Kanada'da fok yavrularının kürkleri için acımasızca öldürülmesi sadece hayvan hakları savunucuları değil, vicdan sahibi olan hiç kimse için kabul edilebilir değil.
Fokların insanlara sevimli gelen hayvanlar olmasının bu durumda payı büyük. Ancak türlerarası bir ayrımcılıktan söz etmek haksızlık olur. Fokların avlanma yönteminin medeni dünyada yerleşen hayvan refahı bilincine ters düştüğü de çok açık zira.
Kanada'da geleneksel bir ticari faaliyet olan fok avcılığının kanlı yüzü son birkaç yılda mal oldu dünya kamuoyuna. Haliyle Kanada hükümetine yönelik sert kampanyalar gündeme geldi. Geldi gelmesine de fok avcılığı iş imkanlarının sınırlı olduğu bir bölgede geleneksel bir faaliyet işte. Kanadalıların bu konuda geri adım atmaya niyeti yok gibi.
Foklar malum kürkleri için avlanıyor. Kürkler ise genelde ihraç ediliyor. Kanada diretince hayvan hakları savunucuları dikkatlerini kürk ticaretine yoğunlaştırdı. Doğayla ilgili konularda bilinç düzeyi yüksek olan Avrupa Birliği'nde yürütülen güçlü kampanyalar sonucunda geçtiğimiz yıl fok kürkü ithalatını yasakladı.
Dünya ticaret hukuku açısından sorunlu bir karar bu. Kanada ve yasaktan etkilenen bir başka ülke olan Norveç soluğu Dünya Ticaret Örgütü'nde aldı. DTÖ'nün bu konudaki kararı bir çırpıda gelmeyecek elbet. Ve US-Shrimps'te olduğu gibi bir sürpriz getirebilir beraberinde. Zira işin içine etik değerler girdi mi DTÖ panelleri ve Temyiz Organı serbest ticaretin kısıtlanmasına sıcak bakabiliyor.
Bu arada fok avcılığı ile iştigal eden Eskimolar (Inuit) da boş durmuş değil. Yasak nedeniyle AB aleyhine bir dava açmış, tazminat istiyorlar Times'ta yer alan bir habere göre. Bu işin sonunda Brüksel'in Eskimolara yeni istihdam olanakları yaratmak üzere hibe verdiğini görürsek şaşmamak lazım!
