17 Mayıs 2008 Cumartesi

AB'den Dökme Demir Kapaklar Önleminde Değişiklik

Avrupa Birliği (AB), 17 Mayıs 2008 (bugün) tarih ve L 129 sayılı Avrupa Birliği Resmi Gazetesi'nde yayınlanan 14 Mayıs 2008 tarih ve (AT) 426/2008 sayılı Konsey Tüzüğü ile Çin Halk Cumhuriyeti menşeli yangım muslukları haricindeki yer veya yeraltı sistemlerini örtmek veya bunlara erişim sağlamak için kullanılan dövülmeye elverişli olmayan dökme demirden kapak ve valflere (İngilizce castings) ilişkin olarak yürürlükte bulunan dampinge karşı önlemde değişikliğe gitti ve bazı Çinli ihracatçılara yeni ihracatçı üretici muamelesi statüsü tanıdı.


AB Çin menşeli şikayet konusu ürüne ilişkin önlemi Temmuz 2005'te kabul etmişti. Soruşturmada işbirliğine gelen üretici sayısının çok olması nedeniyle örneklem alınmıştı. Örneklemde yer alan ve piyasa ekonomisi statüsü tanınan bir firmaya % 0 oranında vergi ihdas edilmiş, örnekleme alınmayan, işbirliğine gelen ve piyasa ekonomisi statüsü tanınan diğer firmalar da bu orandan faydalanmıştı. Örnekleme alınan diğer firmalara ferdi muamele yapılmış ve kendileri hakkında ferdi vergi oranları saptanmıştı. Örnekleme alınmayan, işbirliğine gelen ve ferdi muamele statüsü tanınan diğer firmalar ise bu firmalara ihdas edilen vergilerin ağırlıklı ortalaması olan % 28,6 oranıyla karşılaşmıştı. Son olarak işbirliğine gelmeyen Çinli firmalara % 47,8'lik bir oranda vergi ihdas edilmişti.


Önlemin kabulünden sonra dokuz Çinli firmanın yeni ihracatçı üreticisi muamelesi statüsü talep etmesiyle bir yeni ihracatçı soruşturması açıldı. Yeni ihracatçı üreticisi muamelesi statüsü orijinal soruşturmada işbirliğine gelen, ancak örnekleme alınmayan şirketlerle aynı şekilde muamele görme imkanı tanıyor. Yapılan inceleme sonucunda söz konusu firmalardan dördüne bu statü tanınırken diğerlerinin gerekli kriterleri karşılamadığı görüldü. Söz konusu dört firma ferdi muamele statüsünü haketmeleri nedeniyle % 28,6'lık dampinge karşı vergi oranından faydalanacak.

15 Mayıs 2008 Perşembe

ABD'den Türkiye Menşeli Demir Çelik Tüp ve Borularda Nihai Zarar Saptaması

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Uluslararası Ticaret Komisyonu 14 Mayıs 2008 Çarşamba günü yaptığı bir basın açıklamasıyla Türkiye menşeli kesiti dikdörtgen veya kare şeklinde olan demir çelikten tüp ve borulara ilişkin olarak yürütülmekte olan dampinge karşı soruşturma çerçevesinde ABD Ticaret Bakanlığı Uluslararası Ticaret İdaresi'nin dampingli olduğunu tespit ettiği ithalatların yerli sanayiye maddi zarar verdiği hususunda nihai saptamada bulunduğunu belirtti. Komisyon'un konuyla ilgili raporuna ulaşmak Haziran ayında mümkün olacak.


Nihai zarar saptaması ABD anti-damping uygulamasında idari açıdan kararın kesinleşmesi anlamına geliyor. Ticaret Bakanlığı Uluslararası Ticaret Komisyonu'nun kararı doğrultusunda Türkiye menşeli şikayet konusu ürüne ilişkin olarak bir hafta içerisinde dampinge karşı vergi ihdas edecek.


Bakanlık'ın 8 Nisan 2008'de açıkladığı nihai damping saptamasında Güven Boru Profil, MMZ Onur Boru Profil ve işbirliğine gelmeyen Türk üreticilerin damping marjı % 41,71, diğer tüm üreticilerin damping marjı ise % 27,04 olarak belirlenmişti.

14 Mayıs 2008 Çarşamba

Gümrük İşlemlerine Bir Örnek: Yeni Gümrük Genel Tebliği (Seri No. 8)

Gümrük işlemleri bizim konumuz değil. Ancak dış politika ile savunma misali hemen yan yana alanlar. Zira ticari savunma önlemleri Dış Ticaret Müsteşarlığı'nda karara bağlanmakla beraber gümrüklerde uygulanıyor.


Beklenmedik sonuçları da oluyor tabi bu durumun. Örneğin belirli bir ülke menşeli ürünlere ilişkin olarak ihdas edilen dampinge karşı vergi nedeniyle gümrük görevlileri nereden geldiğine bakmaksızın o ürünün tüm ithalatlarını zorlaştırabiliyor. Amaç önlemlerin etkisiz kılınmasını engellemek Ancak sonuç zaten uzun, zahmetli ve masraflı olan gümrük işlemlerinin iyice ağırlaşması.


Hele bir de işin içine şu veya bu nedenle korumacılık dürtüsünün girdiğini düşünün! Ticaretin işlem maliyetleri iyice artıyor, toplumun refahı biraz daha kısılıyor.


Gümrük işlemleri bu nedenle önemli. Nitekim DTÖ kuralları tarafından da ele alınıyor. Örneğin DTÖ İthalat Lisansları Prosedürleri Anlaşması bu tür işlemlerin genel olarak basit, şeffaf ve öngörülebilir tutulmasını hükme bağlıyor.


Yeri geldikçe gümrüklere döneceğiz. Şimdilik örnek olsun diye Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayınlanarak yürürlüğe giren ve bu kısa yazıya vesile olan Serbest Dolaşıma Giriş konulu Gümrük Genel Tebliğine (Sıra No. 8) bir bakalım:


"Gümrük Müsteşarlığından:
GÜMRÜK GENEL TEBLİĞİ
(SERBEST DOLAŞIMA GİRİŞ)
(SERİ NO: 8)
Amaç
MADDE 1 – (1) Bu Tebliğin amacı, yürürlükteki mevzuat uyarınca ilgili gümrük rejimleri kapsamında Türkiye’ye ithali öngörülen her türlü izin veya uygunluk belgesine tabi eşyaya ilişkin gümrük beyannamesinin tescil işlemi öncesinde ya da gümrük yükümlülüğü sona erdikten sonra ilgili kurumlarca yapılacak kontrollere ilişkin gümrük idarelerince yapılacak işlemlerin usul ve esaslarını düzenlemektir.

Kapsam
MADDE 2 – (1) Bu Tebliğ, yürürlükteki mevzuat uyarınca ilgili gümrük rejimleri kapsamında Türkiye’ye ithali öngörülen her türlü izin veya uygunluk belgesine tabi eşyaya ilişkin gümrük beyannamesinin tescil işlemi öncesinde ya da gümrük yükümlülüğü sona erdikten sonra ilgili kurumlarca yapılacak kontrollere ilişkin gümrük idarelerince yapılacak işlemlerin usul ve esaslarını kapsar.

Dayanak
MADDE 3 – (1) Bu Tebliğ, 4458 sayılı Gümrük Kanununun 10 ve 61 inci maddeleri ile Gümrük Yönetmeliğinin 112, 118 ve 119 uncu maddelerine istinaden hazırlanmıştır.

İlgili kurumlarca yapılacak kontroller
MADDE 4 – (1) Tebliğin 2 nci maddesi kapsamında ilgili kurumlarca yapılacak kontroller, gümrük beyannamesinin tescil işlemi öncesinde yapılabileceği gibi, gümrük yükümlülüğü sona erdikten sonra ve eşya gümrük kontrolündeki yer ve sahalardan çıkarılmadan önce de yapılabilir.

Gümrük beyannamesinin tescil işlemi öncesinde ilgili kurumlarca yapılacak kontrollere ilişkin gümrük idarelerince yapılacak işlemler
MADDE 5 – (1) İlgili kurumlarca yapılacak kontrollerin, gümrük beyannamesinin tescil işlemi öncesinde yapılması durumunda, bu kontrol 4458 sayılı Gümrük Kanununda belirtilen ve geçici depolama yerleri ve antrepolarda bulunan eşyaya ilişkin öngörülen bekleme süreleri içinde yapılır.
(2) 4458 sayılı Gümrük Kanununun 61 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca, Tebliğin 2 nci maddesi kapsamında ilgili kurumlarca yapılacak kontrol sonuçlarını içerir belge, eşyaya ilişkin gümrük beyannamesinin tescilinden önce yükümlü tarafından temin edilir ve bu belgeye ilişkin bilgiler gümrük beyannamesinin 44 no.lu kutusuna kaydedilir.
(3) İçeriği ilgili kurumlarca belirlenecek, gümrük işlemleri öncesinde bu kurumlarca düzenlenecek ve kontrole tabi eşyanın yurda sokulmasına izin verildiğine veya ithalinin uygun görüldüğüne ilişkin belge gümrük idaresince kabul edilir. İlgili kurumlarca bu kontroller sırasında yükümlüden talep edilebilecek diğer belgeler ayrıca gümrük idaresince aranmaz.
(4) Tam beyanlı yaygın basitleştirilmiş usule tabi tutulacak eşyaya ilişkin işlemler ile 4458 sayılı Gümrük Kanunu ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun cezai hükümleri saklı kalmak üzere, yapılan beyanın aksine, muayene sonucunun eşyanın ilgili kurumun ithalat kontrolünü gerekli kılması durumunda, gümrük beyannamesinin tescilinde ibrazı gereken belgeler tescil işleminden sonra ibraz edilebilir.
(5) Dördüncü fıkra hükümleri saklı kalmak üzere, ikinci fıkrada belirtilen belgenin beyanname ekinde yer almadığı durumlarda gümrük beyannamesinin kabul işlemi yapılmaz.
(6) Gümrük beyannamesinin tescil işleminden önce ilgili kurumlarca yapılacak kontroller sonucu, eşyanın ithaline ilişkin verilen olumlu ya da olumsuz bütün kararlar doğrudan ve en seri biçimde ilgili gümrük idaresine yazılı ya da elektronik ortamda bildirilir. Bu kararların ilgili kurumlarca elektronik ortamda BİLGE sistemine aktarılması durumunda, bu kurumların ithalat kontrollerine ilişkin düzenlediği belgeler kağıt ortamında ayrıca gümrük idaresince aranmaz.
(7) Eşdeğer düzenlemelerde aksine hüküm bulunmadıkça, ilgili kurumca söz konusu eşyanın yurda girişine izin verilmemesi halinde ise yükümlünün talebi doğrultusunda eşya;
i) Mahrecine iade,
ii) İlgili kurumun uygun görüşü ile doğrudan ya da serbest bölge üzerinden üçüncü ülkeye teminat altında transit,
iii) İhraç kaydıyla satış ya da masrafları sahibince karşılanmak koşuluyla imha suretiyle tasfiye edilmek üzere bulunduğu Gümrük Müdürlüğüne terk,
edilebilir.

Gümrük yükümlüğü sona erdikten sonra ilgili kurumlarca yapılacak kontrollere ilişkin gümrük idarelerince yapılacak işlemler
MADDE 6 – (1) Kendi mevzuatlarında düzenleme yapılmış olması şartıyla ilgili kurumların yapacakları kontroller, gümrük yükümlülüğü sona erdikten sonra ve söz konusu eşya fiilen gümrük kontrolündeki yer ve sahalarda bulunduğu sırada da yapılabilir. Bu kapsamdaki kontrolün yaptırılmasından yükümlü sorumludur.
(2) Birinci fıkrada belirtilen esaslar dahilinde eşyanın kontrole tabi tutulması halinde, ilgili kurumlarca bu eşyanın tabi olduğu mevzuata göre işlem yapılır. Gümrük mevzuatına göre gümrük idarelerince yapılacak işlemler saklıdır.
(3) İlgili kurumların kendi mevzuatlarında düzenleme yapması şartıyla, birinci fıkra kapsamında ilgili kurumlarca kontrolü yapılacak eşya, gümrük kontrolündeki yer ve sahalarda, ilgili rejim hükümlerine göre gümrük mevzuatının öngördüğü yükümlülüklerin yerine getirildiği tarihi takip eden günden itibaren en fazla 3 (üç) iş günü tutulabilir. Aksi takdirde yükümlü talebi doğrultusunda işlem yapılır. Bu tür eşyanın gümrük gözetiminin sona erdirilmesine ilişkin iş ve işlemler, Gümrük Genel Tebliği (Gümrük İşlemleri) (Seri No:60)’nde tanımlanan gümrük müşavirleri marifetiyle yerine getirilir.

Bağlayıcılık
MADDE 7 – (1) Yürürlükteki mevzuat uyarınca, ilgili gümrük rejimleri kapsamında Türkiye’ye ithali öngörülen her türlü izin veya uygunluk belgesine tabi eşyaya ilişkin ikincil düzenlemelerde yer alan ve Türk Gümrük Tarife Cetveli ile uyumlu olmayan ve madde ismi veya madde tanımı adı altında yer alan açıklamalar, ilgili kurumların ithalat kontrolleri sırasında göz önüne alınabilir.
Bu ifadeler gümrük idaresi açısından bağlayıcı değildir.

MADDE 8 – (1) Tebliğin 2 nci maddesi kapsamına giren eşyaya ilişkin eşdeğer düzenlemelerin bu Tebliğe aykırı hükümleri gümrük idarelerinde uygulanmaz.

Özel durumlar
MADDE 9 – (1) Tebliğ kapsamına giren hususlarda ortaya çıkacak özel ve istisnai durumları sonuçlandırmaya Gümrük Müsteşarlığı yetkilidir.

Yürürlük
MADDE 10 – (1) Bu Tebliğin 5 inci maddesinin üçüncü fıkrası 1/1/2009 tarihinde, diğer hükümleri ise yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme
MADDE 11 – (1) Bu Tebliğ hükümlerini Gümrük Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan yürütür.


Tebliğ kısa olmasına rağmen hem gümrük prosedürlerinin karmaşıklığına hem de bunların yarattığı sorunlara örnek teşkil ediyor. Dördüncü madde mesela. Bir ithalatçının malı serbest dolaşıma sokacağından emin olmadan önce gümrük işlemlerini yapmak durumunda kalması ne kadar yerinde? Hem gümrük memurları hem de ihracatçı için külfet değil mi?"


Dediğim gibi, yeri geldikçe devam edeceğiz gümrüklere bakmaya.

Çantalarda Tarife Kontenjanı

15 Mayıs 2008 tarih ve 26877 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren İthalatta Kota ve Tarife Kontenjanı İdaresine İlişkin 2008/2 sayılı Tebliğ aracılığıyla seyahat çantaları, el çantaları ve benzeri mahfazalara ilişkin olarak yürütülen korunma önlemi soruşturması sonucunda açılan tarife kontenjanının başvuru ve dağıtım ile kullanım usul ve esasları ortaya konuldu.


8 Nisan 2008 tarih ve 26841 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 2008/13449 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 42.02 gümrük tarife pozisyonunda yer alan seyahat çantaları, el çantaları ve benzeri mahfazaların ithalat artışının ve ithalatının gerçekleşme koşullarının yerli üretimde neden olduğu tespit edilen ciddi zararın bertaraf edilmesi amacıyla söz konusu ürünlere üö yıllık süreyle ek mali yükümlülük getirilmesi uygun görülmüştü. Ek mali yükümlülük birinci yıl için 3 ABD Doları/Kg ve maksimum 5 ABD Doları/Adet, ikinci yıl için 2,90 ABD Doları/Kg. ve maksimum 4,75 ABD Doları/Adet ve üçüncü yıl için 2,80 ABD Doları/Kg. ve maksimum 4,50 ABD Doları/Adet tutarında saptanmıştı.


Bakanlar Kurulu Kararı Dünya Ticaret Örgütü kuralları doğrultusunda korunma önleminden muaf tutulması uygun görülen ülke ve gümrük alanlarına ilişkin olarak bir tarife kontenjanı açılmasını da hükme bağlıyordu. Tarife kontenjan her bir dönem için toplam 5.360.706 adet, ancak ilgili dönemde her bir ülke veya gümrük bölgesi menşeli eşya için 1.786.902 adet olarak belirlenmişti.


Tarife kontenjanı İthal Lisansı Başvuru Formu ile yapılması gereken başvuru sırasına göre ilk gelen ilk alır yöntemine göre dağıtılacak. Her başvuruda bir lisans talep edilebilecek. Her lisans ise tek bir ülke veya gümrük alanına ilişkin olabilecek. Ayrıca hakkında başvuru yapılan ürün hacmi 5.000 kg. ve 5.000 adedi geçemeyecek.
İthalatta Kota ve Tarife Kontenjanı İdaresine İlişkin 2008/2 sayılı Tebliğ ekleri haricinde aşağıdaki şekilde:


Dış Ticaret Müsteşarlığından:
İTHALATTA KOTA VE TARİFE KONTENJANI İDARESİNE İLİŞKİN TEBLİĞ
(TEBLİĞ NO: 2008/2)
Kapsam
MADDE 1 - (1) Bu Tebliğ, 42.02 gümrük tarife pozisyonunda yer alan seyahat çantaları, el çantaları ve benzeri mahfazaların ithalatında yürütülen korunma önlemi soruşturması sonucunda 8/4/2008 tarihli ve 26841 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 2008/13449 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı çerçevesinde açılan tarife kontenjanının başvuru ve dağıtım ile kullanım usul ve esaslarını içermektedir.

Başvuru usul ve esasları
MADDE 2 - (1) Tarife kontenjanı başvurularının değerlendirmeye alınabilmesi için EK I'de yer alan İthal Lisansı Başvuru Formunun usulüne uygun bir şekilde doldurularak EK II'de istenen belgelerle birlikte tam ve eksiksiz bir şekilde Dış Ticaret Müsteşarlığına (Müsteşarlık) gönderilmesi gerekmektedir. Bir başvuruda ancak bir ithal lisansı talep edilebilir.
(2) Bu Tebliğ kapsamında yapılan beyanın doğruluğuyla ve ithal mallarla ilgili incelemeleri yapmaya veya yaptırmaya Müsteşarlık yetkilidir. Başvuruda sunulan bilgi ve belgelerde tutarsızlık olduğu durumlarda sözkonusu tutarsızlık başvuru sahibi tarafından giderilinceye kadar talep karşılanmaz. Müsteşarlık, gerekli görmesi halinde, ek bilgi ve belge isteyebilir.

Tarife kontenjanının dağıtılması
MADDE 3 - (1) Tarife kontenjanı, İthalatta Kota ve Tarife Kontenjanı Yönetmeliğinin 4 (d) maddesi çerçevesinde başvuru sırasına göre ilk gelen ilk alır yöntemiyle dağıtılır. Başvuru sırasının belirlenmesinde Müsteşarlık genel evrak giriş tarih ve numarası esas olup, postadaki gecikmeler dikkate alınmaz. Bir ithal lisansında verilebilecek tarife kontenjanı miktarı 5.000 Kg'yi (brüt) ve 5.000 adedi (her iki koşulu birden sağlayarak)geçemez. Bir ithal lisansı sadece bir ülke veya gümrük bölgesi için düzenlenir.

İthal lisansına ve ithal lisansının kullanımına ait bilgiler
MADDE 4 - (1) Tarife kontenjanı kapsamında yapılacak ithalatta Müsteşarlıkça düzenlenen ithal lisansı ve eşyanın tercihli menşeini gösterir Form A veya EUR 1 belgesi gümrük beyannamesinin tescilinde ilgili gümrük idaresince aranır. İthal lisansının bir kopyası gümrük beyannamesine eklenir.
(2) Tarife kontenjanı konusu eşya ancak ithal lisansının geçerlilik süresi içerisinde serbest dolaşıma girebilir. İthal lisansı kapsamı eşyanın ithalatı ile ilgili belgelerin (ithal lisansının aslı, ithalat gerçekleştirilmiş ise ticari fatura ile gümrük beyannamesi ve Form A veya EUR belgesinin fotokopisi) en geç ithal lisansının geçerlilik süresinin bitiminden itibaren 10 (on) iş günü içerisinde Müsteşarlığa iadesi zorunludur. İthalatçıların yeni ithal lisansı taleplerinin değerlendirmeye alınabilmesi için daha önce düzenlenen ithal lisansının iade edilmiş olması gerekmektedir.
(3) İthal lisansı devredilemez.
(4) Gümrüklerce tespit ve kabul edilen kıymet veya miktarın, ithal lisansında kayıtlı kıymet veya miktarı, toplam %5'ten (%5 dahil) daha az bir oranda aşması ithalatın yapılmasını engellemez. Ancak, ithalatı gerçekleştirilen fazla miktar ilgili ithalatçının bir sonraki lisansından mahsup edilir.

Yürürlük
MADDE 5 - (1) Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme
MADDE 6 - (1) Bu Tebliğ hükümlerini Dış Ticaret Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan yürütür.

Hindistan'dan Porselen Fayanslarda Nihai Saptama

Hindistan'ın Tayin Edilmiş Otoritesi (Designated Authority), yani Ticaret ve Sanayi Bakanlığı Ticaret Departmanı Anti-Damping ve Buna Bağlı Vergiler Genel Müdürlüğü Hindistan Gazetesi'nde (Hindistan'ın resmi gazetesi) 23 Nisan 2008 tarihinde yayınlanan bir ilanla Çin Halk Cumhuriyeti ve Birleşik Arap Emirlikleri menşeli vitrifiye/porselen fayanslara ilişkin olarak uygulanmakta bulunan dampinge karşı önlem hakkında yürütmekte olduğu nihai gözden geçirme soruşturmasında nihai saptamalarını ortaya koydu. Otorite önlemin Birleşik Arap Emirlikleri menşeli fayanslara ilişkin olarak sona ermesi, Çin menşeli fayanslara ilişkin olarak ise vergi oranının revize edilerek devam ettirilmesini önerdi. Öneri Merkezi Hükümet tarafından onaylandıktan sonra yürürlüğe girecek.


Hindistan Şubat 2003'te Çin menşeli fayansların metrekaresine 8,28 Amerika Doları, Birleşik Arap Emirlikleri menşeli fayansların metrekaresine ise bir üreticiye ilişkin olarak 0,74, diğer tüm üreticiler için 5,54 Amerikan Doları dampinge karşı vergi ihdas etmişti.

13 Mayıs 2008 Salı

ABD Anti-Damping Konusunda İstişarelerde Bulunuyor

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Ticaret Bakanlığı Uluslararası Ticaret İdaresi 9 Mayıs 2008 Cuma günü dampinge karşı soruşturmalarda dampingin tespit edilmesi ve hesaplanması amacıyla kullanılan iki ayrı yönteme ilişkin olarak istişare süreci başlattı. İstişare duyurularının başlıkları ve hazırladığım özetleri aşağıdaki şekilde:


"Soruşturma Dönemi (SD)/Gözden Geçirme Dönemi (GGD) Boyunca Daha Kısa Ortalama Maliyet Dönemlerini Gerekli Kılabilecek Ciddi Maliyet Değişiklikleri Görülen Soruşturmalar için Anti-damping Metodolojileri - Görüş İsteği"


ABD Ticaret Bakanlığı dampinge karşı soruşturmalarda damping marjının hesaplanması için üretim maliyetlerini SD veya GGD'nin tamamını, yani bir yıllık bir süreyi dikkate alarak hesaplıyor. Böylelikle normalize edilmiş, ağırlıklı ortalamalı bir rakam elde ediliyor ve satış fiyatlarıyla karşılaştırma açısından kolaylık sağlanıyor. Bakanlık soruşturmaların birçoğu için bu yöntemin uygun olduğunu değerlendirmekle beraber fiyat ve maliyetlerde ani ve ciddi değişikliklerin görüldüğü istisnai durumlarda ortalama maliyetlerin hesaplanması için daha kısa dönemler kullanabiliyor. Son zamanlarda soruşturmalarda bu yönde talepler artmış durumda. Aynen Türkiye menşeli inşaat demirleri ara gözden geçirme soruşturmasında olduğu gibi. Ticaret Bakanlığı bu durumlarda ortalama maliyetleri daha kısa bir dönemde incelemenin yerinde olup olmadığını ve bu daha kısa dönemdeki maliyetlerin satışlar üzerinde etkisi bulunup bulunmadığını inceliyor.


Başlatılan istişare sürecinin amacı bu çerçevede dikkat edilmesi gereken etken ve eğilimlerin saptanması. Bu amaçla ilgililere altı soru yöneltilmiş durumda.


"Anti-damping Soruşturmalarında Hedeflenen Dampingin Teşhis ve Analiz Edilmesi için Önerilen Metodoloji - Görüş İsteği"

ABD Tarifeler Kanunu dampingli ithalatın belirli bir alıcı, bölge veya zaman aralığını hedeflemesi (hedeflenen damping) durumunda farklı bir damping hesaplaması yapılmasını öngörüyor. Ancak Ticaret Bakanlığı'nın henüz bu konuda oturmuş bir politikası bulunmuyor. Bakanlık daha önceki soruşturmalarda uyguladığı yöntemlerin yerini almak üzere geçtiğimiz yıl yaptığı bir istişareden de faydalanarak yeni bir test geliştirmiş durumda. Önerilen yöntem ilk aşamada hedeflenen damping deseninin ortalama fiyatların standart sapmasına bakılarak saptanmasını, ikinci aşamada bu damping ile diğer satışlar arasında ciddi bir fark olup olmadığının incelenmesini gerektiriyor.


İstişare süreciyle Bakanlık bu yöntemin yanı sıra bölge ve zaman aralığı kavramlarının nasıl tanımlanması gerektiği, aynı teşebbüse ilişkin olarak birden fazla hedeflenen damping iddiasının eşzamanlı olarak nasıl incelenebileceği, hedeflenen dampingin tespitinde standartlar ve alternatif hesaplama yöntemi (ortalamanın işlemlerle karşılatırılması) konularında görüşler talep ediyor.


Kamunun erişimine açık tutulacak görüşlerin Bakanlık'a 30 gün dahilinde ulaştırılması gerekiyor.

DTM'den Ticari Savunma Araçlarına Karşı Avukatlık/Danışmanlık Hizmeti Harcamalarına Destek

Avrupa Birliği'nin 8 Mayıs 2008'de Türkiye, Çin Halk Cumhuriyeti ve Moldova menşeli filmaşine (çelik tel) ilişkin olarak bir dampinge karşı soruşturma başlatması vesilesiyle aklımıza geldi: Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) ülkemiz ihraç ürünlerine karşı açılan ticaret politikası önlemi soruşturmaları (ve ayrıca Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi - GTS uygulamaları) nedeniyle satın alınan avukatlık/danışmanlık hizmeti harcamalarına destek veriyor.


Müsteşarlık makamının onayıyla yürürlüğe giren bir yönergeyle düzenlenen ihracata yönelik bu destekten ihracatçı ve ihraç kayıtlı üretim yapan firmalar bağlı bulundukları ihracatçı birlikleri aracılığıyla faydalabiliyor. Destek 40.000 USD'lik bir tavana tabi olarak avukatlık masraflarının % 50'si oranında. İhracatçı birlikleri ayrıca soruşturma konusu ürünlerin genel ihracatına yönelik olarak ortak hizmet alımına da gidebiliyor. Bu durumda avukatlık hizmetlerinde 60.000 USD'lik, danışmanlık hizmetlerinde 20.000 USD'lik bir tavana tabi olarak masrafların tamamı karşılanıyor. GTS uygulamalarında ise bu tutar 50.000 USD.


Yönerge doğrultusunda ihracatçı birlikleri ortak hizmet alımı için teklif çağrısı usulünü kullanıyor. Nitekim İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri de Aralık 2007'de aldığı kararla Avrupa Birliği'nin Türkiye menşeli filmaşin, Amerika Birleşik Devletleri'nin boru ithalatına ilişkin olarak başlatmış olduğu soruşturma sürecinde zarar tespit aşamasında avukatlık hizmetleri alacağını ilan etmişti.


03 Ağustos 2007 tarih ve 1151 sayılı Makam Onayı ile uygun görülen son Yönerge aşağıdaki şekilde:



BİRİNCİ BÖLÜM
AMAÇ VE TANIMLAR

Amaç
Madde 1- Bu Yönergenin amacı, yurt dışında muhatap olunan ticaret politikası önlemi soruşturmaları ve ülkemiz ihraç ürünlerinin yararlandığı Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi uygulamaları kapsamında firmalarca satın alınan avukatlık/danışmanlık hizmetleri için İhracatçı Birlikleri bütçesinden yapılan destek ödemelerini düzenlemektir.,

Tanımlar
Madde 2- Bu Yönerge'de geçen;
a. Avukatlık/Danışmanlık Firması: Firma veya Birlikçe soruşturma kapsamında avukatlık/danışmanlık hizmeti satın alınan yerli veya yabancı firmaları,
b. Birlik: Soruşturmaya muhatap firmanın üyesi bulunduğu İhracatçı Birliği'ni,
c. Destek: Firmanın veya Birliğin avukatlık/danışmanlık firmalarından satın aldığı hizmetin bedeline yönelik bu Yönerge kapsamında ilgili Birlik tarafından sağlanan maddi destek miktarını,
ç. Firma: Soruşturmaya muhatap olan ve bu Yönerge'nin 3'üncü maddesinde geçen nitelikleri haiz firmayı,
d. Genel Sekreterlik: Birlik Genel Sekreterliğini,
e. İlişkili firmalar: Bir firmanın, sermaye ve yönetim ilişkileri çerçevesinde başka bir firmanın asgari %50 oranında hissesine veya asgari %50 oranında oy hakkına veya yönetim kurulu üyelerinin asgari %50'sini seçme hakkına veya yönetim kurulu üyelerinin asgari %50'sine sahip olması halinde, bu firmalardan her birini,
f. Müsteşarlık: Dış Ticaret Müsteşarlığı'nı,
g. Soruşturma: Firmanın muhatap olduğu, ilk kez açılan damping, sübvansiyon ve korunma önlemleri soruşturmaları ile yürürlükte olan damping, telafi edici önlem ve korunma önlemlerinin gözden geçirme soruşturmalarını,
ifade eder.

İKİNCİ BÖLÜM
KAPSAM, BAŞVURU ŞEKLİ VE DESTEK MİKTARI
Desteklenecek Firma
Madde 3- Soruşturmalar kapsamında desteklenecek firmanın, soruşturma açıldığı yıldan önceki son iki takvim yılında, soruşturma konusu ürünün yer aldığı Birliğin iştigal alanına giren tüm ürünlerde, üyesi bulunduğu Birlik üzerinden toplam asgari 1 Milyon ABD Doları değerinde fiili ihracat yapması veya üyesi bulunduğu Birlik üzerinden gerçekleştirilecek ihracat kaydı ile imalat yapması gerekir.
İlişkili firmalar olması durumunda, aynı soruşturma için bu firmalardan sadece birine destek verilebilir.
Uygunluk Değerlendirmesi
Madde 4- Destek talebinde bulunan firma, soruşturma açıldıktan sonra en geç 3 ay içerisinde, soruşturma hakkında kısa bilgi içeren notu ve son iki takvim yılında soruşturma konusu ürünün yer aldığı Birliğin iştigal alanına giren tüm ürünlerde, üyesi bulunduğu Birlik üzerinden toplam asgari 1 Milyon ABD Doları değerinde fiili ihracat yaptığını veya üyesi bulunduğu Birlik üzerinden gerçekleştirilecek ihracat kaydı ile imalat yaptığını gösteren Gümrük Beyannamesi örnekleri ile Genel Sekreterliğe müracaat eder. Genel Sekreterlik, 3 üncü maddede belirtilen kriterlere uygunluk açısından başvuruyu değerlendirir ve sonucu firmaya en geç 30 gün içinde bildirir.
Firmanın talebiyle açılan, yürürlükteki telafi edici önlemlere yönelik idari gözden geçirme soruşturmalarında, başvurunun Genel Sekreterlikçe değerlendirmeye alınabilmesi için firmanın 7 inci maddede belirtilen Müsteşarlık onayını almış olması ve soruşturmayı yürütecek olan kuruma bu onay tarihinden sonra başvuru yapmış olduğunu kanıtlayan belgeyi Genel Sekreterliğe ibraz etmesi gerekir.
Müracaat Şekli ve İstenilen Belgeler
Madde 5- Başvurusu Genel Sekreterlikçe uygun bulunan firma, destekten yararlanmak için, soruşturmanın nihai sonucunun açıklanmasını müteakip, aşağıda belirtilen belgelerle Genel Sekreterliğe müracaat eder.
a. Avukatlık firmasıyla yapılan ve avukatlık ücreti ile diğer giderleri ayrı ayrı gösterir sözleşmenin aslı veya noter veya Genel Sekreterliğin aslını görerek onayladığı sureti,
b. Avukatlık firmasına yapılan ödemeye ilişkin faturanın aslı veya noter veya Genel Sekreterliğin aslını görerek onayladığı sureti,
c. Avukatlık bedelinin ödendiğini gösterir banka dekontunun aslı veya noter veya Genel Sekreterliğin aslını görerek onayladığı sureti.
Yukarıda belirtilen belgelerle müracaat eden firmalara, Birlik Yönetim Kurulu tarafından, bütçe imkanları dahilinde destek verilebilir.
Destek Miktarı
Madde 6- Birlik Yönetim Kurulu tarafından kabul edilen başvuru kapsamında, firmanın soruşturma başına yaptığı avukatlık masraflarının %50'si Birlik bütçesinden karşılanabilir. Yapılan ödeme 40.000 ABD Dolarını geçemez.
Destek, Birlik tarafından soruşturma bazında verilir. Aynı ülkede aynı ürün ile ilgili açılan her bir soruşturma Birlik tarafından ayrı ayrı desteklenebilir.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
ÖZEL HÜKÜMLER
Telafi Edici Vergi Gözden Geçirme Soruşturmaları
Madde 7- Firmanın talebiyle açılan, yürürlükteki telafi edici önlemlere yönelik idari gözden geçirme soruşturmalarında,firmanın soruşturmayı yürütecek olan kuruma başvurusunu yapmadan önce, hizmet satın alacağı avukatlık firmasına yaptırdığı ve soruşturmanın muhtemel sonuçlarını gösterir çalışmayla birlikte Müsteşarlığa başvurarak onay alması gerekir. Müsteşarlık bu başvuruyu 45 gün içerisinde değerlendirerek, sonucu firmaya ve genel Sekreterliğe bildirir.
Bu Yönerge yürürlüğe girdikten sonra, Müsteşarlık onayı almadan yürürlükte olan telafi edici önlemlerin gözden geçirme soruşturmasının açılması için ilgili ülke makamlarına başvuru yapan firma, başvuru yaptığı bu soruşturma ile bu soruşturmanın başlangıç tarihinden itibaren 2 yıl boyunca başlatılacak diğer tüm soruşturmalar için bu Yönerge kapsamındaki desteklerden faydalanamaz.
Ortak Hizmet Alımı
Madde 8- Soruşturmaya konu ürün ihracatının genel savunmasına yönelik olması kaydıyla, Birlik Yönetim Kurulu'nun kararı ve Müsteşarlık onayı ile doğrudan ilgili Birlik tarafından da avukatlık hizmeti satın alınabilir.
Birinci fıkra hükmü çerçevesinde avukatlık hizmeti satın alımlarında, sözleşmenin avukatlık ücretine ilişkin kısmının tamamı ilgili Birlik bütçesinden karşılanabilir, ancak bu kapsamda yapılacak ödeme miktarı 60.000 ABD Dolarını aşamaz. Bu miktar, ihtiyaç duyulduğu durumlara, Müsteşarlık onayı ile artırılabilir.
Birlik tarafından yapılacak genel savunmalar için danışmanlık hizmeti alınması durumlarında ise, danışmanlık firmasına ödenen ücretin tamamı, Birlik Yönetim Kurulu'nun kararı ve Müsteşarlık onayı ile ilgili Birlik bütçesinden karşılanabilir, ancak bu kapsamda yapılacak ödeme miktarı 20.000 ABD Dolarını aşamaz. Bu miktar, ihtiyaç duyulduğu durumlarda, Müsteşarlık onayı ile arttırılabilir.
Madde 9- Soruşturmalar kapsamında ortak hizmet alımı gerçekleştirilmesi halinde;
a. Avukatlık firmalarından teklif alınması için Birlik internet sitesinin yanı sıra ulusal veya uluslararası yayın yapan en az iki gazete/dergide duyuru yapılır ve ayrıca soruşturma açılan ülkede faaliyet gösteren Ticaret Müşavirlikleri vasıtasıyla belirlenecek avukatlık firmalarından teklif yapmaları talep edilir.
b. Tekliflerin, saat başı ve paket çalışma ücretleri ile avukatlık firmalarının daha önce savundukları davaları da kapsayan bilgileri içerir mahiyette olması zorunludur.
c. Alınan bu teklifler, mer'i İhracatçı Birlikleri Satınalma Yönetmeliği çerçevesinde değerlendirilir ve Birlik görüşü ile birlikte Müsteşarlık onayına sunulur.
Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi (GTS) Kapsamında Sağlanacak Destek
Madde 10- Çeşitli ülkeler tarafından uygulanan ve ülkemiz ihraç ürünlerinin de yararlandığı GTS uygulamalarına ilişkin olarak, Birlik Yönetim Kurulu'nun kararı ve Müsteşarlık onayı ile Birlikçe avukatlık hizmetleri satın alınmasına karar verebilir. Bu durumda, Birlik tarafından sözleşme yapılan avukatlık firmasına ödenen ücretin tamamı ilgili Birlik bütçesinden karşılanabilir. Ancak, destek miktarı başvuru bazında 50.000 ABD Dolarını aşamaz. Bu miktar, ihtiyaç duyulduğu durumlarda, Müsteşarlık onayı ile arttırılabilir.
Alınmasına karar verilen bu tür hizmet alımları, 9 uncu maddede belirtilen usul çerçevesinde yapılır.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
DİĞER HÜKÜMLER
Raporlama
Madde 11- Bu Yönerge kapsamında firmalara sağlanan desteklere ilişkin detaylı raporlar, Ocak ve Temmuz aylarında olmak üzere yılda iki defa Genel Sekreterlikçe Müsteşarlığa intikal ettirilir.
Yetki
Madde 12- Bu Yönergede düzenlenen hususlara ilişkin usul ve esasları belirlemeye, uygulamaya ilişkin talimatlar vermeye, işbu yönergenin mahiyeti ve kapsamındaki özel ve zorunlu durumlarda ortaya çıkacak hususları inceleyip sonuçlandırmaya Müsteşarlık yetkilidir.
Geçici Madde 1- Yönergenin yürürlüğe girdiği tarihte devam etmekte olan soruşturmalar kapsamında, bu Yönerge'de öngörülen desteklerden yine bu Yönerge'de belirtilen esas ve usuller çerçevesinde yararlanabilir.
Yürürlükten kaldırılan hükümler
Madde 13- 10 Ekim 2006 tarih ve 1476 sayılı Müsteşarlık Makamı Onayı ile uygun görülen Ticaret Politikası Önlemleri Soruşturmaları ve Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi uygulamaları Kapsamında İhracatçı Firmalarca Satın alınan Avukatlık/Danışmanlık Hizmeti Harcamalarının Desteklenmesi Hakkında Yönerge yürürlükten kaldırılmıştır.
Yürürlük
Madde 14- Bu Yönerge hükümleri Müsteşarlık talimatı tarihinden itibaren yürürlüğe girer.
Yürütme
Madde 15- Bu Yönerge hükümleri Müsteşarlık tarafından yürütülür.

12 Mayıs 2008 Pazartesi

EUROFER'den AB'nin Türkiye Menşeli Filmaşine Açtığı Anti-Damping Soruşturması Hakkında Basın Açıklaması

European Commission announces anti-dumping investigations on imports of wire rod from the People’s Republic of China, the Republic of Moldova and Turkey

08/05/2008 4:21 pm

The European Commission with today’s publication in its Official Journal (C 113 of 08/05/2008) opened anti-dumping proceedings against imports of wire rod from China, Turkey and Moldova as was requested by EUROFER, the European Confederation of Iron and Steel Industries, on March 25.

EUROFER refutes wrong allegations on SSCR case.

“We welcome the news that the preliminary analysis of the European Commission confirms that there is sufficient evidence both in terms of dumping and injury caused to the European industry to justify the initiation of a proceeding”, says Gordon Moffat, director general of EUROFER. Similar to other steel products, notably hot-dipped metallic coated products (HDMC) and stainless cold-rolled flat products (SSCR) currently subject to anti-dumping investigations, the main cause of the massive flood of wire rod imports into the EU market witnessed in 2007 is the excessive capacity development in the exporting countries concerned, fuelled by subsidization and the fragmentation of the local industry.


Moffat adds that EUROFER is actively monitoring the situation for other steel products and recalls that both the HDMC and SSCR complaints enjoy the support of European producers representing a vast majority of European production. The assertions from some Chinese sources that only a single European producer supports the SSCR case are therefore utterly false, said Moffat who added that the same Chinese sources have also alleged that the injury on the EU market was mainly self-inflicted by a European company's own exports of SSCR to Europe by its Chinese affiliate. Moffat states that these allegations are misleading and this specific issue was addressed in detail in the EUROFERcomplaint, fully documented and subject to careful analysis by the European Commission prior to the official opening of the AD investigations.


Represented by EUROFER, the European steel industry is the world leader in its sector with a turnover of EUR 140 billion and direct employment of 370 thousand people, producing 200 million tons of steel per year.

AB'nin Türkiye Menşeli Filmaşin Soruşturmasına Basından İlgi Yok

Ticari Savunma Araçları'nda aynı gün duyurduğumuz gibi Avrupa Birliği, 8 Mayıs 2008 tarih ve C 113 sayılı Avrupa Birliği Resmi Gazetesi'nde yayınlanan 2008/C 113/17 sayılı Duyuru ile Türkiye, Çin Halk Cumhuriyeti ve Moldova menşeli filmaşine (çelik tel) ilişkin olarak bir dampinge karşı soruşturma başlatmış durumda.


Demir çelik sanayisi sadece Türkiye değil, kurulu bulunduğu tüm ülkeler için hassas bir sektör. Filmaşin de sektörün başlıca ürünlerinden bir tanesi. Buna karşılık AB'nin açtığı soruşturma konusunda basında pek bir habere rastlayamadık.


Türkiye'de tek bir yerli üreticinin bulunduğu bisiklet ve motosiklet lastikleriyle ilgili soruşturmalara dair birkaç habere yer veren ekonomi basınımızın bu konuda sessiz kalması biraz garip bir durum. Hele de Türkiye aleyhinde şikayetçi olan EUROFER geçtiğimiz yılın Aralık ayında bu konuda ilk başvurusunu yaptığında çeşitli yayın organlarında kısa sayılmayacak haberlerin çıktığını düşünürsek.


Anlaşılan ekonomi basınımızın bu önemli konuya o dönemde göstermiş olduğu ilgiyi İstanbul Demir Çelik İhracatçıları Birliği ve Demir Çelik Üreticileri Derneği'nin yaptığı açıklamalara borçluyuz. Demir çelik sektörümüz bir süredir AB'nin anti-damping soruşturması açacağını bildiğinden dolayı yeni bir tepki göstermeye gerek duymayınca basının da haberi olmamış gelişmelerden.


Demek ki hatanın kaynağında basına bu konuda serviste bulunmayan haber ajansları yatıyor. Türkiye Cumhuriyeti Resmi Gazetesi'ni takip edip ufak tefek her anti-damping, korunma, hatta gözetimi haber yapan ajanslarımızın Türkiye'nin dış ticaretinin yarısından fazlasını gerçekleştirdiği ve katılım müzakereleri sürdürdüğü Avrupa Birliği'nin Resmi Gazetesi'ni de takip etmelerini beklemek gerçekten fazla mı oluyor?

DTÖ'den DRAM İhtilafında Hakem Kararı

Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) tarafından tayin edilen hakem DS336 sayılı "Japonya - Kore'den Dinamik Rasgele Erişimli Hafızalara ilişkin Telafi Edici Vergiler" ihtilafında kararını verdi. David Unterhalter isimli hakem tarafından hazırlanan 5 Mayıs 2008 tarihli rapor Kore ile Japonya arasında İhtilafların Halli Organı'nın tavsiye ve kararlarının uygulanılması için "makul bir süre"nin ne olduğu konusunda ortaya çıkan anlaşmazlığı çözüme kavuşturmuş oldu.


İhtilafların Halli Organı 17 Aralık 2007'de Temyiz Organı ve bunun tarafından değiştirilen haliyle Panel raporlarını kabul ederek Japonya'nın Kore menşeli dinamik rasgele erişimli hafızalara (DRAM - Dynamic Random Access Memory) ilişkin olarak yürütmüş olduğu sübvansiyona karşı soruşturmada DTÖ kurallarını ihlal etmiş olduğuna hükmetmiş ve telafi edici önlemin makul bir süre dahilinde düzeltilmesini istemişti. Soruşturmanın tekrarlanması ve yeni bir karar alınması gerektiğini ifade eden Japonya'ya göre makul süre 15 ay iken haksız önlemden zarar görmekte olan Kore'ye göre beş aydı. Rapor ise İhtilafların Halli Organı'nın karara varmasından itibaren geçmiş bulunan süreyi ve Japonya'nın tamamlaması gereken prosedürleri dikkate alarak makul süreyi sekiz ay iki hafta olarak tespit etti. Buna göre Japonya'nın kararı uygulaması için 1 Eylül 2008'e kadar vakti var. Aksi taktirde Kore'nin karşı önlemler alması gündeme gelebilecek.