7 Mayıs 2008 Çarşamba

Serbest Ticaret ve Ticari Savunma Araçları: Türkiye’nin Durumu

Küreselleşme sürecinin etkisiyle serbest ticaret günümüzde sadece ülkemizin iktisadi hayatının değil, günlük yaşantımızın da bir parçası haline gelmiş durumda. Ne ithalattan ne de ihracattan vazgeçmek mümkün olmadığı gibi biri olmadan ötekini gerçekleştirmeye de imkan yok. Serbest ticaret ülkenin dünya piyasalarıyla bütünleşmesini sağlayarak üreticilere yeni pazarların kapılarını açıyor, tüketicilerin ayağına yeni seçenekleri getiriyor. Böylelikle ulusal kaynakların en etkin ve verimli şekilde kullanılması temin edilmiş oluyor ve toplumsal refahımız artıyor.

Buna karşılık yurtdışından gelen mallara her zaman “Bırakınız geçsinler.” demek mümkün değil. Nasıl serbest piyasa ekonomisinin sağlıklı bir şekilde işlemesi borçlar, ticaret ve rekabet hukuku gibi kuralları gerekli kılıyorsa serbest ticaretin de gerektirdiği kendine özgü düzenlemeler var. Merkezinde Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) ile Tarifeler ve Ticaret Genel Anlaşması’nın (GATT) yer aldığı ve ülkemizin de mensubu bulunduğu çoktaraflı ticaret sistemi işte bu düzenlemeleri kapsıyor.

DTÖ kuralları arasında haksız rekabet yaratan veya aniden artış gösteren ithalatın yerli üreticilere zarar vermesi veya bu tehlikeyi doğurması ihtimaline karşı başvurulabilecek bir dizi önlem de yer alıyor. Ticari savunma araçları olarak adlandırılan bu önlemler anti-damping, telafi edici önlemler ve korunma önlemlerinden oluşuyor.

GATT Madde VI ve Uygulanmasına dair Anlaşma bir şirketin bir malı kendi piyasasına sürdüğü fiyattan daha düşük bir fiyata ihraç etmesi, yani damping yapması durumunda malın satıldığı ülkenin ithalatta haksız rekabetin önlenmesi için bir soruşturma açıp gerekli görüldüğünde ilgili şirkete karşı telafi edici bir gümrük vergisi koymasına imkan tanıyor. Bu uygulamaya kısaca anti-damping adı veriliyor.

DTÖ Sübvansiyonlar ve Telafi Edici Önlemler Anlaşması ise hükümetler tarafından verilen ihracat performansına bağlı veya üretimde ithal mal yerine yerli girdilerin kullanılmasını teşvik eden sübvansiyonları yasaklıyor. Yasak olmayan, buna karşın yine de diğer ülkelerin menfaatlerine zarar veren sübvansiyonlara karşı bu sübvansiyonları veren hükümetlerle istişarelerde bulunulabiliyor veya aynen anti-dampingte olduğu gibi soruşturma açarak telafi edici önlemler getirilebiliyor.

Yerli üreticilere zarar veren ithalatın dizginlenmesi için illahi dampingli veya sübvansiyonlu olması gerekmiyor. Korunma Önlemleri Anlaşması ithalattaki ani artışların yürütülecek bir soruşturma sonucunda yerli üreticilere ciddi zarar verdiğinin anlaşılması durumunda ithalatın geçici olarak kısıtlanması mümkün. Kısıtlama gümrük vergilerinin arttırılması, kantitatif sınırlamalar, yani kotalar getirilmesi veya bu ikisinin bir karması şeklinde olabiliyor.

Korunma önlemleriyle yakından ilgili bir konu ise gözetim. Gözetim bir malın ithalatının geçmişe dönük veya ileriye yönelik olarak yakında izleme altına alınması anlamına geliyor. İleri yönelik uygulamalarda önleme tabi malın ithalatı, diğer gümrük işlemlerinin yanı sıra ilgili makam tarafından düzenlenen gözetim belgelerinin arz edilmesine bağlı hale geliyor. Dolayısıyla ithalat prosedürleri artıyor ve zorlaşıyor. Gözetim önlemleri aynı zamanda korunma riskinin habercisi işlevini görüyor. DTÖ İtlalat Lisansları Prosedürleri Anlaşması bu tür işlemlerin genel olarak basit, şeffaf ve öngörülebilir tutulmasını hükme bağlıyor.

