16 Eylül 2008 Salı

Hakan Üzeltürk'ten Hatalı Bir Yorum Daha: "Dış Ticaret Müsteşarlığının Cevabı"

Hakan Üzeltürk
Dünya, 26 Ağustos 2008


Bu köşede 15.8.2008 tarihinde yazdığım "İplik ithalatında hukuka aykırı uygulama" başlıklı yazımın sonunu Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın bağlı olduğu bakanlık acaba bu konuda ne düşünmektedir? diye bitirmiştim. Sağolsunlar, cevap vermişler ve kamunun doğru bilgilendirilmesi amacıyla bazı düzeltmeler talep etmişler. Temel olarak şunları söylüyorlar:

1. 11.8.2008 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan 2008/7 sayılı İthalatta Korunma Önlemlerine İlişkin Tebliğ pamuk ipliği ithalatında ek mali yükümlülüğün tahsilini doğuran bir düzenleme değildir. Yazıda iddia edildiği gibi sözkonusu tebliğde Dış Ticaret Müsteşarlığı herhangi bir ek mali yükümlülük doğuran tasarrufta bulunmamıştır. Bu konudaki yetki Bakanlar Kurulu'ndadır. Sözkonusu tebliğ ile Bakanlar Kurulu'na öneride bulunulacağı duyurulmuştur. Üstelik bu karar Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın değil, İthalatta Korunma Önlemleri Değerlendirme Kurulu'nun kararıdır.

2. Bakanlar Kurulu'nun ek mali yükümlülük koyması hususundaki yetkisinin Anayasa'ya aykırı olduğuna dair düşünce bizzat Anayasa Mahkemesi tarafından uygun bulunmamış ve reddedilmiştir.

3. Dış Ticaret Müsteşarlığı yazımızın ikinci kısmıyla ilgili olarak, 6 Ekim 2007 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan "İhracat, İhracat Sayılan Satış ve Teslimler İle Döviz Kazandırıcı Hizmet Ve Faaliyetlerde Vergi, Resim ve Harç İstisnası Hakkında Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (İhracat: 2007/8)" ile 14 Ocak 2000 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan aynı isimli İhracat 2000/1 tebliğinin 6(B) (e) maddesinin değişmesi kapsamında sözkonusu tebliğ ile doğrudan vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülük konmasına ve kaldırılmasına ilişkin hükümler getirilmediğini, bu tebliğ ilgili kanunların ve 99/13812 sayılı Bakanlar Kurulu kararının müsteşarlığa verdiği yetki çerçevesinde yayımlandığını belirtmektedir.

Görüldüğü üzere Dış Ticaret Müsteşarlığı 15.8.2008 tarihli yazımız konusunda kamuoyunun yanlış bilgilendirildiği görüşündedir. Oysa açıklamalarımız kamuyu doğru bilgilendirme ilkesi çerçevesinde yapılmış açıklamalar olup hukukun üstünlüğü ilkesi esas alınarak hazırlanmaktadır. Amaç da vergi ve hukukun birlikte düşünülmesi ve uygulanmasıdır. Buna göre:

1. Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın "yazıda iddia edildiği gibi sözkonusu tebliğde Dış Ticaret Müsteşarlığı herhangi bir ek mali yükümlülük doğuran tasarrufta bulunmamıştır. Bu konudaki yetki Bakanlar Kurulu'ndadır" ifadesi doğru değildir. Zira biz de bu konudaki yetkinin Bakanlar Kurulu'nda olduğunu yazımızın dördüncü paragrafında belirttik. Bunun yanında bu yönde bir karar alındığı da metinden anlaşılmaktadır. Zira tebliğin 3. maddesinde noktalı virgüllerle ayrılan ifadelere bakıldığında "üç yıl süreyle ek mali yükümlülük şeklinde korunma önlemi uygulanmasına" ifadesi yer almaktadır. Son kısımda mali yükümlülüğün tutarı ve muafiyet konusunda Bakanlar Kurulu'na öneride bulunulacağı belirtilmiştir. Aksinin iddia edilmesi durumunda müsteşarlığın zaman zaman yazılarımızda dile getirdiğimiz metin ifadelerinin doğru yazılması konusunu düşünmesi gerekmektedir.

2. Bu kararın kurul kararı olduğu iddiasının tebliğin başında yazan Dış Ticaret Müsteşarlığı'ndan ifadesi karşısında bir anlamı bulunmamaktadır.

3. Anayasa Mahkemesi kararları da mahkeme kararıdır. Her mahkeme kararında olabileceği gibi verilen her kararın kanuna uygun olsa bile hukuka uygun olduğu söylenemez. Bir yetkinin kanun olan Anayasa'da yer alması hukuka uygun olmasını gerektirmediğinden Anayasa Mahkemesi kararına rağmen bu yetki hukuka aykırıdır.

4. Son kısımla ilgili konu da aynı yönde olup her yetkinin hukuka uygun olduğu intibaına kapılmamak gerekmektedir. Bu nedenle yapılan çalışma ve düzenlemelerin kanuna uygun olması yanında mutlaka hukuka uygun olup olmadığının da incelenmesi gerekmektedir.

Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın ifade ettikleri doğru olsaydı biz de köşemizin adını "Vergi ve Hukuk" değil "Vergi ve Kanun" yapardık.

Hiç yorum yok: