ticaret politikası etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ticaret politikası etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

14 Mart 2010 Pazar

DTÖ-OECD-UNCTAD: Korumacılık Kontrol Altında

Dünya Ticaret Örgütü, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ve Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) tarafından müştereken hazırlanan ticaret ve yatırım önlemleri raporunun ikincisi 8 Mart 2010 tarihinde yayınlandı.

Geçtiğimiz yıl düzenlenen G-20 zirvesinde alınan karar gereği hazırlanan rapor küresel kriz ortamında uluslararası ticaret ve yatırımları olumsuz etkileyecek önlemlerin gözlemlenmesi, böylelikle bunların telafi edilmesine imkan sağlanması amacını taşıyor.

Rapora göre söz konusu önlemlerde göze çarpan bir artış olmamakla beraber hükümetlerin dikkatli olmayı sürdürmesi gerekiyor.

Raporda ele alınan önlemler arasında ticari savunma araçları ve tarifeler gibi diğer sınır önlemleri başta geliyor.

4 Ocak 2009 Pazar

İsviçre ve Liechtenstein Ticaret Politikası Gözden Geçirmesi



Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) İsviçre ve Liechtenstein Ticaret Politikası Gözden Geçirmesi'ne ilişkin 10 Kasım 2008 tarih ve WT/TPR/S/208 sayılı Sekreterlik raporunu açıkladı. Rapor DTÖ Ticaret Politikası Gözden Geçirme Organı'nın 15 ve 16 Aralık tarihlerinde düzenlendiği toplantılarda ele alınmış durumda. İki ülke arasında 1923 yılından beri bir gümrük birliği olduğundan ticaret politikaları birlikte inceleniyor.

DTÖ Anlaşması her üyenin ticaret politikası ve ilgili uygulamalarının düzenli aralıklarla gözden geçirilmesini hükme bağlıyor. Her gözden geçirme için DTÖ Sekreterliği tarafından ayrıntılı bir rapor ve buna ilişkin olarak ilgili ülkenin hükümeti adına bir beyanat hazırlanıyor. Raporlar Ticaret Politikası Gözden Geçirme Organı'nda diğer üyeler tarafından ele alınıyor.

İsviçre ve Liechtenstein'ın ekonomileri son derece ticarete açık. Dış ticaret gayrisafi yurtiçi hasılanın % 100'ünden fazla. Ticaretleri oldukça serbestleştirilmiş, ancak tercihli ticaret anlaşmaları karmaşık bir halde. Son yıllarda Avrupa Birliği ile ikili ticaretin düzenlenmesine yönelik çabalar ağırlık kazanmış durumda (Hatırlanacağı üzere Brüksel Bern'i biraz zorlamıştı müzakerelerde.).

Kartel Yasası'nın değiştirilmesi İsviçre'nin rekabet politikasını güçlendirmiş durumda. Ancak tarım sektöründe daha fazla serbestleşmenin faydalı olacağı belirtiliyor raporda.

Ticari savunma araçları raporun "Önlem Bazında Ticaret Politikaları ve Uygulamaları" başlıklı üçüncü bölümünde ele alınıyor. Buna göre İsviçre ve Liechtenstein 2004 yılındaki son gözden geçirmeden bu yana dampinge karşı, telafi edici veya korunma önlemi almamış durumda. Ancak ilgili mevzuatta gerektiği durumda ticari savunma önlemlerine başvurulmasına yönelik hükümler yer alıyor.

DTÖ Şubat ayında Guatemala ve Japonya, Mart ayında Brezilya'nın ticaret politikası gözden geçirmelerini açıklayacak.

20 Ağustos 2008 Çarşamba

fibre2fashion: "Govt comes to rescue trembling textile industry"

August 18, 2008 (Turkey)
http://www.fibre2fashion.com/news/textile-news/turkey/newsdetails.aspx?news_id=61603

One of the major problems that the once thriving textile sector of Turkey is facing, is tough competition from Chinese counterpart, who at present is dominating international market. In order to solve this grave issue, Mehmet Simsek, Economy Minister, Turkey, recently held a meeting with representatives of textile industry.

During the talks various possibilities were discussed that can once again revive textile sector of Turkey, which has been major contributor in the export earnings. Turkish garment exporters had ruled the global market for a long time due to good quality of products and prices they offered.

However, the textile units in China with their competitive cost and high quality of products have emerged as biggest block for the Turkish entrepreneurs. Industry insiders believe that, the sector will soon get back the required strength as it has tremendous potential.

The officials are planning to improve the incentive programme which will help sector overcome problems. It is also believed that, exporters need to develop strong ties with buyers and focus more on the quality of products that are being made for the overseas market. Experts suggest that, if a strong brand is created it would help in earning high profits for Turkey.

The overvalued lira is also a cause of worry for the exporters as it has affected the industry. Yet the Government is helpless as the exchange rates are not decided by the authorities but by the Central Bank of the country.

Yorum: Korumacılık yerine etkin teşviklere başvurulacaksa amenna!

WTO: "Turkey to continue consultations on textiles proposal"

WTO: 2008 NEWS ITEMS

1 July 2008
COUNCIL FOR TRADE IN GOODS

Turkey to continue consultations on textiles proposal

The Council for Trade in Goods, on 1 July 2008, agreed to come back to a new textiles proposal from Turkey at its next meeting after differing views were expressed about it by delegations.

Turkey reiterated its proposal tabled at the previous meeting calling for an examination of trade in textiles since the end of quota arrangements in 2005. It proposed compiling studies on the subject by some international organizations, and discussing their findings in a WTO workshop. Turkey said it had been consulting on this proposal with a number of delegations, including China.

Chinese Taipei, the Dominican Republic, El Salvador, Jordan, Mauritius, Morocco and Tunisia supported the proposal. The European Union said that while there is no question about turning back the clock on textiles liberalization, it would be constructive for members to exchange views on trade in textiles. The United States said the Turkish proposal on textiles had evolved into something more modest, and, as such, believed the paper should no longer be a cause of concern to other delegations.

China maintained its systemic concern that no sector should be singled out, adding this concern remained with the new proposal from Turkey. It said the best forum for seeking changes in textile rules would be the Negotiating Group on Non-Agricultural Market Access. India, Thailand, Pakistan and Hong Kong, China shared China's systemic concern.

Turkey said it would continue bilateral discussions on its proposal.

The Chair, Amb. Karen Tan (Singapore), encouraged delegations to consult with each other on this issue.

On another subject, the United States said it would submit before the next meeting an updated waiver request on the Andean Trade Preference Act (ATPA). It also has outstanding waiver requests on two other preference programmes: the African Growth and Opportunity Act and the Caribbean Basin Economic Recovery Act.

Paraguay reiterated its objection to the granting of these waivers, and urged the United States to end what it said was trade discrimination due to the non-inclusion of Paraguay in ATPA.

The next meeting of the Goods Council is scheduled for 18 November 2008.

Kaynak: http://www.wto.org/english/news_e/news08_e/goods_1july08_e.htm.

9 Ağustos 2008 Cumartesi

Gürcistan ve Rusya: Ticaret Politikası Çatışmasından Sıcak Savaşa

"Sovyetler Birliği'nin yıkılmasının üzerinden neredeyse 20 yıl geçecek, ancak Sovyet-ardı coğrafyada barış ve istikrar hala güvence altına alınmış değil. Hele Azerbeycan-Ermenistan ve Gürcistan-Rusya arasında yaşanan soğuk savaşların yakın gelecekte biteceği yok gibi. Tabi Avrupa tiyatrosunda NATO'nun genişleme sürecine paralel olarak tekrar meydana çıkan Rus-Batı geriliminin de."

Yukarıdaki satırları 17 Haziran'da yazmışım (http://antidamping.blogspot.com/2008/06/grcistan-rusyann-dt-yeliini-engelliyor.html). Ele aldığım konu Gürcistan'ın Rusya'nın Dünya Ticaret Örgütü'ne üyeliğini mevcut koşullar altında veto edeceğini açıklaması. Girdi şöyle devam ediyor:

"Neden mi? Aslında sorunun kökeni tamamen siyasal. Gürcistan idari olarak iki özerk cumhuriyet ve on idari bölgeden, fiiliyatta ise beş bölgeden oluşan bir ülke. Merkezi hükümetin bunlardan Abhazya Özerk Cumhuriyeti ve Güney Osetya üzerinde kontrolü hiç yok (Ermenilerin yaşadığı Cevahetya'da ve Abaşidze'nin 2004'te devrildiği Acaristan'da da daha az.). Rusya Abhazya ve Güney Osetya'ya destek veriyor. Vladimir Putin 16 Nisan'da Rusya sınırında yer alan bu bölgelerle doğrudan ekonomik bağlantı kurma kararı alarak işi resmileştirdi. Ruslar zaten Gürcistan'la ekonomik ilişkilerini en alt düzeye indirmiş durumdalardı.

Gürcistan'ın DTÖ müzakerelerinde doğrudan siyasal sorunları masaya sürme imkanı pek yok. Gündem belirlenmiş durumda. Ancak Kuzeybatı komşumuz bunun yerine dolaylı bir itirazda bulunuyor: Rusya'nın Abhazya ve Güney Osetya ile ayrı gümrük kapıları üzerinden gerçekleştirmeye başladığı ticaretin DTÖ kurallarına aykırı olduğunu, ticaretin sadece merkezi hükümetin resmi gümrük noktaları aracılığıyla yürütülebileceğini, aksi taktirde Rusya'nın üyeliğini veto edeceğini söylüyor.

Anlayacağınız siyasal sorunlar ekonomik kisvelere girmekte hiç zorlanmıyor. Tersini hayal etmek hoş da olsa ekonomi barışı sağlayan değil, perçinleyen bir araç."

Derken bölgede bir eskalasyon yaşandı. Kosova'nın bağımsızlığını ilan etmesinin ateşlendirdiği mevcut konjonktürü Güney Osetya de facto bağımsızlığını bir kez daha vurgulamak için müsait, Gürcistan Güney Osetya'nın kontrolünün iyice elinden kaydığı imajı yaratmaktan kaçınması gereken, Rusya ise uzun süredir yeniden gösterdiği dişlerinin gerçekten ısırabileceğini kanıtlamasına yönelik bir fırsat olarak okudu.

Bu arada Rusya'nın Dünya Ticaret Örgütü üyeliğine bir süre daha ertelendi gözüyle bakabiliriz. Bunun ticari savunma araçları açısından anlamı Rusya'ya karşı önlem almanın daha kolay olmaya devam etmesi.

Siviller de ölüyor tabi. Ancak makro kararlar ne zaman mikro sıkıntıları dikkate aldı, mikro beklentiler ne zaman makro sonuçlara odaklanabildi ki?

DTÖ Müzakereleri (Bir Kez Daha) Çöktü



Doha Kalkınma Gündemi, bir başka deyişle çoktaraflı ticaret müzakerelerinin Doha raunduna ilişkin olarak son zamanlarda beliren olumlu işaretler beklediğimiz üzere meyve vermedi (http://antidamping.blogspot.com/2008/06/dt-mzakereleri-bildiiniz-gibi.html) ve Temmuz ayında başlatılan yoğun müzakere turu 29 Temmuz'da başarısızlıkla sonuçlandı.

Müzakerelerde birçok konuda pürüzler bulunmakla beraber tarafların masadan ayrılmasına gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin, bilhassa Amerika Birleşik Devletleri ile Hindistan ve Çin'in, tarımsal ürünlere ilişkin bir özel korunma mekanizması üzerinde mutabakata varamaması neden oldu. Özel korunma mekanizması diye bir düzenleme Dünya Ticaret Örgütü anlaşmaları kapsamında hali hazırda bulunmuyor. G-33 grubunun talebi çiftçilerin tarımsal emtia fiyatlarında görülen önemli dalgalanmalar karşısında korunması için böyle bir imkan sağlanması. Gelişmekte olan ülkeler ise bunun ticaret müzakerelerinin ana amacı olan serbestleşmeye aykırı olduğuna inanıyor.

Son günlerde Avrupa Birliği cephesinde yaşanan gelişmeler, yani Fransa Dönem Başkanlığı ile Avrupa Komisyonu arasındaki gayet kişisel çekişme ise Topluluk'un müzakerelere odaklanmasını engelledi.

Müzakerelere belirsiz bir süre ara verilirken Dünya Ticaret Örgütü Genel Sekreteri Pascal Lamy yılda 130 milyar ABD Doları tutarında bir tarife tasarrufu sağlama fırsatının kaçırıldığını dile getirdi.

Bu 2001 yılında başlayan, bir önceki yıl başlayıp Tek Yükümlülük kapsamına alınan İleri Tarım Müzakerelerini de sayarsanız, dokuz yıldır devam eden Doha raundunun tarihindeki ilk kopma değil. Ancak Doha şimdiden en uzun çoktaraflı ticaret müzakeresi olmayı başarmış durumda ve sürecin uzaması sonuçta varılacak mutabakatın değerini azaltmaya devam ediyor. Özellikle de küreselleşmenin bir yandan siyasal öte yandan mali açıdan sihrini kaybettiği bir dönemde.

29 Haziran 2008 Pazar

Umman Ticaret Politikası Gözden Geçirmesi



Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) Umman Ticaret Politikası Gözden Geçirmesi'ne ilişkin 21 Mayıs 2008 tarih ve WT/TPR/S/201 sayılı Sekreterlik raporunu açıkladı. Rapor DTÖ Ticaret Politikası Gözden Geçirme Organı'nın 25 ve 27 Haziran tarihlerinde düzenlendiği toplantılarda ele alındı.

DTÖ Anlaşması her üyenin ticaret politikası ve ilgili uygulamalarının düzenli aralıklarla gözden geçirilmesini hükme bağlıyor. Her gözden geçirme için DTÖ Sekreterliği tarafından ayrıntılı bir rapor ve buna ilişkin olarak ilgili ülkenin hükümeti adına bir beyanat hazırlanıyor. Raporlar Ticaret Politikası Gözden Geçirme Organı'nda diğer üyeler tarafından ele alınıyor.

Umman Sultanlığı'nın ticaret politikası dünya ticaretinde ağırlık sahibi olmayan diğer ülkeler gibi dört yılda bir gözden geçiriliyor. Son rapora göre DTÖ'ye 2000 yılında katılan, 1 Ocak 2003 itibariyle Körfez İşbirliği Konseyi gümrük birliğinin bir parçası haline gelen, ayrıca PAFTA'ya katılan ve Amerika Birleşik Devletleri ile henüz yürürlüğe girmemiş bir ticaret anlaşması akdeden Umman'ın geçtiğimiz yıllarda sergilediği başarılı ekonomik performansın ardında yatan nedenlerden bir tanesi liberal ticaret rejimi . Umman'da gayri safi milli hasıla büyümesi yüksek, enflasyon düşük, mali ve cari fazla var. Ayrıca Körfez ülkesi yatırım ortamının geliştirilmesi yönünde önemli adımlar atmış, ancak yine de turizm gibi belirli faaliyetlere yönelik doğrudan yabancı yatırımların önünde engeller bulunuyor. DTÖ Sekreterliği'nin raporu Umman'ın ticaret rejiminin dünya ticareti kurallarıyla uyumlu hale getirilmesi gereken başka unsurları da bulunduğunun altını çiziyor.


Ticari savunma araçları raporun "Önlem Bazında Ticaret Politikaları ve Uygulamaları" başlıklı üçüncü bölümünde ele alınıyor. Buna göre Umman'ın anti-damping, sübvansiyonlar ve telafi önlemler ile korunma önlemleri konusunda ulusal mevzuatı bulunmuyor. Ancak Körfez İşbirliği Konseyi Anlaşması'nın geçici ticari savunma araçları konusundaki hükümleri 39/2006 sayılı Sultanlık Tebliği aracılığıyla benimsenmiş durumda. Bu hükümlerin uygulanmasına yönelik ikincil mevzuat henüz hazırlanmamış. Zaten Umman'ın bugüne kadar ticari savunma araçlarına hiç başvurmamış. Küçük ve imalat sanayi pek gelişmemiş ülkeler için şaşırtıcı bir durum değil.

13 Haziran 2008 Cuma

AB'den İhtilaf ve Ticari Engel Tüzüğü Soruşturmalarına İlişkin Güncelleme: Haziran 2008



Avrupa Komisyonu Ticaret Genel Müdürlüğü Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) ihtilafları ve Ticari Engeller Tüzüğü soruşturmalarına ilişkin aylık raporunu 6 Haziran 2008 tarihinde yayınladı. Raporun tam başlığı AT'yi Şikayetçi veya Savunmacı Olarak İçeren Aktif DTÖ İhtilafların Halli Vakaları ve Ticari Engeller Tüzüğü Altında Aktif Vakaların Genel Gözden Geçirmesi. Bu aylık raporlar hem tüm aktif vakaların karşı ülkelere göre dökülmüş bir listesine yer veriyor hem de son rapordan bu yana meydana gelen değişiklikleri özetliyor.


Buna göre Mayıs raporunun yayınlanmasından beri kaydedilen gelişmeler aşağıdaki şekilde:


* Büyük Sivil Hava Taşıtları: DS353 sayılı DTÖ ihtilafında taraflar Panel'in ek sorularına yanıtlarını ve karşı tarafın yanıtlarına ilişkin yorumlarını sırasıyla 15 Nisan ve 5 Mayıs'ta sundu.


* Muzlar: DS 27 sayılı DTÖ ihtilafında Ekvator ile AT Panel raporunun kabul tarihinin 7 Haziran'dan 29 Ağustos'a kadar uzatılması üzerinde mutabakata vardı. Böylelikle taraflar müzakere için ilave zaman kazanmış oldu (http://antidamping.blogspot.com/2008/06/dt-ihtilaflarn-halli-organ-2-haziranda.html).



* Mali Bilgi Hizmetleri: DS372 sayılı DTÖ ihtilafında AT ile Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Çin ile 22 ve 23 Nisan'da istişarelerde bulundu. Komisyon hali hazırda ABD ve Çin ile ihtilafı çözecek formüller üzerinden çalışıyor.


* Bilgi Teknolojileri Anlaşması: DS375 ve DS376 sayılı DTÖ ihtilafları ABD ve Japonya'nın AT ile istişarelerde bulunmayı talep etmesiyle açıldı (http://antidamping.blogspot.com/2008/06/abd-ticaret-temsilcisi-teknoloji.html).


* Kozmetik: Kore'ye ilişkin Ticari Engeller Tüzüğü soruşturmasında Komisyon Kore Büyükelçiliği'nden nihai çözüme ilişkin şartların kabulüne ilişkin bir yazı bekliyor.


* Hormon önlemleri: AT 29 Mayıs 2008'de ABD ve Kanada'yla olan bu ihtilafta Panel raporlarına kısmen temyize götürdü (http://antidamping.blogspot.com/2008/06/ab-hormonlu-et-ihtilafn-temyize-gtryor.html).


Aktif vakaların listesine uzun olduğundan dolayı burada yer vermiyoruz. Ancak 2009'un ilk raporunun üzerinde ayrıntılı şekilde geçerek AB açısından 2008 yılının ticari ihtilaflar fotoğrafını çekmeyi ihmal etmeyeceğiz.

AB, ABD Ticaret Politikası Gözden Geçirmesinde Endişeli

Dünya Ticaret Örgütü'nün (DTÖ) Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Ticaret Politikası Gözden Geçirmesi'ne ilişkin 5 Mayıs 2008 tarih ve WT/TPR/S/200 sayılı Sekreterlik raporu (http://antidamping.blogspot.com/2008/06/abd-ticaret-politikas-gzden-geirmesi.html) DTÖ Ticaret Politikası Gözden Geçirme Organı'nın 9 ve 11 Haziran tarihlerinde düzenlendiği toplantılarda ele alındı.

Avrupa Birliği (AB) toplantılarda ABD'de yükselmekte olan korumacılık konusunda endişelerini dile getirdi ve transatlantik ortağına ticaret politikasıyla ilgili 90'dan fazla ayrıntılı teknik soru yöneltti. Avrupa Komisyonu Ticaret Genel Müdürlüğü'nün 11 Haziran 2008 tarihli basın açıklamasına göre AB'nin özellikle üstünde durduğu konular 11 Eylül sonrasında gündeme gelen güvenlik nedeniyle ithalata yönelik kısıtlayıcı düzenlemeler, 2008 Çiftlik Yasası ile tarım politikasında reforma gitmektense müdahaleciliğin sürdürülmesi ve ABD'nin sıfırlama ihtilafı gibi konularda DTÖ karar ve tavsiyelerine uyumuydu. Ayrıca balıkçılık sübvansiyonları, fikri mülkiyet haklarının korunması, gıda ürünleri için sağlık düzenlemeleri, bölgesel ticaret anlaşmaları politikası ve mali hizmetler ve telekomünikasyon gibi hizmet sektörlerinde yatırımlara ilişkin kısıtlamalar da AB tarafından ele alındı.

ABD Ticaret Politikası Gözden Geçirmesi'nin yapılan açıklamalar ile olumlu bir havada geçtiği izlenimi bırakılan ABD-AB Zirvesi'yle (http://antidamping.blogspot.com/2008/06/abd-ab-zirvesinde-ticaret-konular-da.html) çakışması transatlantik ekonomik işbirliği konusunda akılda soru işaretleri bırakıyor.

ABD-AB Zirvesinde Ticaret Konuları da Masaya Yatırıldı

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Avrupa Birliği (AB) liderleri 10 Haziran 2008 Salı günü Slovenya'nın Brdo şehrinde yıllık zirve toplantıları bir araya geldi. Toplantıya ABD Başkanı George W. Bush ile Avrupa Komisyonu Başkanı Barroso ve AB dönem başkanlığını yürütmekte olan Slovenya'nın Başbakanı Janez Jansa katıldı.

Toplantıda küresel güvenlik ve barış, insan hakları, demokrasi, ikili ekonomik işbirliği, iklim değişikliğiyle mücadele ve enerji sorunları ele alındı.

Ticaretle ilgili konular ikili ekonomik işbirliği kapsamında ön plandaydı. Transatlantik Ekonomik Konseyi'nin taraflar arasında ticaret ve yatırım konularında ortaya çıkan sorun ve görüş ayrılıklarını gidermeye yönelik çalışmalarının üzerinden geçildi. Nisan 2007'de düzenlenen ABD-AB Zirvesi'nden imzalanan Transatlantik Ekonomik Bütünleşmeyi İlerletmek için Çerçeve doğrultusunda daha açık bir yatırım ortamı sağlanması için uğraş gösteren taraflar müzakereleri sürdürülmekte olan Sahte Ürünler Ticaretine Karşı Anlaşma, AB-ABD Hava Taşımacılığı Anlaşması'nın uygulanması ve imzalanması planlanan ikili Havacılık Güvenliği Anlaşması'nın yanı sıra vizelerin karşılıklı olarak kaldırılması, ABD'nin kargo güvenliğine ilişkin kabul etmeyi düşündüğü yeni düzenlemeler ve muhasebe standartlarının denkliği gibi konuları da ele aldı. Avrupa Komisyonu bu gündemi elektrik ekipmanlarının sertifikalandırılmasının karşılıklı olarak tanınması gibi bir dizi teknik konuyla pekiştirmeyi arzu ediyor.

AB Yenilenmiş Pazara Erişim Stratejisini Başarılı Buluyor

Avrupa Komisyonu Ticaret Genel Müdürlüğü 4 Haziran 2008 tarihli bir basın açıklamasıyla bir yıl önce başlatılan yenilenmiş Pazara Erişim Stratejisi'nin uygulanmasını değerlendirmek üzere Brüksel'de bir çalıştay için bir araya gelen tarafların Strateji'den memnun olduklarını açıkladı.

Pazara erişim bir ülkenin ihraç ürünlerinin ve yatırımlarının diğer ülke pazarlarına uluslararası ticaret kuralları çerçevesinde sorunsuz bir şekilde ulaşması anlamına geliyor. Pazara erişim politikaları karşı ülkelerin ithal ürünlere karşı kasti olsun olmasın ayrımcı uygulamalarının teşhis ve bertaraf edilmesini hedefliyor.

Avrupa Birliği Pazara Erişim Stratejisi'ni 1996 yılında kabul etmişti. Strateji ticari engellerin kaldırılması için bir çerçeve, pazara erişim koşulları hakkında bilgi temin edilmesi ve bir Pazara Erişim Veritabanı işletilmesini içeriyor. Ticari Engeller Tüzüğü, Dünya Ticaret Örgütü ihtilafların halli mekanizması, genişleme süreci, Doha ticaret müzakereleri, ikili ticari müzakereler ve serbest ticaret anlaşmaları, diplomatik görüşmeler gibi muhtelif ticaret politikası araçları pazara erişim amacıyla eşgüdümlü bir şekilde kullanıyor.

Tarifelerin seviyelerinin düşmesiyle birlikte ticari engellerin şekil değiştirmesi ve pazara erişim konusunun Lizbon/Büyüme ve İstihdam Gündemi çerçevesinde yeni bir önem kazanmasını takiben Avrupa Komisyonu kullandığı yöntemleri gelişmekte olan ülkelere teknik yardım, düzenleyici kurumlar arasında diyalog ve karşılıklı işbirliği aracılığıyla varsıllaştırırken Pazara Erişim Stratejisi'ni de bir değerlendirme ve istişare dönemini takiben yeniledi. Yeni Strateji'nin temel özelliği pazara erişim konularının değerlendirilmesi için Komisyon, Üye Devletler ve iş dünyası arasında ortaklığı temel alması.

Brüksel'de düzenlenen çalıştayda bu yeni yaklaşımın daha etkin olduğu ve bir yıl gibi kısa bir süre içerisinde Türkiye, Arjantin ve Japonya gibi önemli pazarlarda bazı engellerin kaldırılmasını sağladığı vurgulandı. Farklı oturumlarda Stratejisi'nin uygulamasının geliştirilmesi için seçenekler üzerinde duruldu.

12 Haziran 2008 Perşembe

ABD Ticaret Politikası Gözden Geçirmesi



Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Ticaret Politikası Gözden Geçirmesi'ne ilişkin 5 Mayıs 2008 tarih ve WT/TPR/S/200 sayılı Sekreterlik raporunu açıkladı. Rapor DTÖ Ticaret Politikası Gözden Geçirme Organı'nın 9 ve 11 Haziran tarihlerinde düzenlendiği toplantılarda ele alındı.

DTÖ Anlaşması her üyenin ticaret politikası ve ilgili uygulamalarının düzenli aralıklarla gözden geçirilmesini hükme bağlıyor. Her gözden geçirme için DTÖ Sekreterliği tarafından ayrıntılı bir rapor ve buna ilişkin olarak ilgili ülkenin hükümeti adına bir beyanat hazırlanıyor. Raporlar Ticaret Politikası Gözden Geçirme Organı'nda diğer üyeler tarafından ele alınıyor.

ABD'nin ticaret politikası dünya ticaretinde ağırlık sahibi diğer ülkeler gibi iki yılda bir gözden geçiriliyor. Son rapora göre dışa açıklık ve şeffaflık ABD ekonomisinin yüksek verimliliğine katkıda bulunan önemli etkenlerin arasında geliyor. Artan ekonomik belirsizlik ortamı ise ülkenin ticari engelleri daha da indirmesini gerekli kılıyor. Ayrıca tarım ve enerji sektörlerine yönelik yüksek ve haliyle serbest ticareti tahrif eden desteklemelerin azaltılması da faydalı olacak.

ABD kendisiyle ilgili son gözden geçirmenin yapıldığı 2006 yılında beri ticari serbestleştirmeyi sürdüşmüş durumda. Ancak raporun da vurguladığı gibi daha ziyade tercihli olarak. Oysa EÇKÜ bazlı bir serbestleştirme dış ticaretin sağladığı yararlar açısından daha yerinde.

Ticari savunma araçların raporun "Önlem Bazında Ticaret Politikaları ve Uygulamaları" başlıklı üçüncü bölümünde ele alınıyor. Buna göre anti-damping ABD için anahtar öneme sahip bir dış ticaret politikası aracı olmayı sürdürüyor. 2007 sonu itibariyle ABD 39 ticari ortağından ithalatları etkileyen toplam 232 anti-damping önlemi sürdürmekteydi. Ayrıca 13 ticari ortaktan ithalatları etkileyen 31 telafi edici önlem de bulunuyor. Buna karşılık herhangi bir korunma önlemi söz konusu değil.

2005-2007 döneminde 33 dampinge karşı soruşturma açan Birleşik Devletler 19 geçici önlem, 11 kesin önlem almış. Uygulanan dampinge karşı vergi oranları ise genelde hacimli. Üstelik önlemler genellikle ara mallara ilişkin olduğundan nihai ürünlerin de fiyatlarının artmasına neden oluyor. Dampinge karşı önlemlerin % 40 kadarı on yıldan daha uzun bir süredir yürürlükte, yani ikinci nihai gözden geçirmeyi de atlatmış durumda. Ortalama yürürlük süresi 11 yıl. Buna karşılık anti-dampingten etkilenen ithalat toplam ithalatın binde biri kadar. 2005'ten beri karara bağlanan dampinge karşı önlemlerin daha önceki yıllara göre daha az olmasına karşın DTÖ Genel Sekreterliği yine de bu ticari savunma aracının kullanımının ülkenin uluslararası piyasalara uyumunu olumsuz etkilememesi gerektiğini dile getiriyor.

Ünlü Byrd Değişikliği 2005 yılında yürürlükten kaldırılmış olmakla birlikte Ekim 2007 öncesinde karara bağlanan dampinge karşı ve telafi edici vergiler şikayetçi üreticilere dağıtılmaya devam ediyor. Bu çerçevede yaklaşık 1,9 milyar Amerikan Doları yabancılardan yerlilere aktarılmış durumda.

Ticaret Politikası Gözden Geçirme Organı'nın toplantı tutanakları genellikle toplantıdan iki hafta sonra internette yer alıyor.

1 Haziran 2008 Pazar

Çin Ticaret Politikası Gözden Geçirmesi



Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) Çin Ticaret Politikası Gözden Geçirmesi'ne ilişkin 16 Nisan 2008 tarih ve WT/TPR/S/199 sayılı Sekreterlik raporunu açıkladı. Rapor DTÖ Ticaret Politikası Gözden Geçirme Organı'nın 21 ve 23 Mayıs tarihlerinde düzenlendiği toplantılarda ele alındı.

DTÖ Anlaşması her üyenin ticaret politikası ve ilgili uygulamalarının düzenli aralıklarla gözden geçirilmesini hükme bağlıyor. Her gözden geçirme için DTÖ Sekreterliği tarafından ayrıntılı bir rapor ve buna ilişkin olarak ilgili ülkenin hükümeti adına bir beyanat hazırlanıyor. Raporlar Ticaret Politikası Gözden Geçirme Organı'nda diğer üyeler tarafından ele alınıyor.

Çin'in ticaret politikası dünya ticaretinde ağırlık sahibi diğer ülkeler gibi iki yılda bir gözden geçiriliyor. Son rapora göre hükümetin gerçekleştirdiği, ticaretin serbestleştirilmesini de içeren yapısal reformlar ülkenin geçtiğimiz yıllarda hızlı büyümesine ve yoksulluğun azalmasına katkıda bulunmuş durumda. Dünya ticaretinde üçüncü sıraya oturan Çin serbestleştirmeyi sürdürüyor. Piyasa merkezli reformlar gerçekleştirilirken ülkeye yüksek seviyede doğrudan yabancı sermaye gelmeye devam ediyor. Yeni bir gelişme olarak Çin de artık üçüncü ülkelere ciddi doğrudan yabancı sermaye aktarmaya başlamış.

Buna karşılık Çin ekonomisinin bazı yapısal dengesizlikleri de mevcut. Tasarruf ve yatırımlar arasında giderek büyüyen fark da ciddi bir cari fazlaya neden oluyor, büyüme ile birlikte gelir eşitsizliği de artıyor.

Ticari savunma araçların raporun "Önlem Bazında Ticaret Politikaları ve Uygulamaları" başlıklı üçüncü bölümünde ele alınıyor. Buna göre Çin'in en önemli ticaret politikası aracı hala tarifeler. Çin gözden geçirmenin kapsadığı 1 Ocak 2005 ila 30 Haziran 2007 tarihleri arasında 39 anti-damping soruşturması başlatmış. Buna karşılık herhangi bir telafi edici önlem veya korunma önlemine başvurmamış. Dünyanın en çok dampinge ve sübvansiyona karşı soruşturma açılan ülkesi olan Çin'in ticari savunma araçlarına aynı sıklıkla başvurmaya gereksinim duymadığı anlaşılıyor.
Çin tarafından başlatılan dampinge karşı soruşturmaların dokuzu Japonya, yedisi Taipei (Tayvan), dörder tanesi de Avrupa Topluluğu, Kore Cumhuriyeti, Singapur ve Amerika Birleşik Devletleri menşeli ürünlere ilişkin. Hindistan, Endonezya, Malezya, Rusya, Suudi Arabistan ve Güney Afrika Cumhuriyeti soruşturma açılan diğer ülkeler. 39 soruşturmanın 27 tanesi kimyasallar ve kimyasal ürünlerle ilgili. Tekstil ve plastik sektörleri bunları takip ediyor. 30 Haziran 2007 itibariyle 2005'te başlatılan 24 soruşturmanın 13'ü, 2006'da başlatılan 11 soruşturmanın üçünde kesin karar verilmiş durumda. Aradan geçen süre dikkate alındığında bu rakamların oldukça yükselmiş olması gerek.

Ticaret Politikası Gözden Geçirme Organı'nın toplantı tutanakları genellikle toplantıdan iki hafta sonra internette yer alıyor.