6 Ekim 2008 Pazartesi

İKV'den Gümrük Birliği Çerçevesinde Anti-Dampinge İlişkin Not

Ülkemizin AB ve AB-Türkiye ilişkileri konusunda uzman sivil toplum kuruluşu İktisadi Kalkınma Vakfı 15 Eylül 2008 tarihinde anti-damping uygulamalarının taraflar arasındaki gümrük birliği dahilinde yerine ilişkin bir not yayınladı. Açıklama yapan İKV olunca bilgilendirme basının da ilgisini çekti. İKV Brüksel temsilcisi Haluk Nuray tarafından hazırlanan not aşağıdaki şekilde:

TÜRKİYE-AB GÜMRÜK BİRLİGİ KAPSAMINDA ANTİ DAMPİNG
ÖNLEMLERİNİN UYGULANABİLME NEDENLERİ HAKKINDA NOT

Türkiye-AB Gümrük Birligi’nde taraflar birbirine anti damping önlemler uygulayabiliyor.

Teorik olarak, mükemmel isleyen bir gümrük birliginde anti-damping önlemlerin uygulanması tabii ki düsünülemez. Çünkü, bu tanım dahilinde, rekabet ve devlet yardımları mevzuat ve uygulamalarının da tamamen uyumlu olacagı varsayılmaktadır.

Öte yandan, daha en bastan itibaren Türkiye ile AB arasındaki gümrük birliginin “mükemmel” olmadıgının kabul edildigi anlasılmaktadır. Katma Protokolün 47nci maddesi, gümrük birligi yükümlülüklerinin yerine getirilecegi bu geçis dönemi boyunca taraflar arasındaki ticarette “damping” olabilecegini varsayarak, bu durumda ne yapılacagına iliskin usul ve esasları uzun ve detaylı bir biçimde açıklamaktadır.

Yirmi iki yıllık sürenin sonu gelip, Türkiye’nin belli yükümlülüklerini tamamladıgı bu noktada dahi rekabet ve devlet yardımları alanlarında uyumun tam olarak gerçeklesmedigi (tekstil sektörü hariç) tespit edilmis ve bu durumda ne sekilde davranılacagı Gümrük Birligi Kararı’nın 45 ila 47’inci maddeleri arasında hükme baglanmıstır.

Bu hükümlere göre;
a) Gümrük Birligi Kararı’nın yürürlüge girmesinden sonra da, anti damping önlemlerin uygulanması konusunda Katma Protokol’ün 47nci maddesi ile getirilen usuller yürürlükte kalacaktır (yani taraflar birbirlerine karsı anti damping önlemler uygulayabilecektir / GB Kararı madde 44.2);
b) (anti dampingin de içerisinde oldugu) ticari koruma araçları, ancak Türkiye rekabet, devlet yardımlarının denetimi ve Tek Pazar hakkındaki diger ilgili mevzuata uyum sagladıgı ölçüde kaldırılacaktır.

Ticari koruma araçlarının kaldırılabilmesi için Türkiye’nin Devlet Yardımlarının izlenmesi için bagımsız bir kurul olusturması (yardımı veren ve denetleyen kurumlar farklı olmak üzere); sayılan alanlardaki mevzuatını AB ile uyumlu hale getirmesi ve etkili uygulama (effective enforcement) yapması gerekmekteydi. On iki yıldır bu alanlarda adım atılmadıgı için sanayimiz hala daha anti damping uygulamaları ile karsı karsıya kalmaktadır.

Bu ortamda, Türkiye, gümrük birligi alanındaki “biricik” konumuna ragmen, anti damping konusunda üçüncü ülkelerle aynı muameleye tabi tutulmak gibi çarpık bir durumla karsı karsıya kalmıstır.

Kağıt üzerinde kalan küçük bir ayrıcalık: Ön bilgilendirme

Durumun uygunsuzlugunun farkında olsalar gerek ki, Komisyon yaptıgı tek taraflı bir deklarasyon ile Türkiye’ye özel bir ön bilgilendirme prosedürü yaratmayı ve mümkün oldugu ölçüde anti damping vergi uygulamak yerine fiyat taahhütlerini kabul etmeyi taahhüt etmistir. Ama ne yazık ki, en bastan itibaren bu maddede belirtilen ön bilgilendirme mekanizması iyi çalısmamıstır. Dolayısıyla Türkiye açısından herhangi bir avantaj ya da iyilestirmeye yol açmamıstır. Uygulamada herhangi bir Cuma günü ön bildirim mektubu Brüksel’de Daimi Temsilcilige geliyor; ancak anti damping önlem Pazartesi gününün resmi gazetesinde yayınlanmıs oluyor. Yani “ön uyarı” kagıt üzerinde kalıyor. En bastan itibaren yeteri güçte itiraz edilmedigi için de, bu sistem artık yerlesik uygulama haline gelmis durumdadır. Aslında anti damping uygulamaları konusundaki sorunların çözümü diger pek çok teknik konuda oldugu
gibi Ortaklık Konseyi’nde yatıyor. Ancak Ortaklık Konseyi bugüne kadar bu tür sorunlara çözüm üretecek sekilde çalıstırılmadı.

Demir ve Alasımsız Çelikten Tüp ve Borular’da AB tarafından uygulanmakta
olan anti damping önlemlere iliskin bilgiler

AB Komisyonu ESTA (Avrupa Çelik Boru Üreticileri Birligi) tarafından yapılan basvuru üzerine, 26 Eylül 2007 tarihinde “demir veya alasımsız çelikten tüp ve borular”ın diger ülkelerle birlikte Türkiye’den ithalinde (2002 yılından beri uygulanmakta olan) anti-damping önlemleri için nihai gözden geçirme ve ara gözden geçirme sorusturması baslatmıstır. 30 Mayıs 2008 tarihinde sorusturmaya iliskin ülkemizin görüsü Komisyon’a iletilmistir. 6 Agustos tarihinde Komisyon tarafından Türkiye’ye, ilgili firmalarımıza degisik oranlarda damping vergisi öngören “genel bildirim” metni iletilmis ve bu metin çerçevesindeki olabilecek ilave yorumlar ile firmalarımızın taahhüt önerileri talep edilmis, 9 Eylül 2008 tarihinde ilave yorumlar Komisyon yetkili servislerine iletilmistir. Bundan sonra Komisyon tüm görüsleri inceleyerek, gerekli gördügü düzeltmeleri yapacak ve sorusturma en fazla 15 ay sürebildiginden en geç 26 Aralık 2008 tarihine kadar kesin bulguları/önlemleri açıklayacaktır. Bu çerçevede alınan önlemler normalde bes sene daha yürürlükte kalabilecek olup, bir seneden sonra ihracatçı ya da üreticilerden gelecek bir talep olursa ve Komisyonca uygun görülürse gözden geçirme sorusturması açılıp, önlemlerin degistirilmesi ya da kaldırılabilmesi mümkündür.

Hiç yorum yok: