiz Kılınmasına Karşı Geçici Önlem



Dış Ticaret Müsteşarlığı 14 Haziran 2008 tarih ve 26906 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin 2008/20 sayılı Tebliğ aracılığıyla Çin Halk Cumhuriyeti menşeli klimalara ilişkin olarak yürürlükte bulunan dampinge karşı önlemin, söz konusu ürünlerin menşe yanıltması yapılarak Malezya üzerinden Türkiye'ye ihraç edilmesi vasıtasıyla etkisiz kılınmasına dair sürdürdüğü soruşturmada geçici önleme başvurdu. Önleme tabi ürünler 8415.10.90 gümrük tarife pozisyonlu (GTP) "yalnız duvar tipi split klimalar", 8415.81 GTP’li "yalnız duvar tipi split klimaların dış ünitesi (değişken soğutucu debili split klima sistemleri dış ünitesi hariç)" ile 8415.82 GTP’li "yalnız duvar tipi split klimaların iç ünitesi".

Söz konusu ürünlere ilişkin önlem 26 Temmuz 2006 tarih ve ve 26240 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin 2006/20 sayılı Tebliğ ile alınmış, Çin menşeli klimalara % 25 oranında dampinge karşı vergi ihdas edilmişti.

12 Ocak 2008 tarih ve 26754 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin 2008/3 sayılı Tebliğ ile bu önlem çerçevesinde Malezya menşeli/çıkışlı ürünlere ilişkin olarak bir önlemlerin etkisiz kılınması soruşturması başlatılmıştı. Soruşturma Arçelik – LG Klima San. ve Tic. tarafından yapılan, Vestel Beyaz Eşya Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından desteklenen başvuru üzerine açılmıştı.

Soruşturma dönemin damping önleminin hem öncesini hem de sonrasını kapsaması amacıyla 1 Ocak 2005 ila 29 Şubat 2008 olarak belirlenmişti. Soruşturma döneminde önleme tabi ürünün genel ithalatının miktar olarak azalırken değer olarak hızla arttığı, önlemin alınmasını takiben Çin'den ithalatların azaldığı, buna karşılık Malezya'dan ithalatların ciddi şekilde arttığı görülmüştür.

Malezya'da mukim firmalardan Panasonic Air Conditioning (M) Sdn Bhd, O.Y.L. Manufacturing Sdn. Bhd. ve Hitachi Air-Conditioning Products (M) Sdn. Bhd. Dış Ticaret Müsteşarlığı ile işbirliğinde bulunmuş, bu şirketlerin tesislerinde gerçekleştirilen yerinde doğrulama soruşturmaları neticesinde Türkiye'ye ihraç ettikleri ürünlerin Malezya menşeli olduğu tespit edilmiştir. Soruşturmada işbirliğinde bulunmayan diğer üreticilerin ise Çin menşeli ürünleri menşe yanıltması ile Türkiye'ye sevk ettiğine kanaat getirilmiştir.

Bu doğrultuda işbirliğine gelen şirketlerin ürünleri haricinde Malezya menşeli veya çıkışlı olan klimalara Çin menşeli olanlara uygulanmakta bulunan dampinge karşı vergi oranı, yani CIF kıymetlerinin % 25'i kadar teminat şeklinde geçici önlem uygulanmasına karar verilmiştir.

Geçici önlem azami altı ay olmak üzere kesin önlemin yayınlanmasına kadar yürürlükte kalacak.

İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin 2008/20 sayılı Tebliğ

14 Haziran 2008 tarih ve 26906 sayılı Resmi Gazete



İTHALATTA HAKSIZ REKABETİN ÖNLENMESİNE İLİŞKİN TEBLİĞ
(TEBLİĞ NO: 2008/20)



BİRİNCİ KISIM
Genel Bilgi ve İşlemler



Soruşturma
MADDE 1– (1) 26/7/2006 tarih ve 26240 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren "İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin 2006/20 sayılı Tebliğ" ile Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC) menşeli, 8415.10.90 gümrük tarife pozisyonlu (GTP) "Yalnız duvar tipi split klimalar", 8415.81 GTP’li "Yalnız duvar tipi split klimaların dış ünitesi (değişken soğutucu debili split klima sistemleri dış ünitesi hariç)" ile 8415.82 GTP’li "Yalnız duvar tipi split klimaların iç ünitesi" madde tanımlı eşya için CIF bedelinin % 25’i oranında dampinge karşı vergi şeklinde kesin önlem yürürlüğe konulmuştur.

(2) Yerli üretici Arçelik – LG Klima San. ve Tic. A.Ş., 2006/20 sayılı Tebliğ kapsamında yer alan ÇHC menşeli önleme konu eşya için dampinge karşı vergi uygulanmasının akabinde, ÇHC menşeli klimaların söz konusu ticaret politikası önlemini etkisiz kılacak şekilde menşe yanıltması yapılarak Malezya üzerinden ülkemize ihraç edildiği iddiası ile Müsteşarlığımıza başvuruda bulunmuştur. Söz konusu başvuru Vestel Beyaz Eşya Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından da desteklenmektedir.

(3) Anılan başvuru üzerine 12/01/2008 tarihli ve 26754 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin 2008/3 sayılı Tebliğ ile Malezya menşeli/çıkışlı başvuru konusu madde için başlatılan önlemlerin etkisiz kılınmasına karşı soruşturmada geçici karar aşamasına gelinmiştir.

Kapsam
MADDE 2- (1) Bu Tebliğ, 4412 sayılı Kanunla Değişik 3577 Sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Kanun (Kanun), İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında 99/13482 sayılı Karar (Karar) ve 30/10/1999 tarihli ve 23861 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Yönetmelik (Yönetmelik) hükümleri çerçevesinde yürütülen önlemlerin etkisiz kılınmasına ilişkin soruşturmanın geçici sonuçlarını içermektedir.

Bilgilerin toplanması ve değerlendirilmesi
MADDE 3- (1) Soruşturma için gerekli bilgilerin temini amacıyla, soruşturma konusu ülke temsilciliği ile söz konusu maddenin bilinen yerli üreticileri Arçelik – LG Klima San. ve Tic. A.Ş ve Vestel Beyaz Eşya Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ne, 15 ithalatçı firmaya ve soruşturma kapsamına giren ve bilinen 14 yabancı üretici/ihracatçı firmaya soru formları gönderilmiştir.

(2) İlk aşamada tarafların soru formların cevaplandırmaları için posta süresi dahil 37 günlük süre verilmiştir. Sonraki aşamada Müsteşarlığımıza vaki makul süre uzatımı talepleri değerlendirilerek olumlu karşılanmış olup ilgili taraflara 10 günlük ek süre verilmiştir.

(3) Bu süre içerisinde 9 ihracatçı firma, 14 ithalatçı firma ve yerli üretim dalından da şikayetçi firma konumundaki Arçelik – LG Klima San. ve Tic. A.Ş’den soru formlarına cevap alınmıştır.

(4) Soruşturma kapsamında yerli üretici Arçelik – LG Klima San. ve Tic. A.Ş.’nin Gebze’de yerleşik üretim tesislerinde yerinde doğrulama soruşturması gerçekleştirilmiştir.

(5) İhracatçı/üretici firmalardan gelen cevapların ilk incelenmesi sonrasında tespit edilen soruşturmanın gidişatını etkileyecek ciddi eksikliklerin 10 gün içerisinde tamamlanması istenmiştir.

(6) Soruşturma sürecinde, Malezya menşeli/çıkışlı soruşturma konusu klimaları ithal ettiği belirlenen firmalardan gelen yanıtların değerlendirilmesine devam edilmektedir.

(7) Ayrıca, soruşturma ile ilgili bilgi ve belge sunma talebinde bulunan ilgili taraflar ile de muhtelif görüşmeler yapılmış olup sunulan nesnel bilgilerin incelenmesi devam etmektedir.

İlgili tarafların bilgilendirilmesi
MADDE 4- (1) Soruşturma açılmasını müteakip, soruşturma konusu eşyanın bilinen tüm üretici/ihracatçıları ile Malezya’da yerleşik ilgili taraflara iletilmek üzere anılan ülkenin Ankara’daki Temsilciliğine soruşturma açılış Tebliği ile soruşturmaya ilişkin hususların gizli olmayan özeti gönderilmiştir.

(2) Tüm taraflara soruşturma boyunca, soruşturma ile ilgili görüşlerini ve bu görüşlerle alâkalı belgeleri sunma imkanı verilmiştir.

Soruşturma dönemi
MADDE 5- (1) Soruşturma dönemi olarak, damping önleminin öncesi ve sonrasını kapsayıp ticaretin gerçekleştirilme şeklindeki değişikliği incelemeye olanak verecek şekilde 01/01/2005-29/02/2008 tarihleri arasındaki dönem alınmıştır.



İKİNCİ KISIM
Önlemlerin Etkisiz Kılınmasına İlişkin Ara Belirlemeler



Genel
MADDE 6- (1) Mezkur önlemin etkisiz kılındığına ilişkin iddia İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Mevzuat hükümleri çerçevesinde değerlendirilmektedir.

(2) Yapılan incelemelerde; iç pazarda yaşanan hızlı büyüme ile birlikte bahse konu ürünün genel ithalatında miktar bazında azalış görülürken, değer bazında hızlı bir artışın olduğu, bununla birlikte anılan ticaret politikası önlemi sonrası ÇHC’den yapılan ithalatta bir düşüş eğilimi ile birlikte üçüncü ülkelerden (özellikle Malezya’dan) ithalatta ciddi bir artış olduğu belirlenmiştir.

(3) Soruşturma kapsamında mevcut önlemin etkisiz kılındığına ilişkin şüphelerin giderilebilmesi için ilgili taraflara yeterli imkân verilmiş olmasına karşın, toplam 14 üretici/ihracatçı firmadan üretici niteliğini haiz Panasonic Air Conditioning (M) Sdn Bhd/Malezya; O.Y.L. Manufacturing Sdn. Bhd./Malezya ve Hitachi Air-Conditioning Products (M) Sdn. Bhd. ünvanlı firmalar istenilen bilgi ve belgeleri iletmiştir.

(4) Bu bağlamda, soruşturma kapsamında istenilen bilgi ve belgeleri tam ve eksiksiz olarak iletmeyen firmaların işbirliği içerisinde bulunmadığı değerlendirilmiştir.

Soruşturma konusu ürünün ithalat istatistikleri
MADDE 7- (1) İlgili GTP’larında yer alan eşyanın genel ithalatı 2007 yıl sonu itibariyle 2006’ya göre miktar bazında % 11 oranında azalarak 982.353 adete düşerken, değer bazında % 16 oranında artarak 332.153.973 ABD Doları seviyesine yükselmiştir. Bu dönemde ortalama ithal birim fiyatı 259 ABD Doları/adetten 338 ABD Doları /adet seviyesine yükselmiştir. ÇHC’nin 2006’da ülkemize ihracatı 57.010 adet ve 12.822.145 ABD Doları iken 2007’de miktar bazında % 86 düzeyinde azalış göstererek 8.091 adete ve değer bazında da % 68 oranında azalış göstererek 4.045.848 ABD Dolarına gerilemiştir.

(2) Soruşturma konusu ülke menşeli/çıkışlı ithalatın 2007’de miktar bazında 2006’ya göre % 1.703,4 oranında artış ile 268.873 adet seviyesine (genel ithalat içerisindeki payı % 27,37); değer bazında da benzer ithalat artışıyla % 1.493,5 oranında artış ile 68.666.244 ABD Doları seviyesine yükseldiği ve mezkur ülkenin en büyük tedarikçi ülke konumuna geldiği görülmektedir. 2008 yılı Ocak ayı ithalat verileri de Malezya’dan ithalattaki artışın devam etmekte olduğunu göstermektedir.

(3) ÇHC’nin dış ticaret verilerine göre ÇHC’nin Malezya’ya düşük birim fiyatlı ihracatında miktar bazında önemli artış dikkat çekicidir. 2007/8 aylık dönemde 2006’ya göre ÇHC’nin Malezya’ya yapmış olduğu ihracat miktar bazında % 95 oranında artış göstererek 6.569 adetten 12.788 adete; değer bazında ise % 37 oranında artış göstererek 3.105.532 ABD Doları seviyesinden 4.268.368 ABD Dolarına yükselmiştir. Bu veriler ışığında, yürürlüğe giren önlemi müteakip ÇHC’nin ülkemize olan ihracatında yaşanan azalmayla eş anlı olarak Malezya’ya ihracatında ciddi bir artışın olduğu açıkça görülmektedir.

(4) Malezya menşeli/çıkışlı olduğu beyan edilen soruşturma konusu eşyanın toplam ithalatının büyük kısmını tedarik eden diğer üretici/ihracatçı firmalar işbirliğinde bulunmayarak Malezya menşeli/çıkışlı olduğu beyan edilen ithalatta yaşanan çok yüksek oranlı artışın mezkur önlemi etkisiz kılmaya yönelik faaliyetlerden kaynakladığına yönelik şüphelerin giderilmesini engellemişlerdir.

(5) Mevcut bilgiler ışığında, Malezya ile Türkiye arasında ticaretin şeklinde ani ve önemli ölçüde değişme olduğu anlaşılmakta olup söz konusu değişikliğin mezkûr önlemin etkisiz kılınmasına yönelik faaliyetlerden kaynaklandığına yönelik ciddi şüpheler devam etmektedir.



ÜÇÜNCÜ KISIM
Sonuç ve Karar



Sonuç
MADDE 8- (1) Önlemlerin etkisiz kılınmasına karşı yürütülen soruşturma sürecinde, Malezya menşeli/çıkışlı olduğu beyan edilen soruşturma konusu eşyayı ülkemize ihraç ettiği tespit edilebilen üretici niteliği haiz firmalardan:
- Panasonic Air Conditioning (M) Sdn Bhd/Malezya; O.Y.L. Manufacturing Sdn. Bhd./Malezya ve Hitachi Air-Conditioning Products (M) Sdn. Bhd./Malezya unvanlı firmalar işbirliğinde bulunmuş,

- Söz konusu üretici firmalar nezdinde yürütülen yerinde doğrulama soruşturmaları neticesinde, mezkur firmaların Malezya’da yerleşik üretim tesislerinde üretmiş oldukları soruşturma konusu eşyayı Türkiye’ye ihraç ettiği tespit edilmiştir.

(2) Buna mukabil, Malezya’dan Türkiye’ye ihracatın çok büyük kısmını gerçekleştiren diğer üretici/ihracatçı firmalar soruşturma kapsamında işbirliğinde bulunmamıştır.

(3) Bu bağlamda, soruşturma kapsamında işbirliğinde bulunmayan üretici/ihracatçı firmalar tarafından yürürlükteki dampinge karşı vergiden kaçınma dışında yeterli bir haklı nedeni veya ekonomik gerekçesi bulunmayan bir uygulama, işlem veya iş sonucunda, Türkiye ile Malezya arasında soruşturmaya konu ürün ticaretinin gerçekleştirilme şeklinde bir değişikliğin meydana geldiği ve İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin 2006/20 sayılı Tebliğ ile yürürlüğe konulan dampinge karşı önlemin etkisiz kılındığı değerlendirilmiştir.

Karar
MADDE 9- (1) Soruşturma çerçevesinde elde edilen bilgiler doğrultusunda, aşağıda yer alan tabloda gösterildiği üzere Malezya menşeli olarak beyan edilen ve/veya bu ülke çıkışlı soruşturma konusu ürün ithalatında, 26/7/2006 tarih ve 26240 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren "İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin 2006/20 sayılı Tebliğ" kapsamı eşya için uygulamaya konulan dampinge karşı vergi ile aynı oranda teminat şeklinde geçici önlem yürürlüğe konulmuştur.

(2) İthalatın, aşağıdaki tabloda firma unvanları belirtilen üreticilerden teminata tabi olmaksızın yapılabilmesi için gümrük beyannamesinin tescilinde, 12/02/2002 tarihli ve 24669 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin 2002/1 sayılı Tebliğ eki “Üretici Belgesi”nin ilgili gümrük idaresine ibraz edilmesi zorunludur. İthalatçı firma tarafından söz konusu belgenin ibraz edilememesi halinde “Diğerleri” kapsamında belirlenen teminat oranı tatbik edilir.





Süre
MADDE 10- (1) Karar maddesinde belirtilen geçici önlem, soruşturma ile ilgili kesin kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasına kadar, azami 6 ay süreyle yürürlükte kalır.

Uygulama
MADDE 11- (1) Gümrük İdareleri, Karar maddesinde gümrük tarife pozisyon numaraları, tanımı, menşe/çıkış ülkesi ve üretici/ihracatçıları belirtilen eşyanın ithalatında karşısında gösterilen oranda teminat alırlar.

Yürürlük
MADDE 12- (1) Bu Tebliğ, yayımı tarihinden 10 gün sonra yürürlüğe girer.

Yürütme
MADDE 13- (1) Bu Tebliğ hükümlerini Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın bağlı olduğu Bakan yürütür.

Kalemlerde Önlemin Süresi Doluyor

Dış Ticaret Müsteşarlığı 14 Haziran 2008 tarih ve 26906 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin 2008/19 sayılı Tebliğ aracılığıyla Çin Halk Cumhuriyeti menşeli bazı kalemlere ilişkin olarak yürürlükte bulunan dampinge karşı önlemin süresinin 2 Mart 2009'da sona ereceğini ilan etti. Önleme tabi ürünler 9608.10.10.10.00 GTİP'li plastik maddelerden olan sıvı mürekkepli bilyalı kalemler (tükenmez kalemler) ile 9608.40.00.10.00 GTİP'li plastik maddelerden olan dolma kurşun kalemler.


Söz konusu önlem 2 Mart 2004 tarih ve 25390 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin 2004/3 sayılı Tebliğ aracılığıyla hükme bağlanmıştı. Atlas Pen Kalem Sanayii A.Ş. (Atlas) tarafından yapılan ve Pensan Kalem ve Kağıt San. Tic. A.Ş. (Pensan) ile Adel Kalemcilik Ticaret ve Sanayi A.Ş. (Adel) tarafından desteklenen başvuru üzerine başlatılan soruşturmada damping için soruşturma dönemi 2002 yılı idi.

Çinli üreticilerin Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın istediği bilgileri zamanında ve eksiksiz bir şekilde vermemesi nedeniyle işbirliğinde oldukları kabul edilmemiş, soruşturmada en iyi veriler kullanılmıştır. Tükenmez kalemlerde damping marjları Wenkui isimli şirket için CIF (cost insurance freight) bedelin %633’ü, mutlak olarak 1,69 ABD Doları/Adet, Chenglu isimli şirket için CIF bedelin %323’ü, mutlak olarak 0,066 ABD Doları/Adet ve diğer şirketler için CIF bedelin %633’ü, mutlak olarak 1,69 ABD Doları/Adet; dolma kurşun kalemde Wenkui için CIF bedelin %229’u, mutlak olarak 0,08 ABD Doları/Adet ve diğer şirketler için CIF bedelin %229’u, mutlak olarak 0,08 ABD Doları/Adet olarak belirlenmiştir. Bu doğrultuda tükenmez kalemlerde CIF bedele göre % 28 oranında fiyat baskısı, dolma kurşun kalemlerde CIF bedele göre %72 oranında fiyat baskısı tespit edilmiştir.

Gerek tükenmez gerek dolma kurşun kalemlerde yerli üretim dalının ekonomik göstergelerinde ciddi şekilde bozulma bulunduğu görülmüş, görülen bu zarar ile damping arasındaki illiyetin üçüncü ülkelerden ithalat ve 2001 yılında yaşanan ekonomik krizden etkilenmediği sonucuna varılmıştır.

Dolayısıyla Çin menşeli tükenmez ve dolma kurşun kalemlere aşağıda gösterilen oranlarda dampinge karşı vergi ihdas edilmişti:



Dampinge karşı önlemlerin süresi beş yıl. Önlemin sona ermesinin damping veya zararın tekrar ortaya çıkmasına neden olacağı iddiasıyla bir başvuru yapılması üzerine nihai gözden geçirme soruşturması açılabiliyor. Soruşturma süresince önlem askıda kalıyor. Nihai gözden geçirme sonucunda önlemin bir beş yıllığına daha uzatılması, değiştirilerek uzatılması veya sona erdirilmesi kararları çıkabiliyor.

Bu doğrultuda Malezya menşeli kauçuk ipliğe karşı önlemin sürdürülmesi amacıyla yerli üreticiler veya temsilcilerinin başvuru hakkı bulunuyor. Başvurunun gerekli delillerin eşliğinde olması ve en geç önlemin sona ermesinden üç ay önce Müsteşarlığa arz edilmesi lazım.

Menteşe ve Çekmece Raylarında Önlemin Süresi Doluyor

Dış Ticaret Müsteşarlığı 14 Haziran 2008 tarih ve 26906 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin 2008/19 sayılı Tebliğ aracılığıyla Çin Halk Cumhuriyeti menşeli menteşe ve altlıkları ile çekmece raylarına ilişkin olarak yürürlükte bulunan dampinge karşı önlemin süresinin 7 Şubat 2009'da sona ereceğini ilan etti. Önleme tabi ürünlerden ilki 8302.10.90.00.00 GTİP'li "diğer menteşeler" ve 8302.50.00.00.00 GTİP'li "Sabit askılıklar, şapka askıları, dirsekler, benzeri eşya", ikincisi ise 8302.42.90.00.00 GTİP'li "Diğer mobilyalar için diğer adi metallerden donanım, tertibat ve benzeri eşya" kapsamında ithal ediliyor. Ancak bu GTİP'ler altında ithal edilen tüm ürünler önleme tabi değil.




Söz konusu önlem 7 Şubat 2004 tarih ve 25366 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin 2004/3 sayılı Tebliğ aracılığıyla hükme bağlanmıştı. Samet Kalıp ve Madeni Eşya San. ve Tic. A.Ş. tarafından yapılan başvuru üzerine açılan soruşturmada damping için soruşturma dönemi 1 Ocak ila 30 Haziran 2003'tü.

Herhangi bir Çinli üreticinin Dış Ticaret Müsteşarlığı ile işbirliğine girmediği soruşturmada damping marjı menteşeler için nispi olarak CIF bedelinin %105,9’u, mutlak olarak ise 1,39 ABD Doları/Kg olarak; çekmece rayları için nispi olarak CIF bedelinin %99,9’u, mutlak olarak ise 0,508 ABD Doları/Kg olarak belirlenmişti. Soruşturma döneminde fiyat bastırılması ise menteşe için CIF bedelin %88,3’ü, çekmece rayları için CIF bedelin %82,8’i oranında hesaplanmıştı.

Yerli üretim dalının ekonomik göstergeleri incelendiğinde bazı kalemlerde iyileşme, bazılarında ise ufak bozulmalar olmakla beraber her iki üründe de yurtiçi satışların azaldığı, stokların arttığı ve karlılığın ciddi şekilde gerilediği görülmüştür.

Üçüncü ülkelerden ithalatın ve 2001 yılında yaşanan talep daralmasının damping ile zarar arasındaki illiyet bağını ortadan kaldırmaya yeterli bulunmadığı da değerlendirilmiştir.

2004/3 sayılı Tebliğ Madde 20'de "İthalatçılar tarafından dile getirilen diğer hususlar" yer almıştır. İlginç olması nedeniyle aynen alıyoruz:

"Bir ithalatçı, şikayetçi firmanın ihracatlarına ilişkin bir dizi belge ibraz ederek söz konusu firmanın kendisinin de yurt dışına dampingli ihracat gerçekleştirdiğini belirtmektedir. Diğer taraftan dampingli ithalata karşı alınacak bir önlemin tekelleşmeye yol açacağını beyan etmektedir. Anılan iddialar, bir damping soruşturması çerçevesinde incelenmesi gereken konular olmadığından değerlendirmeye alınmaları söz konusu olmamıştır."

Hemen belirtelim ki dampingli ithalata karşı alınacak bir önlemin tekelleşmeye yol açması kamu yararına aykırı olduğundan sadece damping soruşturması değil, tüm idari işlemlerde dikkate alınması gereken bir husustur!

Soruşturma sonucunda Çin menşeli menteşe ve çekmece raylarına aşağıda gösterilen oranlarda dampinge karşı vergi ihdas edilmişti:






Dampinge karşı önlemlerin süresi beş yıl. Önlemin sona ermesinin damping veya zararın tekrar ortaya çıkmasına neden olacağı iddiasıyla bir başvuru yapılması üzerine nihai gözden geçirme soruşturması açılabiliyor. Soruşturma süresince önlem askıda kalıyor. Nihai gözden geçirme sonucunda önlemin bir beş yıllığına daha uzatılması, değiştirilerek uzatılması veya sona erdirilmesi kararları çıkabiliyor.

Bu doğrultuda Malezya menşeli kauçuk ipliğe karşı önlemin sürdürülmesi amacıyla yerli üreticiler veya temsilcilerinin başvuru hakkı bulunuyor. Başvurunun gerekli delillerin eşliğinde olması ve en geç önlemin sona ermesinden üç ay önce Müsteşarlığa arz edilmesi lazım.



Dış Ticaret Müsteşarlığı aynı önleme ilişkin olarak yürütmekte olduğu önlemlerin etkisiz kılınması soruşturmasında da Mayıs 2008 Perşembe tarih ve 26863 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan 2008/18 sayılı Tebliğ ile geçici önlem almıştı (http://antidamping.blogspot.com/2008/05/menteeler-dier-mobilya-donatm-ve.html).

Kauçuk İplikte Önlemin Süresi Doluyor

Dış Ticaret Müsteşarlığı 14 Haziran 2008 tarih ve 26906 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin 2008/19 sayılı Tebliğ aracılığıyla Malezya menşeli vulkanize edilmiş kauçuktan iplik ve iplere ilişkin olarak yürürlükte bulunan dampinge karşı önlemin süresinin 29 Ocak 2009'da sona ereceğini ilan etti. 4007.00 gümrük tarife istatistik pozisyonu altında sınıflandırılan önleme tabi ürün kısaca "kauçuk iplik" olarak anılıyor.

Söz konusu önlem 29 Ocak 2004 tarih ve 25361 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin 2004/1 sayılı Tebliğ aracılığıyla hükme bağlanmıştı. Elpa Elastiki İplikler Sanayi ve İhracat A.Ş. (ELPA) tarafından yapılan ve diğer yerli üreticiler Şahin Lateks Sanayi ve Ticaret A.Ş. (Şahin Lateks) ile Koza İplik ve Dokuma San. Tic. Ltd. Şti. (Koza İplik) tarafından desteklenen başvuru üzerine açılan soruşturmada damping için soruşturma dönemi 1 Mart 2002 ila 28 Şubat 2003'tü.



İhracatçı, ithalatçı, ürün çeşidi ve işlem sayısının fazla bulunması nedeniyle dampingin hesaplanması için örneklem alınmış, damping marjları örnekleme alınan şirketlerden Rubberflex SDN BHD için % 14,83, Heveafil ve Filmax SDN BHD için % 23,69 olarak saptanmıştı. Örnekleme dahil edilmeyen, ancak işbirliğinde bulunan firmalar için damping marjları bu iki şirketin marjlarının ağırlıklı ortalaması olan % 16,9 olarak belirlenmişti.



Maddenin genel ithalatının 2001 yılı ile soruşturma dönemi arasında miktar cinsinden % 59, değer cinsinden % 61 artış gösterirken bu rakamlar Malezya menşeli ürünler için sırasıyla % 135 ve % 109'du. Malezya menşeli dampingli ithalatların yerli üreticilerin fiyatları üzerinden soruşturma dönemin % 15'lik bir fiyat bastırması yaptığı da tespit edilmişti. Yerli üretim dalının ekonomik göstergeleri incelendiğinde birçok kalemde ufak bozulmalar veya iyileşmeler olmakla beraber ihracatın ciddi şekilde artmasına karşın karlılık üç-dört kat gerilediği görülüyordu.

Dış Ticaret Müsteşarlığı damping ile zarar arasındaki illiyetin üçüncü ülkelerden ithalatlar, Tayland ve Malezya arasında artan rekabet, 2001 yılında yaşanan ekonomik kriz ve şikayetçi ELPA şirketinin faaliyetleri nedeniyle bozulmadığına kanaat getirmişti.

Sonuç olarak Malezya menşeli ipliğe aşağıda gösterilen oranlarda dampinge karşı vergi ihdas edilmişti:




Dampinge karşı önlemlerin süresi beş yıl. Önlemin sona ermesinin damping veya zararın tekrar ortaya çıkmasına neden olacağı iddiasıyla bir başvuru yapılması üzerine nihai gözden geçirme soruşturması açılabiliyor. Soruşturma süresince önlem askıda kalıyor. Nihai gözden geçirme sonucunda önlemin bir beş yıllığına daha uzatılması, değiştirilerek uzatılması veya sona erdirilmesi kararları çıkabiliyor.

Bu doğrultuda Malezya menşeli kauçuk ipliğe karşı önlemin sürdürülmesi amacıyla yerli üreticiler veya temsilcilerinin başvuru hakkı bulunuyor. Başvurunun gerekli delillerin eşliğinde olması ve en geç önlemin sona ermesinden üç ay önce Müsteşarlığa arz edilmesi lazım.

İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin 2008/19 sayılı Tebliğ

14 Haziran 2008 tarih ve 26906 sayılı Resmi Gazete

İTHALATTA HAKSIZ REKABETİN ÖNLENMESİNE İLİŞKİN TEBLİĞ
(TEBLİĞ NO: 2008/19)


İlgili mevzuat
MADDE 1- (1) Bu Tebliğ, 4412 sayılı Kanun ile değişik 3577 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Kanun, 20/10/1999 tarihli ve 99/13482 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Karar ve 30/10/1999 tarihli ve 23861 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Yönetmelikten oluşan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Mevzuat hükümleri çerçevesinde yürütülmektedir.

Yürürlük süresi sona erecek dampinge karşı önlemler
MADDE 2- (1) Aşağıdaki tabloda yer alan dampinge karşı önlemlerin yürürlükte kalma süreleri, karşılarında belirtilen tarihlerde sona erecektir.




Nihai gözden geçirme başvurusu ve işlemler
MADDE 3- (1) İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Yönetmeliğin 35’inci maddesi uyarınca, yukarıda belirtilen önlemlerin yürürlük sürelerinin bitiminden önce tabloda yer alan maddelerin yerli üreticilerinin veya yerli üretim dalı adına hareket ettiğini tevsik eden gerçek veya tüzel kişi ya da kuruluşların ilgili üründeki önlemin sona ermesinin dampingin ve zararın devam etmesine veya yeniden meydana gelmesine yol açacağı iddiasıyla bir nihai gözden geçirme soruşturması açılmasını talep etme hakları mevcuttur. İlgili yerli üreticilerin veya yerli üretim dalı adına hareket ettiğini tevsik eden gerçek veya tüzel kişi ya da kuruluşların iddialarını ve taleplerini yeterli delillerle desteklemeleri esastır.

(2) Mezkur talebin ilgili Mevzuat çerçevesinde varit görülmesi ve bir nihai gözden geçirme soruşturması sonucunda ilgili üründeki önlemin sona ermesinin dampingin ve zararın devam etmesine veya yeniden meydana gelmesine yol açmasının muhtemel olduğunun tespit edilmesi halinde, o ürüne yönelik dampinge karşı önlem uygulamasına mevcut haliyle veya gerçekleştirilen tespitler dairesinde değiştirilmiş biçimiyle devam edilebilir.

(3) Yeterli delilleri içeren yazılı başvuruların ilgili önlemin sona erme tarihinden en geç üç ay önce;

T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı
İthalat Genel Müdürlüğü
Damping ve Sübvansiyon Araştırma Dairesi
İnönü Bulvarı, 06510 Emek/ANKARA,
Tel: 0.312.204 77 10 veya 212 87 52
Faks: 0.312. 212 87 65

adresine ulaştırılması gerekmektedir.

Yürürlük
MADDE 4- (1) Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme
MADDE 5- (1) Bu Tebliğ hükümlerini Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın bağlı olduğu Bakan yürütür.






Fişeklerde Gözetim Uygulamasında Değişiklik

14 Haziran 2008 tarih ve 26906 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan İthalatta Gözetim Uygulanmasına İlişkin 2005/4 sayılı Tebliğ'de Değişiklik Yapılması Hakkında Tebliğ (http://antidamping.blogspot.com/2008/06/ithalatta-gzetim-uygulanmasna-ilikin.html) aracılığıyla 36.04 gümrük tarife istatistik pozisyonunda sınıflandırılan şenlik fişekleri, işaret fişekleri, yağmur fişekleri, sis işaretleri ve diğer pirotekni eşyasına ilişkin olarak yürürlükte bulunan gözetim önleminde değişikliğe gidildi.

29 Ocak 2005 tarih ve 25711 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan İthalatta Gözetim Uygulanmasına İlişkin 2005/4 sayılı Tebliğ ile CIF (cost insurance freight) kıymet cinsinden birim kıymetleri 8.000 ABD Doları/tonun altında olan fişeklerin ithalatında ileriye yönelik olarak ülke ayrımı yapılmaksızın gözetim uygulanması karara bağlanmıştı. Yapılan değişiklikle eşik tutar 8.000 ABD Doları/tondan 20.000 ABD Doları/tona yükseltildi.

Gözetim önlemlerine tabi ürünlerin ithalatı ancak Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafından düzenlenen Gözetim Belgeleri aracılığıyla gerçekleştirilebiliyor. Ancak bir gümrük beyannamesi kapsamında brüt 200 kilogram veya daha az miktarda yapılacak ithalat önlemden muaf.

İthalatta Gözetim Uygulanmasına İlişkin 2005/4 sayılı Tebliğ'de Değişiklik Yapılması Hakkında Tebliğ

14 Haziran 2008 tarih ve 26906 sayılı Resmi Gazete

İTHALATTA GÖZETİM UYGULANMASINA İLİŞKİN 2005/4 SAYILI TEBLİĞ’DE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA TEBLİĞ


MADDE 1- (1) 29/1/2005 tarihli ve 25711 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan İthalatta Gözetim Uygulanmasına İlişkin 2005/4 sayılı Tebliğ’in 1 inci maddesinde yer alan tablo aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.




MADDE 2- (1) Bu Tebliğ yayımını takip eden 15 inci gün yürürlüğe girer.

MADDE 3- (1) Bu Tebliğ hükümlerini Dış Ticaret Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan yürütür.

Bakanlar Kurulu'ndan Camdan Mamul Sofra Mutfak Eşyasında Korunma Önlemi

Bakanlar Kurulu 14 Haziran 2008 tarih ve 26906 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan 2008/13711 sayılı Kararla ekli İthalatta Korunma Önlemi Uygulanmasına İlişkin Kararı (http://antidamping.blogspot.com/2008/06/ithalatta-korunma-nlemi-uygulanmasna.html)yürürlüğe koydu ve böylelikle İran İslam Cumhuriyeti menşeli camdan mamul sofra mutfak eşyasının ithalatında uygulanmakta olan korunma önleminin devamına karar aldı. İthalatta Korunma Önlemlerini Değerlendirme Kurulu'nun, Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın bulguları doğrultusunda Bakanlar Kurulu'na önlemin sürdürülmesini tavsiye ettiği İthalatta Korunma Önlemlerine İlişkin 2008/4 sayılı Tebliğ 23 Mayıs 2008 Cuma tarih ve 26884 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanmıştı.

İran menşeli 70.13 gümrük tarife pozisyonunda yer alan “sofra, mutfak, tuvalet, yazıhane, ev tezyinatı ve benzeri işler için cam eşya” hakkında orijinal önlem Paşabahçe tarafından yapılan başvuru üzerine Haziran 2001'de başlatılan ve Mayıs 2002'de yayınlanan 2002/3 sayılı Tebliğ ile sonuçlandırılan korunma önlemi soruşturması aracılığıyla alınmıştı. Soruşturmada 1997 ila 2001 arasında söz konusu ürünlerin genel ithalatı azalırken İran menşeli ithalatta % 12.322 artış kaydedildiği, İran'ın ithalattaki payının % 0.06'dan % 19'a yükseldiği ve ortalama ithal fiyatlarının genel ithal fiyatlarının yedide biri düzeyinde olduğu ve bu gelişmeler sonucunda yerli üretici olan Paşabahçe'nin ekonomik göstergelerinde bozulmalar yaşandığı tespit edilmişti. İthalatta Gözetim ve Korunma Önlemlerini Değerlendirme Kurulu bu bulgular karşısında İran'a üç yıl süreyle kota uygulanmasına karar vermişti. Birinci kota dönemi, yani yılı için 5.800.000 adet eşya ile sınırlı olan kota, korunma önlemlerinde adım adım liberalizasyona gidilmesi gerektiğinden her yıl % 4 arttırılarak ikinci yıl 6.032.000, üçüncü yıl 6.273.280 adede ulaştı. Ancak İran kotasının tamamını kullanmadı.

Orijinal önleme ilişkin birinci gözden geçirme soruşturması mevzuatın el verdiği en geç tarih olan 8 Şubat 2005'te başlatıldı ve 9 Mayıs 2005'te 2005/4 sayılı Tebliğ ile tamamlandı. Soruşturmada İran menşeli ürünlerin yerli üreticinin yurt içi satış fiyatlarını ciddi şekilde kırmaya devam ettiği, Paşabahçe'nin bazı ekonomik göstergelerinin toparlanmakla beraber diğerlerinin önlem öncesindeki düzeylerine ulaşmadığı, dolayısıyla ithalatın - artık aynı anda nasıl oluyorsa - "ciddi zarar ve ciddi zarar tehdidi" oluşturmaya devam ettiği tespit edildi. Bu doğrultuda (mevzuatta gerçekleşen değişiklik sonucunda artık sadece korunma önlemleri konusunda karar alacak olması nedeniyle isim değişikliğine uğrayan) İthalatta Korunma Önlemlerini Değerlendirme Kurulu önlemin üç yıllığına uzatılmasına karar verdi. Kotanın dördüncü dönemde 6.524.211 adet, beşinci dönemde 6.785.180 adet ve altıncı dönemde 7.056.587 adet olarak uygulanması hükme bağlandı.

Korunma önlemine ilişkin ikinci gözden geçirme soruşturması Mart 2008'de 2008/3 sayılı Tebliğ ile başlatıldı ve yukarıda belirtildiği üzere 23 Mayıs 2008 tarihinde yayınlanan bir sonraki Tebliğ ile tamamlandı. Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın yeni uygulaması doğrultusunda soruşturmanın sonuç raporu Tebliğ'in eki olarak yayınlandı. Buna göre İran menşeli önleme tabi ürün ithalatının dalgalı bir seyir izlediği ve fiyat kırmasının devam ettiği saptanmıştı. Ancak 2007 yılında ithalatta ve pazar payında daha öncesi ile karşılaştırılamayacak ciddi bir gerileme yaşandığı da görülüyordu. Buna karşılık yerli üretimin karlılık haricinde tüm ekonomik göstergelerinde ciddi şekilde iyileşme bulunuyordu. Müsteşarlık bu tablo karşısında zarar tehdidinin devam ettiği tespitinde bulundu ki makul bir karar sayılabilir.

İthalatta Korunma Önlemlerini Değerlendirme Kurulu'nun kararı her zamanki gibi Müsteşarlık'ın tespitlerine uygun, yani önleme devam edilmesi yönünde oldu. Ancak önlemin artık miktar kısıtlaması değil, ek mali yükümlülük şeklinde uygulanması önerildi Bakanlar Kurulu'na. Ek mali yükümlülüğün uygulamanın ilk yılı için 0,90 ABD Doları/brüt kg, ikinci yılı için 0,85 ABD Doları/brüt kg ve üçüncü yılı için 0,80 ABD Doları/brüt kg olması öngörüldü. Bakanlar Kurulu da bu tavsiyeyi kabul etti.

Sorun fiyat kırılmasından kaynaklandığından dolayı ek mali yükümlülük miktar kısıtlamasına göre daha akılcı bir korunma yöntemi. Nitekim son dönemde korunma önlemleri hep bu şekilde uygulanıyor.


Bakanlar Kurulu'nun yakında pamuk ipliği ithalatına ilişkin korunma önlemi soruşturmasında geçici önlemi de karara bağlaması bekleniyor (http://antidamping.blogspot.com/2008/05/pamuk-ipliine-korunma-nlemi-soruturmas.html).

İthalatta Korunma Önlemi Uygulanmasına İlişkin 2008/13711 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı

14 Haziran 2008 tarih ve 26906 sayılı Resmi Gazete


BAKANLAR KURULU KARARI

Karar Sayısı : 2008/13711


Ekli “İthalatta Korunma Önlemi Uygulanmasına İlişkin Karar”ın yürürlüğe konulması; Devlet Bakanlığının 21/5/2008 tarihli ve 20228 sayılı yazısı üzerine, 20/2/1930 tarihli ve 1567 sayılı Kanunun 1 inci, 14/5/1964 tarihli ve 474 sayılı Kanunun 2 nci, 6/5/1986 tarihli ve 3283 sayılı Kanunun 2 nci, 27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı Kanunun 55 inci maddeleri ile 2/2/1984 tarihli ve 2976 sayılı Kanun hükümlerine göre, Bakanlar Kurulu’nca 26/5/2008 tarihinde kararlaştırılmıştır.



İTHALATTA KORUNMA ÖNLEMİ UYGULANMASINA İLİŞKİN KARAR


Kapsam
MADDE 1 – (1) Bu Karar, 26/1/1995 tarihli ve 4067 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan ve 3/2/1995 tarihli ve 95/6525 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile onaylanan Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşması ekinde yer alan Korunma Tedbirleri Anlaşması ve 10/5/2004 tarihli ve 2004/7305 sayılı Kararnamenin eki İthalatta Korunma Önlemleri Hakkında Karar çerçevesinde İran İslam Cumhuriyeti (İran) menşeli sofra, mutfak, tuvalet, yazıhane, ev tezyinatı ve benzeri işler için cam eşya ithalatında yürütülen gözden geçirme soruşturması sonucunda alınan korunma önlemine ilişkin usul ve esasları kapsar.


Korunma önlemi
MADDE 2 – (1) 70.13 gümrük tarife pozisyonunda yer alan sofra, mutfak, tuvalet, yazıhane, ev tezyinatı ve benzeri işler için cam eşyanın İran menşeli olanlarının ithalat artışının ve ithalatının gerçekleşme koşullarının yerli üretimde neden olduğu ciddi zarar tehdidinin ortadan kaldırılabilmesini teminen, anılan eşyanın İran menşeli olanlarının ithalatında 3 (üç) yıl süreyle korunma önlemi olarak ek mali yükümlülük tahsil edilir.
(2) Ek mali yükümlülük, ithal edilen eşyanın brüt kilogramı için aşağıda gösterilen tutar kadar tahsil edilir.



Ek mali yükümlülüğün tahsili
MADDE 3 – (1) Ek mali yükümlülük, gümrük idarelerince, ithalatta alınan gümrük vergileri ve diğer mali yükümlülüklerden ayrı olarak tahsil olunur ve genel bütçeye irat kaydedilir.

Diğer mevzuat
MADDE 4 – (1) Ek mali yükümlülüğün tahsilinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun uygulanır.
(2) 4458 sayılı Gümrük Kanunu ve ilgili diğer gümrük mevzuatının, gümrük vergisinin tahakkukuna, tahsiline, geri verilmesine, takibine ve teminata bağlanmasına ilişkin usul ve esasa müteallik hükümleri, korunma önlemi olarak uygulanacak ek mali yükümlülüğün tahakkuku, tahsili, geri verilmesi, takibi ve teminata bağlanması işlemlerinde de uygulanır.
(3) Ek mali yükümlülükleri yerine getirmeden ithalat işlemlerini gerçekleştirenler, diğer mevzuat hükümleri saklı kalmak kaydıyla, 2976 sayılı Dış Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun çerçevesinde noksan ek mali yükümlülüğün iki katı para cezasına çarptırılır.

Yürürlük
MADDE 5 – (1) Bu Karar yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme
MADDE 6 – (1) Bu Karar hükümlerini Dış Ticaret Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan yürütür.

13 Haziran 2008 Cuma

Bentley & Silberston: "Anti-Dumping and Countervailing Action"


Bentley, Philip ve Aubrey Silverston. 2007. Anti-Dumping and Countervailing Action: Limits Imposed by Economic and Legal Theory. Londra: Edwar Algar Publishing.

2007 anti-dampinge ilişkin yayınlar açısından verimli bir sene oldu, konuyla ilgili birçok makale ve çalışma kağıdının yanı sıra birbirinden değerli kitaplar yayınlandı demiştik. Bence yılın en önemli kitabı olan Philip ve Silverston'ın eseri hakkında tanıtım bilgileri aşağıda.

Bentley works as an attorney in Brussels, while Silbertson taught economics at Imperial College, London, UK; both have worked extensively in the field of international trade. They present an overview of the World Trade Organization (WTO) rules on countervailing action and dumping in a text for regulatory authorities, trade lawyers, trade economists and scholars, and students in business schools. Following an historical overview of the topic and a brief discussion of the WTO framework for countervailing action and dumping, the authors consider the matters in detail, examine a number of economic and legal problems that arise in their operation, and suggest a number of changes to current law and practice.

‘This book is an excellent study in depth of the practical problems that arise for regulatory authorities in seeking to apply the international rules, as laid down in the various WTO agreements, when requests for anti-dumping or countervailing measures have been received from industry. It offers not only an analysis of the difficult choices awaiting the practitioner but also a rigorous examination of the economic sense, if any, behind the practices that have evolved in recent years. On several occasions this sense is found to be wanting, and the authors make some thought provoking points and recommendations for change. Highly recommended for students and practitioners alike.’– Roderick Abbott, former deputy Director General at DG Trade in the EC Commission, and later deputy DG at the WTO

This book, written by a lawyer and an economist both of whom have worked extensively in the field of international trade, offers a challenging and thought-provoking consideration of actions against dumping and export subsidies.

Contents: Preface 1. Introduction 2. Anti-Dumping Principles 3. Anti-Subsidy and Countervailing Principles 4. Injury 5. Anti-Dumping Action – Problems Arising 6. Zeroing and the Full Degree of Dumping 7. Subsidies and Countervailing Action – Problems Arising 8. Public Policy Considerations 9. Anti-Dumping Action – Alternative Approaches 10. Conclusions and Recommendations Appendix 1. Article VI of the GATT 1947 Appendix 2. Agreement on Implementation of Article VI of GATT 1994 (AD Agreement) Appendix 3. Agreement on Subsidies and Countervailing Measures Appendix 4. List of Cases Index

AB'den İhtilaf ve Ticari Engel Tüzüğü Soruşturmalarına İlişkin Güncelleme: Haziran 2008



Avrupa Komisyonu Ticaret Genel Müdürlüğü Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) ihtilafları ve Ticari Engeller Tüzüğü soruşturmalarına ilişkin aylık raporunu 6 Haziran 2008 tarihinde yayınladı. Raporun tam başlığı AT'yi Şikayetçi veya Savunmacı Olarak İçeren Aktif DTÖ İhtilafların Halli Vakaları ve Ticari Engeller Tüzüğü Altında Aktif Vakaların Genel Gözden Geçirmesi. Bu aylık raporlar hem tüm aktif vakaların karşı ülkelere göre dökülmüş bir listesine yer veriyor hem de son rapordan bu yana meydana gelen değişiklikleri özetliyor.


Buna göre Mayıs raporunun yayınlanmasından beri kaydedilen gelişmeler aşağıdaki şekilde:


* Büyük Sivil Hava Taşıtları: DS353 sayılı DTÖ ihtilafında taraflar Panel'in ek sorularına yanıtlarını ve karşı tarafın yanıtlarına ilişkin yorumlarını sırasıyla 15 Nisan ve 5 Mayıs'ta sundu.


* Muzlar: DS 27 sayılı DTÖ ihtilafında Ekvator ile AT Panel raporunun kabul tarihinin 7 Haziran'dan 29 Ağustos'a kadar uzatılması üzerinde mutabakata vardı. Böylelikle taraflar müzakere için ilave zaman kazanmış oldu (http://antidamping.blogspot.com/2008/06/dt-ihtilaflarn-halli-organ-2-haziranda.html).



* Mali Bilgi Hizmetleri: DS372 sayılı DTÖ ihtilafında AT ile Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Çin ile 22 ve 23 Nisan'da istişarelerde bulundu. Komisyon hali hazırda ABD ve Çin ile ihtilafı çözecek formüller üzerinden çalışıyor.


* Bilgi Teknolojileri Anlaşması: DS375 ve DS376 sayılı DTÖ ihtilafları ABD ve Japonya'nın AT ile istişarelerde bulunmayı talep etmesiyle açıldı (http://antidamping.blogspot.com/2008/06/abd-ticaret-temsilcisi-teknoloji.html).


* Kozmetik: Kore'ye ilişkin Ticari Engeller Tüzüğü soruşturmasında Komisyon Kore Büyükelçiliği'nden nihai çözüme ilişkin şartların kabulüne ilişkin bir yazı bekliyor.


* Hormon önlemleri: AT 29 Mayıs 2008'de ABD ve Kanada'yla olan bu ihtilafta Panel raporlarına kısmen temyize götürdü (http://antidamping.blogspot.com/2008/06/ab-hormonlu-et-ihtilafn-temyize-gtryor.html).


Aktif vakaların listesine uzun olduğundan dolayı burada yer vermiyoruz. Ancak 2009'un ilk raporunun üzerinde ayrıntılı şekilde geçerek AB açısından 2008 yılının ticari ihtilaflar fotoğrafını çekmeyi ihmal etmeyeceğiz.

ABD Ulusal Biyodizel Kurulu'ndan AB'nin Biyodizelde ABD'ye Açtığı Soruşturmalara İlişkin Basın Açıklaması

June, 13 2008
National Biodiesel Board (NBB) Statement
Regarding Initiation of European Trade Complaints

WASHINGTON, DC – Manning Feraci, the National Biodiesel Board’s (NBB) Vice President of Federal Affairs, issued the following statement in response to the European Commission’s (EC) decision to formally initiate trade complaints against the United States and the U.S. biodiesel industry:

“The allegations of harm leveled by the European biodiesel industry in these trade complaints are baseless. It is disingenuous and hypocritical that several of the European biodiesel companies that joined in the complaints are the very entities actively involved in the trade of U.S. biodiesel.

“The European biodiesel industry is not being harmed by U.S. competition. High feedstock costs, changes to EU member policies – and in some cases - poor business practices are the true issues facing European biodiesel producers. It is unfortunate that the European Biodiesel Board (EBB) has found it politically expedient to blame the U.S. biodiesel industry instead of focusing its efforts on the true challenges facing its membership.

“The EBB, despite the stated desire of the U.S. biodiesel industry to resolve this matter absent trade litigation, has chosen a protectionist ploy designed to block competition in the European market. The allegations made by the EBB are unfounded, and the NBB will not only vigorously defend the interests of the U.S. biodiesel industry, but will employ every tool available to challenge existing EU trade barriers that provide preferential treatment to European biodiesel producers.”

Biofuels Daily'den AB'nin Biyodizelde ABD'ye Açtığı Soruşturmalara İlişkin Haber

European Commission opens probe into US biodiesel dumping: “The EU will not tolerate unfair trade practices”

The European Commission has opened its probe into US biodiesel subsidies and accusations of dumping. “The EU will not tolerate unfair trade practices,” the European Commission said in a statement today. “We will leave no stone unturned in the investigations and will act in accordance with their findings.” The p[robe will make a finding with respect to “substantial adverse effects” on EU biodiesel producers as a result of US tax credits, grants to finance increased capacity and will also examining the effect of state development programs in Florida, Texas, Illinois and Iowa. The investigation stems from a protest lodged in April by the European Biodiesel Board.

EBB / US dumping dispute background

Earlier this month, the US House of Representatives passed HR 6049, the Energy and Tax Extenders Act of 2008, which extends the biodiesel blending credit of up to $1 per gallon through December 2009, while closing the “splash and dash” loophole that allows fuel from foreign countries to claim the credit for fuel shipped to other countries.

The European Commission’s chief US representative said that US taxpayers are “effectively subsidizing European motorists to the tune of around $300 million“, referring to “splash and dash” exports to Europe by US biodiesel producers picking up a $1 blending credit in the US. “You have to look for every market you can find,” the chairman of Western Iowa Energy told the Shreveport Times, while Bruce Babcock, an economist at Iowa State University, called splash-and-dash “kind of bizarre” and said it put upward pressure on soybean oil prices and hurt US taxpayers.

The European Biodiesel Board said that US exports of subsidized biodiesel threaten the existence of the global biodiesel industry. US exports surged to 80,000 tonnes per month last year from an average of 20,000 in 2006. The EBB has lodged an anti-dumping complaint with the European Commission. European mandates are expected to create a market of up to 28 million tonnes of biodiesel by 2020.

In response to EBB complaints, Manning Feraci, Vice President of Federal Affairs for the National Biodiesel Board (NBB), issued the following statement on behalf of the NBB:

• The U.S. and European biodiesel industries have a long-standing tradition of working together to promote the increased production and use of biofuels as a way to reduce petroleum consumption and address critical climate change issues. It is unfortunate that EBB is advocating a course of action that could hinder this progress, and in the interest of continued trans-Atlantic cooperation, we hope that cooler heads will prevail on this matter.

• The biodiesel industry both in the U.S. and in Europe is facing similar challenges. Dramatic increases in feedstock costs have created difficult market conditions for biodiesel producers. We believe that this, in tandem with policy changes in EU member states, are the main causes of the problems facing the European biodiesel industry.

• It is in the mutual interests of both the U.S. and European biodiesel industries to enhance global trade in biofuels. In fact, senior EU officials have publicly noted that if Europe is to meet its goal to increase biofuels use, the EU will have to import fuels such as biodiesel. U.S. produced biodiesel yields a 78% reduction in carbon lifecycle emissions and can play a constructive role in the global effort to reduce greenhouse gas emissions.

• The U.S. biodiesel industry remains open to working with our counterparts in Europe to not only promote trade in biofuels, but to stop unintended abuses of existing biofuels incentives. For example, the NBB has strongly denounced so-called “splash and dash” transactions where fuel produced outside the U.S. is transshipped through the U.S for the sole purpose of claiming the U.S. blenders excise tax credit before being sent for final use in Europe. We believe this practice may be more widespread than is being acknowledged by the EBB, and NBB is aggressively promoting efforts in Congress to end this practice. As has always been the case, we hope the EBB will recognize our genuine efforts to address this issue.

“Again, it remains the sincere desire of the NBB to constructively address these issues in a manner that does not harm the positive working relationship that has existed between the U.S. and European biodiesel industries.”

The National Biodiesel Board (NBB) maintains that no anti-dumping or anti-subsidy proceedings should be initiated under European Union (EU) law without sufficient evidence of dumping and subsidization causing actual material injury or threat of injury to the EU industry. No anti-dumping or anti-subsidy measures can be imposed unless these are in the broader Community Interests, including not only those of importers and users but also EU citizens at large. None of these conditions are met in the case of imports of US biodiesel into the EU.

Imports into the EU of US biodiesel have not caused material injury. Any difficulties that the EU biodiesel producers may have experienced are caused by other factors. In addition, 2008 and the following years will be critical in terms of the development of the biodiesel industry and the broader Community’s Interests. The important issues to be addressed in the year ahead must, therefore, be approached in a constructive and collaborative spirit. NBB refers in particular to the following:

• Factors other than imports explain the difficulties portrayed by EU biodiesel producers. These factors include capacity that is not being utilized because consumption targets established by the European Union are not being met. In addition, EU member states have rescinded favorable tax structures and other
incentives that encouraged production and use of biodiesel. Excess capacity in the EU biodiesel industry will be utilized as new consumption targets are implemented.

• While biodiesel producers around the globe currently face high feedstock prices, the EU biodiesel industry has been more affected by the trend, given its members’
reliance primarily on rapeseed and rapeseed oil. EU producers have been reported to face shortages of supply of rapeseed, and prices for rapeseed and rapeseed oil are consistently higher than for other inputs favored by producers elsewhere.

• Senior EU officials have readily acknowledged that going forward, biofuels will have to be imported if the European Union is to meet its ambitious goals in terms of biofuels use. Trade remedy investigations and the potential implementation of
punitive trade remedies would be directly contrary to this and would have a severely negative impact on the development of demand for biodiesel in the EU.

• The US biodiesel tax incentive can be claimed on both imports and exports.
Accordingly, it does not discriminate against EU biodiesel and is consistent with the United States’ WTO commitments. That being said, the US biodiesel industry has conveyed its willingness on multiple occasions to work with both the EBB and US government authorities to avoid potential abuses associated with the structure of the US biodiesel tax incentive.

Konuyla ilgili olarak bakınız: http://antidamping.blogspot.com/2008/06/abden-biyoyaktlarda-damping-ve.html.

Avrupa Komisyonu'nun Biyodizelde ABD'ye Açtığı Soruşturmalara İlişkin Basın Duyurusu

IP/08/936

Brussels, 13 June 2008

EU launches investigation into US biodiesel imports

The EU has today initiated anti-subsidy and anti-dumping investigations into imports of biodiesel from the United States. Examination by the European Commission of complaints lodged by European industry found that an investigation was warranted – sufficient evidence was provided of subsidies to the US biodiesel sector, as well as dumping of biodiesel in the European market. The complainant has argued that this has had an adverse effect on the European biodiesel industry. A detailed investigation by the Commission will now determine whether measures are justified under EU trade rules.

EU Spokesperson for Trade Peter Power said: "We have always said that the EU will not tolerate unfair trade practices, and will pursue vigorously any well founded complaint. The Commission will leave no stone unturned in these investigations and will act in accordance with the findings."

Anti-subsidy and anti-dumping complaints concerning imports of biodiesel from the USA were lodged with the Commission on 29 April 2008. The complaints were lodged by the European Biodiesel Board, which represents the interests of a major proportion of EU producers of biodiesel. Having examined the complaints, the Commission is satisfied that they fulfil the requirements of the EU's basic anti-subsidy and anti-dumping regulations in order to initiate further proceedings.

With regard to the anti-subsidy complaint, the complainant has provided sufficient evidence of subsidies to the biodiesel sector in the USA. These subsidies would include federal excise and income tax credits as well as a federal programme of grants to finance increased production capacity. Various subsidy programmes would also exist at state level. In regard to the anti-dumping complaint, the complainant has provided sufficient evidence of dumping of biodiesel on the EU market.

The effect of the subsidisation and dumping is, according to the complainant, a deterioration in the prices charged and market share held by the Community industry, which has led to substantial adverse effects on the overall performance and the financial situation of the industry.

The Commission will now investigate the allegations in the complaints. The Commission will make its provisional findings by 13 March 2009 at the latest which it will then present to EU member states. If measures are considered justified these would be in the form of specific duties on the product in question, called 'countervailing duties' in the case of subsidies, and 'anti-dumping duties' in the case of dumping of the product in question.

The initiation of the current proceedings is not linked to the EU's broader environmental policies in the area of biofuels.
Background

Imports of biodiesel into the EU market come mainly from the United States, with other imports accounting for a minor share of the market. Imports of biodiesel from the US have increased from about 7000 tonnes in 2005 to about 1 million tonnes in 2007.

Anti-subsidy and anti-dumping proceedings are a normal part of trade policy to ensure free and fair trade. For more information on the rules and procedures in anti-dumping and anti-subsidy investigations, please see: http://ec.europa.eu/trade/issues/respectrules/index_en.htm
For more information on EU Trade policy see: http://ec.europa.eu/trade/

Avrupa Biyodizel Kurulu'nun AB'nin ABD'ye Açtığı Soruşturmalara İlişkin Basın Duyurusu

June 13th, 2008

PRESS RELEASE
EBB welcomes the Commission decision to initiate an investigation into subsidised US biodiesel

The European Biodiesel Board (EBB), representing the major industry producing biofuels in the EU, welcomes today’s announcement by the European Commission to initiate a joint anti-subsidy and anti-dumping investigation on imports of subsidised “B99” biodiesel originating from the United States of America. This decision follows the lodging of two complaints by EBB last April 29th, where the EU biodiesel industry has provided comprehensive evidences of the injury caused by B99 imports to EU producers.

The Commission decision to proceed with an investigation on the “B99” case comes as an encouraging move for our industry. This is an important political signal from EU authorities in favour of a fair international trade of biofuels and it is crucial that this will lead to the timely imposition of countervailing measures against US biodiesel imports to the EU.

For more than one year, B99 blends have been sold in the European market as “pure biodiesel” and at a substantial discount (over €120-180/tonne), in some cases at a lower price than the raw materials purchased by the EU industry for producing biodiesel. This has created a price-setting competition, progressively disrupting the margins of European biodiesel producers. Against this background, it will be essential that countervaling measures targeting B99 imports are imposed by the EU authorities in a reasonable timeframe. In the absence of such measures, the situation of the EU biodiesel industry would become even more critical than it is at present.

“B99” subsidised exports is a trade practice clearly breaching WTO rules and threatening the concept of international trade in biodiesel. It will be therefore necessary to re-establish promptly a level playing field, ensuring the harmonious development of the EU and international biodiesel markets.
***

Background
In the framework of the US Federal measures adopted in 2004, biodiesel can be subsidised up to $264 per m3 (300 USD/tonne, approximately €200/tonne) only by adding a “drop” of mineral diesel to biodiesel. US producers can therefore claim the maximum subsidy for a “B99,9” blend. Such a blend can then be exported to Europe where it is eligible to European subsidy schemes. Since the benefit of the blender credit is not restricted to biodiesel produced and consumed on the US territory, the 2004 support provisions resulted in a surge of B99 exports to the EU.

The European Biodiesel Board, also known as EBB, is a non-profit organisation established in January 1997. EBB represents the voice of the EU biodiesel industry. It gathers 66 companies and associations and aims to promote the use of biodiesel in the European Union. EBB member companies account for around 80% of EU biodiesel production.

Konuyla ilgili olarak bakınız: http://antidamping.blogspot.com/2008/06/abden-biyoyaktlarda-damping-ve.html.

AB'den ABD'ye Biyodizelde Damping ve Sübvansiyon Soruşturmaları

Avrupa Birliği (AB), 13 Haziran 2008 tarihli Avrupa Birliği Resmi Gazetesi'nde (2008/C 147/5 ve 10) yayınlanan duyurular ile Amerika Birleşik Devletleri (ABD) menşeli biyodizel ithalatlarına ilişkin olarak dampinge ve sübvansiyona karşı soruşturmalar başlattı. Şikayet konusu ürünler fosil bazlı olmayan, saf veya paçal halinde ve esas olarak yenilebilir yakıt olarak kullanılan sentez ve/veya hidroişleme aracılığıyla elde edilen yağ asidi monoalkil esterleri ve/veya parafinik gaz yağları.

Sübvansiyon iddiaları ABD'de hem federal düzeyde hem de eyalet düzeyinde verilen muhtelif yardımları kapsıyor. Soruşturmaya tabi federal programlar biyodizellere yönelik dizel yakıt özel tüketim vergisi kredisi ve gelir vergisi kredileri ile Birleşik Devletler Tarım Bakanlığı biyoenerji programı. Eyalet düzeyinde ise yaklaşık yirmi program var Avrupa Komisyonu'nun hedefinde.

Soruşturmalar Avrupa Biyodizel Kurulu'nun 29 Nisan'da başvurular üzerine açılmış durumda. Kurul'un iddialarını İngiltere'nin saygın gazetelerinden Guardian'da 26 Mayıs 2008 tarihinde yayınlanan haber üzerine ele almıştık (http://antidamping.blogspot.com/2008/06/guardian-ab-biyoyaktlarda-abdye-sava.html).

İlgili tarafların soru formu talep etmek için 15 günlük süresi, kendilerini beyan etmek, soru formlarına yanıtlarını ve diğer bilgileri vermek için 40 günlük süresi var. Soruşturma 15 ay içerisinde tamamlanacak.

AB'de Kağıt Takılabilen Mekanizmalar Önleminin Süresi Doluyor

Avrupa Birliği (AB), 12 Haziran 2008 tarihli Avrupa Birliği Resmi Gazetesi'nde (2008/C 146/27) yayınlanan bir duyuru ile Çin Halk Cumhuriyeti menşeli belirli dosya, klasör ve ciltler için kağıt takılabilen mekanizmalara (İngilizce ring binder mechanisms) ilişkin olarak yürürlükte bulunan dampinge karşı önlemin süresinin 5 Aralık 2008'de sona ereceğini ilan etti. Topluluk üreticileri önlemin sona ermesinden en geç üç ay önce olmak üzere bir nihai gözden geçirme soruşturması başlatılması için başvuruda bulunabilecek. Başvurunun önlemin sona erdirilmesinin damping ve zararın devam etmesi veya yeniden meydana gelmesinin muhtemel olduğuna yönelik kanıtlar ihtiva etmesi gerekiyor.



AB 1997'de yılında aldığı önlemi bir nihai gözden geçirme soruşturması sonucunda 29 Kasım 2004 ve (AT) 2074/2004 sayılı Konsey Tüzüğü aracılığıyla Çin'de mukim şirketlere % 51,2 ila % 78,8 oranunda dampinge karşı vergi ihdas edecek şekilde yenilemişti. Dampinge karşı vergiler önlemlerin etkisiz kılınması nedeniyle Vietnam ve Laos üzerinden sevk edilen ürünleri kapsayacak şekilde genişletilmişti. Tayland menşeli ürünlere ilişkin olarak ise bir soruşturma önlemsiz kapatılmış, bir diğer hali hazırda sürdürülüyor.

AB'den Manyezit Tuğlada Kısmi Ara Gözden Geçirmeler

Avrupa Birliği (AB) 12 Haziran 2008 tarihli Avrupa Birliği Resmi Gazetesi'nde (2008/C 146/27 ve 30) yayınlanan duyurular ile Çin Halk Cumhuriyeti menşeli manyezit tuğlalara ilişkin olarak yürürlükte bulunan dampinge karşı önlem çerçevesinde iki ayrı kısmi ara gözden geçirme soruşturması başlattı. Önleme tabi ürün kimyasal olarak birleştirilmiş, fırınlanmamış, manyezit içersin içermesin magnezya bileşeninde en az % 80 oranında MgO bulunan manyezit tuğlalar.


AB 6 Ekim 2005 tarih ve (AT) 1659/2005 sayılı Konsey Tüzüğü aracılığıyla Çinli şirketlere % 2,7 ila % 39,9 arasında değişen oranlarda dampinge karşı vergi ihdas etmişti. Soruşturma dönemi 1 Nisan 2003 ila 31 Mart 2004'tü. 25 Haziran 2007 tarih ve 2007/440/AT sayılı Komisyon Kararı ile bu önlem çerçevesinde Yingkou Qinghua Refractories Co. Ltd. isimli şirketin taahhütü ihlal nedeniyle iptal edilmişti. 20 Aralık 2007 tarih ve (AT) 1536/2007 sayılı Tüzük ile ise Yingkou Dalmond Refractories Co., Ltd isimli şirket bir yeni ihracatçı gözden geçirmesi başlatılmış, bu şirketin ihracatları için dampinge karşı vergi kaldırılarak ihracatların kayıt altına alınması hükme bağlanmıştı.



Önleme ilişkin mevcut kısmi ara gözden geçirmelere gelince, soruşturmalar Bayuquan Refractories Company Limited ve Dashiqiao Sanqiang Refractory Materials Co. Limited isimli Çin'de mukim ihracatçı şirketlerin talepleri üzerine başlatılmış durumda. Taleplerde önlemin alındığı döneme göre koşulların esaslı şekilde değişmiş olduğu ve orijinal önlemin artık dampingi bertaraf etmek için gerekli bulunmadığı belirtiliyor. Şirketler artık piyasa ekonomisi muamelesine hak sahibi olduklarını ve damping marjlarının ciddi şekilde azalmış bulunduğunu öne sürüyor. Avrupa Komisyonu bu doğrultuda damping marjlarını tekrar hesaplayacak.

ABD Tayland Menşeli Yassı Ürünlerde Gözden Geçirmeyi Tamamladı

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Ticaret Bakanlığı Uluslararası Ticaret İdaresi Tayland menşeli belirli sıcak haddelenmiş karbon çelik yassı ürünlere ilişkin olarak yürürlükte bulunan dampinge karşı önlem çerçevesinde yürüttüğü idari gözden geçirmeyi tamamladı. 4 Haziran'da düzenlenen konuyla ilgili duyuru 12 Haziran 2008 tarihli Federal Sicil 73 (114)'te yayınlandı ve yayın günü yürürlüğe girdi.

Gözden geçirme 1 Kasım 2005 ila 31 Ekim 2006 dönemini kapsıyordu. Gözden geçirmenin ilgilendirdiği şirketler ise G Steel Public Company Limited ile Nakornthai Strip Mill Public Co., Ltd. idi. Bu şirketlerden ilki için 7 Aralık 2007'de yayınlanan ön saptamada ortaya konulan damping marjı beyan edilen görüşlerin dikkate alınması ve farkedilen bazı hataların giderilmesi sonucunda % 6,4 olarak yeniden tespit edildi. İkinci şirketin ise gözden geçirme döneminde ABD'ye ihracatı olmadığı saptandığından idari gözden geçirme bu şirkete ilişkin olarak sonlandırıldı.

ABD Hindistan menşeli yassı ürünşer için idari gözden geçirmeyi 5 Haziran'da tamamlamıştı (http://antidamping.blogspot.com/2008/06/abd-yass-rnlerde-gzden-geirmeyi.html).

AB, ABD Ticaret Politikası Gözden Geçirmesinde Endişeli

Dünya Ticaret Örgütü'nün (DTÖ) Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Ticaret Politikası Gözden Geçirmesi'ne ilişkin 5 Mayıs 2008 tarih ve WT/TPR/S/200 sayılı Sekreterlik raporu (http://antidamping.blogspot.com/2008/06/abd-ticaret-politikas-gzden-geirmesi.html) DTÖ Ticaret Politikası Gözden Geçirme Organı'nın 9 ve 11 Haziran tarihlerinde düzenlendiği toplantılarda ele alındı.

Avrupa Birliği (AB) toplantılarda ABD'de yükselmekte olan korumacılık konusunda endişelerini dile getirdi ve transatlantik ortağına ticaret politikasıyla ilgili 90'dan fazla ayrıntılı teknik soru yöneltti. Avrupa Komisyonu Ticaret Genel Müdürlüğü'nün 11 Haziran 2008 tarihli basın açıklamasına göre AB'nin özellikle üstünde durduğu konular 11 Eylül sonrasında gündeme gelen güvenlik nedeniyle ithalata yönelik kısıtlayıcı düzenlemeler, 2008 Çiftlik Yasası ile tarım politikasında reforma gitmektense müdahaleciliğin sürdürülmesi ve ABD'nin sıfırlama ihtilafı gibi konularda DTÖ karar ve tavsiyelerine uyumuydu. Ayrıca balıkçılık sübvansiyonları, fikri mülkiyet haklarının korunması, gıda ürünleri için sağlık düzenlemeleri, bölgesel ticaret anlaşmaları politikası ve mali hizmetler ve telekomünikasyon gibi hizmet sektörlerinde yatırımlara ilişkin kısıtlamalar da AB tarafından ele alındı.

ABD Ticaret Politikası Gözden Geçirmesi'nin yapılan açıklamalar ile olumlu bir havada geçtiği izlenimi bırakılan ABD-AB Zirvesi'yle (http://antidamping.blogspot.com/2008/06/abd-ab-zirvesinde-ticaret-konular-da.html) çakışması transatlantik ekonomik işbirliği konusunda akılda soru işaretleri bırakıyor.

ABD-AB Zirvesinde Ticaret Konuları da Masaya Yatırıldı

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Avrupa Birliği (AB) liderleri 10 Haziran 2008 Salı günü Slovenya'nın Brdo şehrinde yıllık zirve toplantıları bir araya geldi. Toplantıya ABD Başkanı George W. Bush ile Avrupa Komisyonu Başkanı Barroso ve AB dönem başkanlığını yürütmekte olan Slovenya'nın Başbakanı Janez Jansa katıldı.

Toplantıda küresel güvenlik ve barış, insan hakları, demokrasi, ikili ekonomik işbirliği, iklim değişikliğiyle mücadele ve enerji sorunları ele alındı.

Ticaretle ilgili konular ikili ekonomik işbirliği kapsamında ön plandaydı. Transatlantik Ekonomik Konseyi'nin taraflar arasında ticaret ve yatırım konularında ortaya çıkan sorun ve görüş ayrılıklarını gidermeye yönelik çalışmalarının üzerinden geçildi. Nisan 2007'de düzenlenen ABD-AB Zirvesi'nden imzalanan Transatlantik Ekonomik Bütünleşmeyi İlerletmek için Çerçeve doğrultusunda daha açık bir yatırım ortamı sağlanması için uğraş gösteren taraflar müzakereleri sürdürülmekte olan Sahte Ürünler Ticaretine Karşı Anlaşma, AB-ABD Hava Taşımacılığı Anlaşması'nın uygulanması ve imzalanması planlanan ikili Havacılık Güvenliği Anlaşması'nın yanı sıra vizelerin karşılıklı olarak kaldırılması, ABD'nin kargo güvenliğine ilişkin kabul etmeyi düşündüğü yeni düzenlemeler ve muhasebe standartlarının denkliği gibi konuları da ele aldı. Avrupa Komisyonu bu gündemi elektrik ekipmanlarının sertifikalandırılmasının karşılıklı olarak tanınması gibi bir dizi teknik konuyla pekiştirmeyi arzu ediyor.

AB Yenilenmiş Pazara Erişim Stratejisini Başarılı Buluyor

Avrupa Komisyonu Ticaret Genel Müdürlüğü 4 Haziran 2008 tarihli bir basın açıklamasıyla bir yıl önce başlatılan yenilenmiş Pazara Erişim Stratejisi'nin uygulanmasını değerlendirmek üzere Brüksel'de bir çalıştay için bir araya gelen tarafların Strateji'den memnun olduklarını açıkladı.

Pazara erişim bir ülkenin ihraç ürünlerinin ve yatırımlarının diğer ülke pazarlarına uluslararası ticaret kuralları çerçevesinde sorunsuz bir şekilde ulaşması anlamına geliyor. Pazara erişim politikaları karşı ülkelerin ithal ürünlere karşı kasti olsun olmasın ayrımcı uygulamalarının teşhis ve bertaraf edilmesini hedefliyor.

Avrupa Birliği Pazara Erişim Stratejisi'ni 1996 yılında kabul etmişti. Strateji ticari engellerin kaldırılması için bir çerçeve, pazara erişim koşulları hakkında bilgi temin edilmesi ve bir Pazara Erişim Veritabanı işletilmesini içeriyor. Ticari Engeller Tüzüğü, Dünya Ticaret Örgütü ihtilafların halli mekanizması, genişleme süreci, Doha ticaret müzakereleri, ikili ticari müzakereler ve serbest ticaret anlaşmaları, diplomatik görüşmeler gibi muhtelif ticaret politikası araçları pazara erişim amacıyla eşgüdümlü bir şekilde kullanıyor.

Tarifelerin seviyelerinin düşmesiyle birlikte ticari engellerin şekil değiştirmesi ve pazara erişim konusunun Lizbon/Büyüme ve İstihdam Gündemi çerçevesinde yeni bir önem kazanmasını takiben Avrupa Komisyonu kullandığı yöntemleri gelişmekte olan ülkelere teknik yardım, düzenleyici kurumlar arasında diyalog ve karşılıklı işbirliği aracılığıyla varsıllaştırırken Pazara Erişim Stratejisi'ni de bir değerlendirme ve istişare dönemini takiben yeniledi. Yeni Strateji'nin temel özelliği pazara erişim konularının değerlendirilmesi için Komisyon, Üye Devletler ve iş dünyası arasında ortaklığı temel alması.

Brüksel'de düzenlenen çalıştayda bu yeni yaklaşımın daha etkin olduğu ve bir yıl gibi kısa bir süre içerisinde Türkiye, Arjantin ve Japonya gibi önemli pazarlarda bazı engellerin kaldırılmasını sağladığı vurgulandı. Farklı oturumlarda Stratejisi'nin uygulamasının geliştirilmesi için seçenekler üzerinde duruldu.