Türkiye dünyada ticari savunma araçlarını en çok kullanan ülkelerden bir tanesi. DTÖ istatistiklerine göre Anti-Damping Anlaşması’nın yürürlüğe girdiği 1 Ocak 1995’ten 30 Haziran 2007’ye kadar geçen sürede açılan toplam 3097 soruşturmadan 109’u Türkiye’de başlatılmış. Aynı dönemde ve daha önce açılıp karara bağlanan toplam 1997 kesin önlemden 110’u da ülkemize ait. Bu Türkiye’yi açılan soruşturmalarda dünya 10’uncusu, kesin önlemlerde ise yedincisi yapıyor (Tabi dünya ticaret hukuku içerisinde Avrupa Birliği’nin tek bir taraf olarak kabul edildiğini unutmamak lazım.). Türkiye’nin ihracatçılarına ilişkin olarak en çok önlem aldığı ülke ise 41 seferle Çin. DTÖ istatistiklerinin kapsadığı dönemden sonra ülkemiz Çin menşeli belirli ateş tuğlaları ile Çin ve Suudi Arabistan menşeli polyester elyafa ilişkin olarak iki anti-damping önlemi daha kabul etmiş durumda.

Korunma önlemlerine baktığımızda da benzer bir tablo ile karşılaşıyoruz. 1 Ocak 1995 ile 31 Ekim 2007 arasında 11’i Türkiye tarafından olmak üzere toplam 159 korunma soruşturması açılmış. Kesin önlemlerin sayısı 82, bunların yedisi Türkiye’den. DTÖ istatistiklerinin kapsadığı dönemden sonra gözlük çerçevelerine ilişkin olarak kabul edilmiş bir korunma önlemi daha var. Ülkemiz açılan soruşturmalarda dünya üçüncülüğünü, alınan önlemlerde ise dünya ikinciliğini Şili ile paylaşıyor.

Buna karşılık ülkemiz bugüne kadar hiçbir telafi edici önlem almamış durumda. Ancak sübvansiyona karşı soruşturmalarda sübvansiyon tutarının tespit edilmesine ilişkin usul ve esaslar kısa bir süre önce, 30 Ocak’ta kabul edildi ve ilk soruşturma da Hindistan menşeli polietilen tereftalat (PET) filmlere ilişkin olarak 6 Şubat’ta açıldı. Ticari savunma araçlarına ilişkin gelişmeleri bu konuda tuttuğum internet günlüğünden, yani “blog”dan takip etmek mümkün: http://antidamping.blogspot.com/.

Yerli üreticilerimizin ticari korunma araçlarına büyük ilgi gösterdiği, yetkili makam olan Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın da bu ilgiyi karşılıksız bırakmadığı ortada. Hatta duyduğumuz kadarıyla Müsteşarlık’ın İthalat Genel Müdürlüğü başvuru yağmuru altında.

Ancak ticari savunma araçlarının ortak özelliğinin geçici bir süre için uygulanabilmeleri olduğu unutulmamalı. Küreselleşen dünyada işletmeler için ayakta kalmanın yolu rekabet gücünü ayakta tutmaktan geçiyor. Ülkeler içinse serbest ticarete açık olmaktan.


Not: Daha önce Ticari Savunma Araçları'nda yayınlanan "Serbest Ticaret ve Ticari Korunma Önlemleri" başlıklı yazının genişletilmiş hali. Ege Ekonomisi (http://www.egeekonomisi.com/) ve Tarım Merkezi (http://www.tarimmerkezi.com/) sitelerinde 6 Mayıs 2008'de yayınlanmaya başlandı. Bu sitelerde yayınlanan diğer yazılarıma şuradan erişebilirsiniz: http://www.egeekonomisi.com/yazar_tumyazilar.php?hid=154

Hiç yorum yok: