2 Ocak 2009 Cuma

2009'a Başlarken

2009'a girdik. Zor bir yıl bekliyor ülkemizi.

Ekonomik krizin etkileri daha şiddetli hissedilecek, yerel seçimler yaklaştıkça siyasal gerginlikler tekrar alevlenecek, toplum kutuplaşmaya devam edecek.

Peki ya ticari savunma araçları? Bu ortamda Türkiye dış ticaretin korunmaya ve korumacılığa daha çok ihtiyaç duyacak mı?

Yakında verilerini, bilgilerini paylaşacağız: 2008 yılında Türkiye dünyanın ticari savunma şampiyonu oldu. En çok anti-damping soruşturması açan ülke olmanın yanı sıra ilk sübvansiyon soruşturmasını da başlattı ve geçici önlem aldı. Ayrıca ciddi korunma önlemlerine imza attı.

2009'da geçtiğimiz yıl açılan birtakım soruşturmaların tamamlandığını, önlemlerin alındığı göreceğiz ilk aylarda. Anti-dampingte 2008'de yaşanan canlılıkla Dış Ticaret Müsteşarlığı'na yeni başvuruların olacağı kesin. Ancak yorgun düşen Müsteşarlık'ın fazla da tepki çekmemek adına biraz daha eli sıkı davrandığını göreceğiz muhtemelen.

Üstelik ekonomik krizle birlikte ihracatımız ve ithalatımız düşecek. Döviz kurlarındaki oynama ihracatın ithalata bağımlılığını azaltacak. Dolayısıyla ticari savunmaya talep veya "hak" azalacak.

Kısacası anti-damping uygulamalarında daha sakin bir yıl geçireceğiz. Esas ilgiyi içeriye değil, ihracatçılarımıza karşı üçüncü ülkeler tarafından yürütülmekte olan büyük soruşturmalara vereceğiz. AB'nin çelik boru, Endonezya'nın buğday unu ve Hindistan'ın yassı ürün soruşturmaları gibi.

Ticari savunmaya gerek olmayan bir ülke, bir dünya dileğiyle bağlayalım konuyu, bağlayalım da yeni haberler yazmaya başlayalım.

Hiç yorum yok: