12 Haziran 2008 Perşembe

Ukrayna'nın DTÖ Üyeliğinin Demir Çelik Sektörüne Etkisi

Eremenko, Igor ve Ekaterina Lisenkova. 2005. "Impact of Joining the WTO on Ukrainian Ferrous Metallurgy: Subsidies vs. Antidumping, Is There Really a Trade-Off?" Economics Education and Research Consortium Working Paper Series No. 05/02.

16 Mayıs 2008 tarihinde Dünya Ticaret Örgütü'ne (DTÖ) katılan Ukrayna (http://antidamping.blogspot.com/2008/05/ukrayna-dtye-ye-oldu.html) bu üyelikle beraber Avrupa Birliği'ne (AB) çelik ürünlerini ihraç etmekte özgürlüğe kavuşmuş(http://antidamping.blogspot.com/2008/06/ukrayna-artk-abye-elik-ihra-etmekte-zgr.html), bunu tekstil ürünleri takip etmişti (http://antidamping.blogspot.com/2008/06/ukrayna-artk-abye-tekstil-ihra-etmekte.html).

Bu gelişmeler AB pazarında hem demir çelikte hem de tekstilde Ukrayna ile rakip olan, ayrıca demir çelikte Ukrayna'ya karşı anti-damping önlemlerine başvuran Türkiye'yi de yakından ilgilendiriyor. Ukrayna'nın daha rahat ihracat yapması Türk ihracatçılarının daha fazla rekabete maruz kalacağı anlamına geliyor.

Ukrayna'nın DTÖ'ye üyeliğinin etkileri üzerine yapılmış bazı çalışmalar bulunuyor. İngiltere'de ekonomi doktorası yapan Igor Eremenko ile Ekaterina Lisenkova isimli araştırmacıların demir çelik sektörüne ilişkin çalışma kağıdı bu çerçevede dikkati çekiyor.

Yazarlar çalışmalarına Ukrayna için demir çelik sektörünün önemine işaret ederek başlıyor. Buna göre Ukrayna dünyanın en büyük yedinci çelik üreticisi. Sektör ülkenin gayri safi yurtiçi hasılasının % 20'sini karşılıyor. Ayrıca sektörde 500,000 çalışan istihdam ediliyor. Toplam sınai üretim içerisindeki payı % 28 civarında. Ukrayna'nın ihracatlarında metalurjinin payı aşağı yukarı % 50. Nitekim kuzey komşumuz Japonya, Rusya ve Almanya'dan sonra dünyanın en büyük dördüncü ihracatçısı.

Durum böyle olunca DTÖ üyeliği ülkede en fazla demir çelik bağlamında tartışılmış. Sektörün uluslararası ticaret düzenlemeleri, daha spesifik olmak gerekirse ticari savunma araçları açısından göze çarpan iki özelliği var. Birincisi Ukrayna hükümetinin bu alanda faaliyet gösteren teşebbüslere farklı yöntemlerle ciddi tutarda sübvansiyon vermesi. İkincisi ise diğer ülkelerin Ukrayna'ya karşı sık sık anti-damping ve anti-sübvansiyon önlemlerine başvurması.

DTÖ üyeliği bu çerçevede bir al-ver süreci Ukrayna için. Bir yandan sektöre verilen sübvansiyonların DTÖ kurallarına uyumlu hale getirilmesi, dolayısıyla azaltılması gerekecek. Öte yandan Ukrayna'ya karşı yürütülen damping ve sübvansiyon soruşturmalarında artık DTÖ'nün ortaya koyduğu bağlayıcı kurallar uygulanacak ve ihtilafların halli mekanizması işleyecek. Dolayısıyla yerli üreticileri kayırma imkanları ve alınan önlemler azalacak.

Eremenko ve Lisenkova toplumsal refah etkileri ters yönde işleyen bu iki etkiyi bir kısmi denge modeli ile inceliyor. Vardıkları sonuçlar şöyle: Ukraynalı çelik üreticilerinin karları azalacak, ancak ihracatları artacak. İç piyasada fiyatlar yükselecek. Sübvansiyonların azalması nedeniyle hükümet bütçesi rahatlayacak. Sonuç olarak Ukrayna'nın gayri safi milli hasılasında 343 milyon Amerikan doları tutarında bir iyileşme yaşanacak.

Anlaşılan kuzey komşumuz serbest ticaretten fayda sağlayacak. Ancak hükümet bütçesinde elde edilecek tasarrufun ne şekilde kullanılacağı da çok önemli elbet.

Hiç yorum yok: