9 Eylül 2008 Salı

İthalatta Korunma Önlemlerine İlişkin 2008/6 Sayılı Tebliğ

10 Ağustos 2008 Pazar tarih ve 26963 sayılı Resmi Gazete

Dış Ticaret Müsteşarlığından:

İTHALATTA KORUNMA ÖNLEMLERİNE İLİŞKİN TEBLİĞ
(TEBLİĞ NO: 2008/6)

Amaç ve kapsam

MADDE 1- (1) Bu Tebliğ, 19/12/2007 tarihli ve 26735 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan İthalatta Korunma Önlemlerine İlişkin 2007/4 sayılı Tebliğ ile başlatılan ve 10/5/2004 tarihli ve 2004/7305 sayılı Kararnamenin eki İthalatta Korunma Önlemleri Hakkında Karar ve İthalatta Korunma Önlemleri Yönetmeliği çerçevesinde yürütülen korunma önlemi soruşturması sonucunda İthalatta Korunma Önlemlerini Değerlendirme Kurulunca alınan kararın ilgili taraflara duyurulmasıdır.

Soruşturma sonuç raporu

MADDE 2- (1) Dış Ticaret Müsteşarlığı İthalat Genel Müdürlüğü tarafından belirli elektrikli aletlerin ithalatında yürütülerek tamamlanan soruşturma sonucunda hazırlanan soruşturma sonuç raporu ekte yer almaktadır.

Kurul Kararı

MADDE 3- (1) İthalatta Korunma Önlemlerini Değerlendirme Kurulu, soruşturma kapsamında yer alan 8509.40.00.00.14, 8516.72.00.00.00, 8516.79.20.00.00 ve 8516.79.70.00.11 Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonlu eşya için soruşturmanın önlemsiz olarak kapatılmasına; soruşturma kapsamında yer alan diğer eşyanın ithalatında 3 (üç) yıl süreyle ek mali yükümlülük şeklinde korunma önlemi uygulanmasına; Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) Korunma Önlemleri Anlaşması’nın (Anlaşma) 12.3 maddesi gereğince korunma önlemi kapsamı eşyanın ihracatçıları olarak önemli bir menfaati olan DTÖ üyeleri ile istişarelerde bulunulmasına; önlemin ürün başına aşağıdaki tabloda belirtilen tutarlarda ek mali yükümlülük olarak belirlenmesi ve tabloda “Muafiyet Sınırı” sütununda belirtilen CIF birim kıymet ve üstünde birim kıymeti haiz eşyaya ve Anlaşma’nın 9.1 maddesi gereğince gelişmekte olan ülkelere muafiyet tanınması hususlarında Bakanlar Kurulu’na öneride bulunulmasına karar vermiştir.


Yürürlük

MADDE 4- (1) Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 5- (1) Bu Tebliğ hükümlerini Dış Ticaret Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan yürütür.

EK

BELİRLİ ELEKTRİKLİ ALETLERİN İTHALATINDA KORUNMA ÖNLEMİ SORUŞTURMASINA İLİŞKİN SONUÇ RAPORU

1. SORUŞTURMAYA İLİŞKİN GENEL BİLGİLER

1.1. Kapsam

Bu rapor, İthalatta Korunma Önlemleri Hakkında Karar hükümleri çerçevesinde yürütülen korunma önlemi soruşturması sonucunda yapılan tespitleri içermektedir.

1.2. Soruşturmanın başlatılması

Belirli elektrikli aletlerin ithalatına yönelik korunma önlemi soruşturması, yerli üreticileri temsilen Küçük Ev Aletleri Sanayicileri ve İhracatçıları Derneği’nin yapmış olduğu başvuruya istinaden, 19/12/2007 tarihli ve 26735 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan İthalatta Korunma Önlemlerine İlişkin 2007/4 sayılı Tebliğ ile başlatılmıştır.

1.3. Yerinde inceleme

Soruşturma aşamasında muhtelif üretici ve ithalatçı firmaların tesislerinde yerinde inceleme yapılmıştır.

1.4. İlgili tarafların bilgilendirilmesi ve dinlenmesi

Soruşturma konusu eşyanın yerli üreticilerine, ithalatçılarına, ihracatçılarına, yabancı ülke temsilciliklerine ve diğer ilgili taraflara görüşlerini göndermeleri ve sözlü dinlenme taleplerini iletmeleri için yeterli süre tanınmıştır. İlgili taraf başvuru formları ve bilgi formları Müsteşarlık internet sayfasında yayımlanarak duyurulmuştur. Soruşturmaya ilgili taraf olarak iştirak etmek isteyen tüzel kişiliklerin başvuruları kabul edilmiş ve söz konusu tarafların görüşlerinin dinlenebilmesini teminen, 5/3/2008 tarihinde tarafları dinleme toplantısı yapılmıştır. Gerek bu toplantı öncesinde, gerekse toplantıdan sonra Müsteşarlığımıza yazılı olarak iletilen bilgi formları ve ilgili taraf görüşleri ile soruşturma kapsamında yapılan ara tespitler Müsteşarlık internet sayfasında yayımlanarak kamuoyuna duyurulmuştur.

1.5. Sonuçların değerlendirilmesi

Soruşturma sonucunda elde edilen bilgiler ve değerlendirmeleri içeren soruşturma raporu İthalatta Korunma Önlemlerini Değerlendirme Kurulu’nun 29/7/2008 tarihli toplantısında değerlendirilmiştir.

1.6. Soruşturma konusu eşya

2007/4 sayılı Tebliğ ile ithalatına karşı korunma önlemi soruşturması başlatılan eşya içerisinde yer alan 8509.40.00.00.14 Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonlu (GTİP) “meyva ve sebze presleri”, 8516.72.00.00.00 GTİP’li “ekmek kızartma makinaları”, 8516.79.20.00.00 GTİP’li “fritözler” ve 8516.79.70.00.11 GTİP’li “su kaynatma kapları-kettlelar”ın ithalatına karşı korunma önlemi alınmasını gerektiren şartların oluşmadığı tespit edilmiş olduğundan, soruşturma söz konusu ürünlerin ithalatına karşı önlemsiz olarak kapatılmıştır. Bu itibarla, raporun ilerleyen bölümlerinde soruşturma konusu eşyaya ilişkin olarak yapılan atıflar ve tespitler anılan 4 ürünü kapsamamaktadır.

Soruşturma konusu eşyanın sınıflandırıldığı Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonları aşağıdaki tabloda gösterilmektedir.


Soruşturma kapsamında yer alan 8509.40 Gümrük Tarife Pozisyonlu ürünler ile 8509.80.00.00.11 GTİP’li “et kıyma makinaları”, talep koşulları ve üretim süreçleri göz önünde bulundurularak gruplandırılmış olup raporun ilerleyen bölümlerinde yer alan tespitler “Ürün 1” isimli bu gruba ilişkin bilgiler üzerinden yapılmıştır.

1.7. Benzer veya doğrudan rakip ürün

Soruşturma konusu eşyanın yerli ve ithal olanlarının üretim süreçleri, dağıtım kanalları, nihai kullanım alanları ve talep yapıları açısından yapılan incelemeler neticesinde aşağıdaki sonuçlara varılmıştır.

Soruşturmaya konu olan ürünlerin yerli ve ithal olanlarının üretim süreçleri birbirine benzerdir. Emek-yoğun olan üretim sürecinde, firma içerisinde üretilen veya dışarıdan tedarik edilen yarı mamuller ile girdiler bir montaj hattı boyunca birleştirilerek nihai ürün haline getirilmektedir. Soruşturmaya konu olan ürünlerin hem ithal hem de yerli olanlarının plastik, metal veya diğer maddelerden dış aksamı, büyük ölçüde, üretici firma bünyesinde üretilmektedir. Bu itibarla, enjeksiyon kalıplama ve metal presleme, ithal ve yerli ürünlerin üretiminin önemli aşamalarını oluşturmaktadır. Tüm ürünler, montaj hattının sonunda montaj uygunluk kontrolü, fonksiyonel kontrol, niteliksel kontrol ve elektriksel dayanım kontrolü gibi performans ve fonksiyon testlerine tabi tutulmaktadır. Bu itibarla, soruşturmaya konu olan ürünlerin ithal ve yerli olanları arasında üretim süreçleri açısından herhangi bir farklılık bulunmamaktadır.

Soruşturma konusu ürünlerin ithal ve yerli olanları, dağıtım kanalları açısından da birbirleriyle karşılaştırılmıştır. Yapılan incelemelerde, ithal ve yerli ürünlerin aynı noktalarda tüketiciye sunulduğu tespit edilmiştir. Söz konusu ürünlerin satışı, genel itibariyle, geleneksel bayiler ile özellikle son yıllarda önem kazanmaya başlayan zincir marketler ve sanal mağazalar vasıtasıyla yapılmaktadır. Ürünler, perakende aşamasına ise marka sahibi firmalar ve distribütörler/toptancılar kanalıyla ulaşmaktadır. Söz konusu marka sahibi firmalar ile distribütörler/toptancılar, hem yerli hem de ithal ürünlerin dağıtımını yapmaktadırlar ve ürün tercihlerini, pazar segmentleri çerçevesinde fiyata ve fiyat dışı unsurlara dayanarak belirlemektedirler. Bu itibarla, yerli ve ithal ürünler arasında dağıtım kanalı yönünden bir farklılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

Yerli ve ithal ürünler nihai kullanım alanları itibariyle incelendiğinde, söz konusu ürünlerin elektrik enerjisi ile çalışarak günlük hayatta yapılan kişisel ve evsel işleri kolaylaştırmak ve konfor sağlamak amacıyla özel olarak tasarlanmış aletler olduğu söylenebilmektedir. Bu itibarla, söz konusu ürünler, yoğun olarak evler, iş yerleri, oteller ve benzeri yaşam alanlarında, sınai olmayan ölçeklerde, gıda hazırlama, besinleri ısıtma/kızartma, temizlik ve kişisel bakım işlerinin yapılması amaçlarıyla kullanılmakta olup bu açıdan değerlendirildiğinde yerli ve ithal ürünlerin aynı nihai kullanım alanlarına sahip olduğu tespit edilmiştir.

Son olarak, soruşturma konusu ürünler, talep yapıları itibariyle incelendiğinde, şehirleşme, milli gelir ve harcanabilir gelir artışıyla birlikte söz konusu ürünlere olan talebin genişlediği söylenebilir. Ayrıca, bu ürünler, tüketiciler tarafından hediye amaçlı olarak da talep edilebilmekte ve firmalar tarafından promosyon olarak başka birtakım ürünlerle birlikte de satılabilmektedir. Talebi belirleyen bu gibi unsurlar açısından yerli ve ithal ürünler arasında bir farklılık bulunmamaktadır. Bunun yanında, anılan ürünlerin pazarında rekabet, fiyata ve fiyat dışı faktörlere dayanmaktadır. Bu itibarla pazarı, alt, orta ve üst segment ürünler yönünden değerlendirmek mümkündür. Alt segmentte yer alan ürünler, marka imajı veya bilinirliğine sahip olmayan, kullanım ömrü görece düşük ve fiyat ile rekabetçilik yaratmaya çalışan ürünlerdir. Bu segmentte yer alan ürünlerde, talebin fiyat esnekliği yüksektir. Orta segmentte, marka imajı veya bilinirliğine sahip, belirli ölçüde ar-ge yatırımıyla üretilen ve genel itibariyle yasal zorunlulukların öngördüğü ölçüde satış sonrası hizmetleri sunan ürünler yer almaktadır. Pazarın üst segmentinde yer alan ürünler ise çok güçlü marka imajıyla rekabet eden ve tüketicilerin genel itibariyle dayanıklılık, estetik unsurlar, boyut ve mevzuatın gerektirdiğinin ötesinde seviyede sağladıkları satış sonrası hizmetler nedeniyle tercih ettiği ürünler olup söz konusu ürünlerde talebin fiyat esnekliği oldukça düşüktür. Alt segmentten üst segmente doğru ilerledikçe ürünün satış fiyatı içerisinde imalatın payı giderek düşmektedir. Soruşturma kapsamında bilgi sunan yerli üreticilerin her üç ürün segmentinde yer alan ürünleri ürettikleri ancak yerli üretimin daha ziyade orta ve üst segment ürünlerde yoğunlaştığı tespit edilmiştir. Ayrıca, pazarın en üst segmentinde rekabet eden ve oldukça yüksek fiyat seviyeleriyle tüketiciye sunulan ithal ürünlerin, talep yapıları ve teknik özellikleri itibariyle yerli ürünler ile doğrudan rekabet etmediği tespit edilmiştir. Bu itibarla, bütün olarak değerlendirildiğinde, yerli ve aşağıdaki tabloda belirtilen eşik kıymetlerin altında kıymetleri haiz ithal ürünlerin, talep koşulları açısından benzer ürünler oldukları sonucuna varılmıştır.

Bu çerçevede, soruşturmaya konu olan ürünlerin yerli ve belirli kıymetlerin altında olmak üzere ithal olanlarının, üretim süreçleri, talep koşulları, dağıtım kanalları ve nihai kullanım alanları açısından benzer ürünler olduğu sonucuna varılmıştır. Bu itibarla, söz konusu birim kıymetlerin üzerinde kıymetleri haiz ürünler, ithalat artışına, ciddi zarar ve ciddi zarar tehdidine ve nedensellik ilişkisine dair analizlerde değerlendirme dışı bırakılmış olup, söz konusu kıymetlerin altında kıymetlere sahip eşya, raporun ilerleyen bölümlerinde “soruşturma konusu eşya” olarak veya ürün numaraları kullanılarak isimlendirilmiştir.

1.8. Yurt içinde yaratılan katma değer

Yerli üreticiler, ürünlerin dış görünümünü oluşturan plastik, metal veya diğer hammaddelerden aksam ve parçaları kendileri üretmektedirler. Bunun yanında, ürünün niteliğine göre işlevini yerine getirmesini sağlayan temel iki malzeme motor ve rezistans olup bu iki malzeme de yurt içinde üretilebilmektedir. Dolayısıyla, ilk madde ve malzemeler ile direkt işçiliğin soruşturma konusu eşyanın sınai maliyetinin kayda değer bir kısmını teşkil ettiği göz önünde bulundurulduğunda, plastik veya metal veya diğer hammaddeden mamul, ürünün dış görünümünü oluşturan aksam ve parçalar ile rezistans ve/veya motor bir araya geldiğinde, ilgili ürünün katma değerinin önemli ölçüde tamamlanmış olduğu sonucuna varılmaktadır.

Ürün 1 (Yemek hazırlama ürünleri) ve Ürün 4 (Şarjlı el süpürgeleri)’ün dış aksamı büyük ölçüde enjeksiyonla kalıplanmış plastikten oluşmaktadır. Ürünün dış görünümünü oluşturan plastik aksam ve bu ürünlerde kullanılmaya mahsus bir adet motor bir araya geldiğinde ürünün katma değerinin önemli bir kısmı meydana gelmektedir.

Ürün 2 (Tost makinaları)’nin dış aksamı büyük ölçüde kesilip şekillendirilmiş sactan oluşmaktadır. Ürünün dış görünümünü oluşturan sac aksam, iki adet rezistans ve bu ürüne mahsus iki adet alüminyum plaka bir araya geldiğinde ürünün katma değerinin önemli bir kısmı meydana gelmektedir.

Ürün 3 (Saç kurutma makinaları)’ün dış aksamı büyük ölçüde enjeksiyonla kalıplanmış plastikten oluşmaktadır. Ürünün dış görünümünü oluşturan plastik aksam, bir adet rezistans ve bu üründe kullanılmaya mahsus bir adet motor bir araya geldiğinde ürünün katma değerinin önemli bir kısmı meydana gelmektedir.

2. SORUŞTURMA KONUSU EŞYANIN İTHALATI İLE İLGİLİ BİLGİLER

2.1. Ürün 1

Ürün 1’in toplam ithalatı, 2003 yılında 1,2 milyon adet düzeyinde gerçekleşmiştir. İthalat, izleyen iki yılda sırasıyla % 33 ve % 18 oranlarında artış göstermiş ve 2005 yılında 2 milyon adet seviyesine ulaşmıştır. 2006 yılında % 12 ve 2007 yılında % 8 oranında yükselen ithalat, dönem sonunda 2,4 milyon adet seviyesinde değer almıştır. İthalatın piyasa payında da ithalattaki artış seyrine benzer bir eğilim olduğu görülmektedir. Ürün 1’de yer alan ithal ürünler, piyasa paylarını, 2006 yılı dışında sürekli olarak arttırmış ve 2007 yılında yurt içi piyasadan % 80 oranında pay almıştır. Benzer şekilde, 2003 yılında % 75 olan ithalatın yerli üretime oranı, izleyen yıllarda gösterdiği artışların sonucunda 2007 yılında % 132’ye ulaşmıştır. Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC) % 91’lik pay ile 2007 yılında Ürün 1’in ithalatında en önemli tedarikçi ülke olmuştur. ÇHC’yi sırasıyla % 3 ve % 2’lik paylar ile Slovenya ve Polonya izlemiştir. Bu rakamların incelenmesiyle, Ürün 1’in ithalatının soruşturma konusu dönemde mutlak olarak ve yerli üretime oranla artış gösterdiği ve buna paralel olarak söz konusu dönemde ithalatın piyasa payında da önemli oranlı bir genişleme olduğu sonucuna varılmaktadır.

2.2. Ürün 2

2003 yılında 120 bin adet seviyesinde gerçekleşen Ürün 2 ithalatının izleyen yıllarda sırasıyla % 214, % 19, % 20 ve % 55 oranlarında artış göstererek 2007 yılında 830 bin adet düzeyini aştığı görülmektedir. İthalatta görülen bu artış sonucunda ithal ürünlerin yurt içi piyasadan aldığı pay sürekli olarak genişlemiştir. 2003 yılında % 50 olan ithalatın piyasa payı 2007 yılında % 89’a çıkmıştır. Bu ürünün ithalatının % 99’u ÇHC’den yapılmaktadır. Bu rakamlardan hareketle, Ürün 2’nin ithalatının soruşturma konusu dönem içerisinde mutlak olarak ve yerli üretime oranla önemli oranda artış gösterdiği ve bu artış sonucunda ithalatın piyasa payında da genişleme olduğu sonucuna varılmaktadır.

2.3. Ürün 3

Ürün 3’ün ithalatı, 2003 yılında 1,25 milyon adet olurken ithalat izleyen iki yılda sırasıyla % 24 ve % 2 oranlarında artarak 2005 yılında 1,5 milyon adet seviyesine ulaşmıştır. 2006 yılında % 5 oranında düşüş gösteren ithalatın 2007 yılında % 21 oranında artışla 1,8 milyon adet seviyesine yaklaştığı görülmektedir. İthal ürünler, soruşturma konusu dönemde piyasa paylarını kademeli olarak arttırarak 2007 yılında % 97 payla yurt içi piyasanın hakimi konumuna gelmiştir. İthalatın yerli üretime oranının da soruşturma konusu dönemde önemli ölçüde artış gösterdiği görülmektedir. 2007 yılında ithal ürünlerin % 96’sı ÇHC menşelidir. Sonuç olarak, Ürün 3’ün ithalatının soruşturma konusu dönemde mutlak olarak ve yerli üretime oranla ciddi artış gösterdiği ve bu artışın ithalatın piyasa payında genişlemeye yol açtığı söylenebilmektedir.

2.4. Ürün 4

Ürün 4’ün ithalatı 2003 yılında 186 bin adet olurken sonraki yılda ithalat, % 137 oranında artmıştır. 2005 yılında gerçekleşen % 11 oranlı düşüşten sonra ithalat, sonraki yıllarda % 26 ve % 4 oranlarında artarak 2007 yılında 514 bin adet olmuştur. Soruşturma konusu dönem, ithal ürünlerin piyasa paylarındaki genişlemeye de sahne olmuştur. 2003 yılında % 57 olan ithalatın piyasa payı 2007 yılında % 88 olarak gerçekleşmiştir. Yine, ithalatın yerli üretime oranı da soruşturma konusu dönemde önemli oranda yükselmiştir. Bu ürünün 2007 yılı ithalatının yaklaşık % 98’i ÇHC menşeli ürünlerdir. Bu rakamlardan hareketle, Ürün 4’ün ithalatının soruşturma konusu dönemde önemli oranda arttığı ve bu artışın ithalatın piyasa payındaki gelişime de yansıdığı görülmektedir.

3. ÖNGÖRÜLMEYEN GELİŞME

Soruşturma konusu eşyanın tüketici talebinin fiyat esnekliğinin ürünün hangi segmentte yer aldığına göre değişiklik gösterdiği bilinmektedir. Buna göre, alt segmentten orta ve üst segmentlere doğru ilerledikçe, ürünün talebinin fiyat esnekliği düşmekte ve işlev, tasarım, satış sonrası hizmetler gibi faktörlerin talep üzerindeki etkisi artmaktadır. Buna karşın, perakende noktasında rekabet eden firmaların önemli bir kısmı marka sahibi firmalar olup bu firmaların, hangi segmentte olursa olsunlar, pazarlayacakları ürünleri hangi üreticilerden tedarik edecekleri yönündeki tercihleri üzerinde maliyet ve fiyatlar önemli bir rol oynamaktadır. Bir başka ifadeyle, talebin fiyat esnekliği, arz edenin yurt içi ve yurt dışında yerleşik üreticiler, talep edenin ise marka sahibi olan firmalar olduğu piyasa ile arz edenin perakendeciler, talep edenin ise tüketiciler olduğu piyasa arasında önemli ölçüde farklılık göstermektedir. Bu itibarla, yurt içi ve yurt dışındaki üretim maliyetleri ve fiyat seviyelerine ilişkin gelişmelerin soruşturma konusu eşyanın yerli üreticileri üzerinde önemli etkileri olabilmektedir. Bu kapsamda, soruşturma konusu dönem boyunca, genel itibariyle, ülke genelinde tüketici fiyatları üretici fiyatlarından daha yüksek oranda artışlar göstermiştir. Üreticilerin fiyatlarını ülke genelinde satın almanın maliyetinin arttığı ölçüde arttıramamasında, bu dönemde YTL’nin yabancı ülke paraları karşısındaki değerinin önemli bir etkisi olmuştur. Son beş yıl içerisinde önemli oranda değer kazanan YTL, üreticilerin soruşturma konusu dönem boyunca ithal ürünlerin beklenmedik fiyat baskısı altında zorlanmasına yol açmıştır.

Bunun yanında, soruşturma konusu eşyanın ithalatında görülen artış üzerinde etkili olan yurt dışı faktörlerin neler olabileceği hususu da araştırılmıştır. Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC), kalabalık nüfusu ve hızlı kentleşme oranı ile elektrikli ev aletleri için çok önemli bir pazar konumundadır. Ayrıca, ÇHC’deki ucuz işgücü maliyeti, soruşturma konusu eşyanın da içinde bulunduğu emek-yoğun ürünlerin üretiminin ÇHC’de yoğunlaşmasını açıklayan bir diğer faktör olarak göze çarpmaktadır. Söz konusu faktörlere bağlı olarak soruşturma konusu eşyanın 2006 yılında dünya genelinde önemli oranda ÇHC’den ihraç edildiği aşağıdaki tablodan görülmektedir.

ÇHC’deki üretim ve yatırım artışı, söz konusu ülkede soruşturma konusu eşyanın üretiminde kapasite fazlası oluşmasına ve fiyatların baskılanmasına yol açmıştır. ÇHC’de oluşan kapasite fazlasının Türkiye üzerindeki etkilerini de yukarıdaki tablodan görmek mümkündür. Tüm ürünler için, ÇHC menşeli ürünler Türkiye ithalatından, dünya ihracatından aldıkları paydan daha yüksek oranda pay almıştır. TÜİK verilerine göre 2007 yılı sonu itibariyle 70,6 milyon nüfusa sahip Türkiye’de bu nüfusun 20,8 milyonu kırsal kesimde yaşamaktadır ve bu kırsal nüfusun kente yönelimi süreci halen devam etmektedir. Bu itibarla, pazar büyüklüğü ve demografik yapısıyla Türkiye, kapasite fazlası ve görece düşük birim fiyatlı ÇHC menşeli ürünler için uygun bir piyasa konumuna gelmiştir.

Sonuç olarak, yurt içi ve yurt dışındaki üretim maliyetleri ve fiyatların gelişimi, ÇHC’nin ilgili ürünlerin üretiminde en önemli üretim üssü haline gelmesi ve demografik faktörler, Türkiye’nin soruşturma konusu eşya ithalatında ani bir artış yaşanmasına yol açan öngörülmeyen gelişmeler olarak değerlendirilmektedir.

4. YERLİ ÜRETİCİLER ÜZERİNDE CİDDİ ZARAR TESPİTİ İLE İLGİLİ BİLGİLER
4.1. Ürün 1


Ürün 1’de 2003 yılında 1,95 milyon adet düzeyinde gerçekleşen yurt içi tüketimin, izleyen yıllarda sırasıyla % 29, % 8 ve % 18 oranlarında artarak 2006 yılında 3,2 milyon adet düzeyine ulaştığı görülmektedir. Tüketimde 2007 yılında % 4 oranlı bir düşüş gerçekleşmiştir.

Ürün 1’de yer alan ürünlerin toplam yurt içi üretim kapasitesi, 2003 yılından 2006 yılına önemli oranda bir değişim göstermemiştir. 2007 yılında ise üretim kapasitesi % 75 oranlı artışla 3,42 milyon adet olmuştur. Bu artış, yıllar içerisinde yapılan makine ve kalıp yatırımlarının, 2007 yılında güncellenen kapasite raporlarına yansıtılmasından kaynaklanmıştır.

Ürün 1’in üretiminde kapasite kullanım oranı, 2003-2005 yılları arasında % 90-95 aralığında gerçekleşmiştir. 2006 yılında görülen üretim artışına bağlı olarak kapasite kullanım oranı % 108’e yükselmiştir. Bu sektörde yer alan firmaların elektrikli ev aletleri grubunda birçok ürünü üretebilmesi ve öngörü ve planlamaya bağlı olarak kaynakların ürünler arasında dağıtılabilmesi, bu yılda üretimin üretim kapasitesinin üzerinde gerçekleşmesine yol açmıştır. 2007 yılında kapasite kullanım oranının % 53’e gerilemesi, kısmen bu yıldaki kapasite artışından, kısmen de üretimde görülen düşüşten kaynaklanmıştır.

Ürün 1’in üretimi 2003 yılında 1,7 milyon adet olmuştur. Takip eden iki yılda önemli oranlı bir değişim göstermeyen üretimin 2006 yılında % 26 oranında artışla 2,1 milyon adet seviyesinde gerçekleştiği görülmektedir. Üretim, 2007 yılında % 13 oranında düşüş göstermiş ve 1,8 milyon adet olarak gerçekleşmiştir.

Soruşturma konusu dönemin ilk yılında 663 bin adet olarak gerçekleşen yurt içi satışlar, izleyen iki yılda sırasıyla % 19 artmış ve % 15 düşmüş ve 2005 yılında başlangıçtaki seviyesinde gerçekleşmiştir. Satışların 2006 yılında önemli oranda artarak soruşturma konusu dönemin en yüksek seviyesine ulaştığı, ancak % 34 oranlı düşüş sonucunda satışların 2007 yılında soruşturma konusu dönemin en düşük seviyesine gerilediği görülmektedir.

2003 yılında 90 bin adet olan dönem sonu stoklar, 2004 yılı sonunda, yurt içi satışların bir kısmının stoklardan yapılması sonucunda 76 bin adede gerilemiştir. 2005 yılında ise yurt dışı satışlarda görülen artış sonucunda stoklar 59 bin adet düzeyine inmiştir. 2006 yılındaki üretim artışı, stokların bir miktar artmasına yol açmış ve 2007 yılında üretimde yaşanan düşüş ve yurt dışı satışlarda yaşanan artış sonucunda dönem sonu stoklar bu yılda soruşturma konusu dönemin en düşük değerine gerilemiştir.

Ürün 1 üretiminde çalışan direkt işçi, 2003 yılında 474 kişi olurken 2004 yılında % 18’lik düşüş ile 387 kişi olmuştur. Direkt işçi sayısı 2005 yılında fazla değişmemiş ve 2006 yılında üretim artışına bağlı olarak en yüksek seviyeye ulaşmıştır. Direkt işçi sayısında 2007 yılında % 1 oranlı düşüş olduğu görülmektedir.

2003 yılından 2004 yılına % 18 oranında artan işgücü verimliliği, izleyen iki yılda aynı seviyede gerçeklemiş ve 2007 yılında üretimde görülen düşüşe bağlı olarak % 12 oranında gerilemiştir.

Ürün 1 üretiminde 2003 yılından 2006 yılına pozitif değerler alan kârlılığın 2007 yılında %-2 olarak gerçekleştiği görülmektedir.

Sonuç itibariyle, Ürün 1’in ekonomik göstergelerinin incelenmesinden, üretim, kapasite kullanım oranı, yurt içi satışlar ve kârlılıkta 2007 yılında önemli oranda bozulmalar olduğu görülmektedir. Özellikle, bu yılda, yurt içi satışlar, dönem sonu stoklar ve kârlılık oranı, soruşturma konusu dönemin en düşük değerlerini almıştır. İstihdamın da genel itibariyle üretimde yaşanan değişimlere paralel olarak değiştiği görülmektedir. Ürün 1 üreticilerinin, bu dönemde yurt içi piyasa paylarını hızla kaybettikleri ve satışlarını dış pazarlara kaydırmaya çalışarak üretimlerini belirli bir seviyede tutmaya çalıştıkları tespit edilmiştir.

4.2. Ürün 2


2003 yılında 240 bin adet düzeyinde gerçekleşen toplam tost makinası tüketiminin izleyen yıllarda sırasıyla % 107, % 13, % 16 ve % 45 oranlarında artarak 2007 yılında 1 milyon adet seviyesine yaklaştığı görülmektedir.

Yerli üretimin tost makinası üretim kapasitesinin 2005 yılındaki düşüş dışında bir değişim göstermediği görülmektedir. Kapasite kullanım oranı ise 2005 yılı dışında sürekli olarak gerilemiş ve soruşturma konusu dönemin sonunda % 71 olarak gerçekleşmiştir.

Tost makinası üretimi soruşturma konusu dönem boyunca sürekli olarak gerileyerek 2007 yılında 110 bin adede kadar düşmüştür.

Yurt içi satışlar da üretime benzer bir seyir izleyerek 2007 yılında 105 bin adet ile soruşturma konusu dönemin en düşük seviyesine gerilemiştir.

Yerli üretimin dönem sonu stokları ise incelenen dönem içerisinde 2004 yılı dışında sürekli olarak yükselerek 2007 yılında 12 bin adet seviyesine ulaşmıştır.

Tost makinası üretiminde çalışan direkt işçi sayısı, soruşturma konusu dönem boyunca azalmıştır. 2003 yılında 46 kişi olan istihdam, 2007 yılında 24 kişi olarak gerçekleşmiştir.

Yerli üretimde verimliliğin soruşturma konusu dönem içerisinde artış eğilimi gösterdiği görülmekte olup bu artış tamamıyla istihdamdaki düşüşle açıklanabilmektedir.

Yerli üretimin kârlılığı, 2006 yılı dışında pozitif değerler almış ancak kârlılık genel itibariyle sektör için makul kabul edilebilecek yüzdenin bir miktar altında kalmıştır.

Sonuç olarak, yurt içinde tost makinası tüketiminin soruşturma konusu dönem boyunca önemli miktar ve yüzdelerde artış gösterdiği tespit edilmiş olup bu artış, ithal ürünlerin pazarda hakim konumlarını oldukça güçlendirmelerine yol açmıştır. Aynı zamanda, 2003-2007 yılları arası, yerli üretimin ekonomik göstergelerinde genel itibariyle bozulmaların da yaşandığı bir dönem olmuştur. Yerli üretimin üretim, satışlar, kapasite kullanım oranı, istihdam gibi göstergeleri soruşturma konusu dönem boyunca kötüye gitmiş ve 2007 yılında en düşük değerlerine gerilemiştir. Stokların da dönem sonunda en yüksek seviyesine ulaştığı görülmektedir. Yerli üretimde genel itibariyle bir işgücü verimliliği problemi yaşanmadığı da tespit edilmiştir. Kârlılık yüzdeleri ise dönem boyunca esaslı bir değişim göstermemiştir. Bu itibarla, tüketimin ve ithalatın pazar payının genişlediği soruşturma konusu dönemde yerli üretimin ekonomik göstergelerinin önemli bir kısmının bozulduğu sonucuna varılmaktadır.

4.3. Ürün 3


Saç kurutma makinalarının toplam yurt içi tüketimi 2003 yılında 1,4 milyon adet seviyesine yakın olmuştur. Tüketim izleyen iki yılda sırasıyla % 23 ve % 2 oranlarında artış göstererek 2005 yılında 1,7 milyon adedin üzerinde gerçekleşmiştir. 2006 yılında % 8 oranlı düşüş gösteren tüketim, 2007 yılında % 17 oranında artışla soruşturma konusu dönemin en yüksek seviyesine ulaşmıştır.

Saç kurutma makinalarının üretim kapasitesinin, büyüyen piyasanın ihtiyaçları doğrultusunda bir seyir izlediği görülmektedir. 2003 yılında 500 bin adet olan kapasite 2004 yılında % 100 ve 2005 yılında % 25 oranlarında arttırılmış ve 2006 ile 2007 yıllarında bu seviyede kalmıştır.

Saç kurutma makinalarının üretiminde kapasite kullanım oranı, soruşturma konusu dönemde sürekli olarak gerileyerek 2007 yılında % 6’ya düşmüştür.

Saç kurutma makinalarının 2003 yılında 120 bin adet seviyesinde gerçekleşen üretiminin, izleyen iki yılda artarak 2005 yılında 132 bin adede ulaştığı, ancak son iki yılda yaşanan önemli oranlı azalmaların sonucunda 2007 yılında soruşturma konusu dönemin en düşük seviyesine gerilediği görülmektedir.

Yerli üretimin yurt içi satışlarında da üretime benzer bir seyir yaşanmıştır. 2005 yılında zirve noktasına ulaşan yurt içi satışlar 2006 ve 2007 yıllarında sırasıyla % 34 ve % 40 oranlarında düşüş göstererek 2007 yılında 51 bin adede kadar gerilemiştir.

2004 ve 2005 yıllarında yaşanan üretim artışına bağlı olarak 2005 yılında en yüksek seviyesine ulaşan stokların son iki yılda eritilmeye çalışıldığı görülmektedir.

Üretim, satışlar ve stoklara benzer bir seyir izleyen üretimde çalışan direkt işçi sayısı, 2007 yılında 6’ya düşmüştür.

Saç kurutma makinalarının yerli üretiminde işgücü verimliliğinin, özellikle 2003 ve 2007 yıllarında önemli ölçüde yüksek değerler aldığı görülmektedir. 2007 yılındaki yüksek işgücü verimliliği, büyük ölçüde, işgücünde yaşanan ciddi büyüklükteki gerilemeye bağlıdır.

Kârlılığın yıllar itibariyle seyrinin 2007 yılına kadar üretim, satışlar, stoklar ve istihdamdaki seyre paralel olduğu görülmektedir. 2007 yılında ise kârlılıkta 2006 yılına göre 3 puanlık bir artış olduğu görülmekte olup bu artış, işçi sayısındaki düşüşe bağlı olarak işgücü maliyetlerindeki azalma ve faaliyet giderlerinin kısılması nedeniyle gerçekleşmiştir.

Sonuç itibariyle, soruşturma konusu dönemde büyüyen yurt içi piyasada ithal ürünlerin piyasa payını ciddi oranda arttırdığı ve yerli üretimin, üretim ve yurt içi satış adetleri ile işçi sayısının son iki yılda önemli ölçüde bozulduğu görülmektedir. Bunun yanında, kapasite kullanım oranı son beş yıl boyunca sürekli olarak düşmüştür. Kârlılık yüzdesinin ise dalgalı bir seyir izlediği görülmektedir. Ayrıca, son beş yıl içerisinde yerli üretimin işgücü verimliliğinde bir sorun yaşanmadığı tespit edilmektedir. Bu bulgulardan hareketle, ithalatın arttığı ve tüketimin genişlediği soruşturma konusu dönemde, yerli üretimin belirli ekonomik göstergelerinde önemli miktar ve yüzdelerde bozulmalar gerçekleştiği düşünülmektedir.

4.4. Ürün 4


Şarjlı el süpürgelerinin yurt içi tüketiminin soruşturma konusu dönem boyunca, 2005 yılı hariç olmak üzere, arttığı görülmektedir. Tüketim 2007 yılında 620 bin adet seviyesinde gerçekleşmiştir.

Şarjlı el süpürgesi toplam üretim kapasitesinin soruşturma konusu dönem boyunca fazlaca bir değişiklik göstermeyerek 200 bin adet civarında seyrettiği görülmektedir.

Bu ürünün üretiminde kapasite kullanım oranı, soruşturma konusu dönem boyunca sürekli olarak gerilemiş ve 2007 yılında % 51 olarak gerçekleşmiştir.

2003 yılında 182 bin adet seviyesinde gerçekleşen şarjlı el süpürgesi üretimi, izleyen yıllarda sırasıyla % 20, % 3, % 21 ve % 8 oranlarında düşerek 2007 yılında soruşturma konusu dönemin en düşük düzeyine gerilemiştir.

Benzer şekilde, şarjlı el süpürgesinin yurt içi satışlarının da, 2003 yılındaki 140 bin adet seviyesindeki değerinden, izleyen yıllardaki sürekli düşüşler sonucunda, 2007 yılında 70 bin adede kadar gerilediği görülmektedir.

Üretim ve yurt içi satışlardaki sürekli olarak düşme eğiliminin dönem sonu stoklar ve istihdam için de geçerli olduğu göze çarpmaktadır.

Şarjlı el süpürgesi üretimindeki işgücü verimliliğinin soruşturma konusu dönem içerisinde esaslı bir değişim göstermediği görülmektedir.

2003 ve 2004 yıllarında sırasıyla % 7 ve % 8 olarak gerçekleşen kârlılık, 2005 yılında % 26’ya çıkmıştır. Kârlılığın izleyen iki yılda ise düşme eğilimine girdiği görülmektedir.

Bu bulgular çerçevesinde, soruşturma konusu dönemde önemli ölçüde artan şarjlı el süpürgesi talebinin artan oranlarda ithal ürünlerle karşılandığı tespit edilmektedir. Yerli ürünlerin piyasa paylarının sürekli olarak eridiği bu dönemde, yerli üretimin, üretim, satışlar, kapasite kullanım oranı, istihdam gibi belirli ekonomik göstergelerinde ciddi oranlı bozulmalar yaşandığı görülmektedir. Kârlılığın da 2005 yılı sonrasında bir azalma eğilimine girdiğini söylemek mümkündür. İşgücü verimliliği ise soruşturma konusu dönem içerisinde aynı seviyede seyretmiştir. Bu itibarla, ithalatın arttığı ve tüketimin genişlediği 2003-2007 yılları arasında, yerli üretimin ekonomik göstergelerinin önemli ölçüde kötüye gittiği düşünülmektedir.

5. NEDENSELLİK İLİŞKİSİNİN İNCELENMESİ

5.1. Fiyat Kırılması

Fiyat karşılaştırması, yerli ürünlerin fabrika çıkış fiyatına ÖTV eklenerek; ithal ürünlerin ise CIF ithal fiyatına ÖTV, gümrük vergisi ve diğer masraflar eklenerek yapılmıştır. Aşağıdaki tabloda ürün bazında fiyat kırılması oranları gösterilmektedir.









Doğrayıcılar/kıyıcılar dışında kalan soruşturma konusu eşya için, incelenen dönemin tümünde ya da belirli bölümlerinde, ithal ürünlerin fiyatlarının yerli ürünlerin fiyatlarını çeşitli oranlarda kırdığı yukarıdaki tabloda görülmektedir. Doğrayıcılar/kıyıcılara yönelik olarak ise ayrıca bir fiyat incelemesi yürütülmesinde fayda görülmüştür.

Öncelikle, soruşturma konusu eşya içerisinde yer alan doğrayıcılar/kıyıcıların sınıflandırıldığı GTİP, mutfak işlerinde kullanılan ve diğer GTİPler altında sınıflandırılamayan elektro-mekanik cihazları kapsamaktadır. Bu itibarla, doğrayıcı/kıyıcıların ithal olanlarının yurt içi fiyatlarına yönelik olarak soruşturma kapsamında ithalatçı firmalardan toplanan istatistiki bilgiler ve perakende noktasında geçerli olan fiyatlar temelinde bir araştırma yapılmıştır. Bu araştırmada, pazarda yer alan ürünler alt segment, alt/orta segment, orta/üst segment ve üst segment ürünler olmak üzere dörde ayrılmıştır. Bu ayrışma neticesinde, her bir segmentte yer alan ürünlerin tahmini ithal birim maliyetlerine ulaşılmıştır. Buna dayanarak, ürünlerin fiyatı ilgili segmentin miktar bazında pazardaki ağırlığıyla orantılandırılmış ve buradan bir ithal birim fiyatına ulaşılmıştır. Buna göre, doğrayıcı/kıyıcıların ağırlıklı ortalama ithal birim fiyatı 11 USD/Adet olarak hesaplanmıştır. Bu itibarla, ithal ve yerli ürünlerin maliyetlerinin birbirlerine yakın seviyelerde olduğu sonucuna varılmıştır. Ancak, yerli ürünlerin birim satış fiyatlarının soruşturma konusu dönemde bir artış göstermediği, YTL cinsinden bakıldığında 2003 yılında 16 YTL/Adet olan yerli ürün satış fiyatının 2007 yılında 14 YTL/Adet’e gerilediği tespit edilmiştir. Bu çerçevede, yerli doğrayıcılar/kıyıcıların, ithal ürünlerin fiyat baskısı altında olduğu sonucuna varılmıştır.

5.2. Diğer Faktörlerin Etkisi

Soruşturma konusu eşyanın ithalatındaki artış dışında kalan faktörlerin yerli üretim üzerinde zarara yol açıp açmadığı hususu da incelenmiştir.

Bu itibarla, öncelikle soruşturma konusu eşyanın yıllar itibariyle yurt içi piyasa koşulları değerlendirilmiş olup, ithalatında artış tespit edilen ürünlerin, soruşturma konusu dönemde yurt içi talebinde bir daralma yaşanmadığı sonucuna varılmıştır. Ayrıca, söz konusu eşyanın talebini belirleyen en önemli faktörlerden birinin ekonomik büyüme olduğu göz önüne alındığında, son yıllarda Türkiye ekonomisinin büyüme oranlarının ilgili piyasa üzerinde daraltıcı bir etki yaratmayacak düzeylerde gerçekleştiği bilinmektedir.

Ayrıca, ithalatında artış yaşanan soruşturma konusu eşyanın yurt içinde üretim kapasitelerinin incelenen dönemde ürünlere olan taleple orantılı bir seyir izlediği tespit edilmiştir. Bir başka ifadeyle, soruşturma konusu dönemde yurt içi talebi aşacak seviyede bir kapasite artışına gidilmemiştir. Bununla da bağlantılı olarak, ithalatında artış olan ve ciddi zarar veya ciddi zarar tehdidi tespitine ulaşılan ürün kalemlerinde verimliliğe dayalı bir sorun yaşanmadığı tespit edilmiştir. Verimlilik rakamları, genel itibariyle bu sektör için makul kabul edilebilecek seviyelerde seyretmiştir.

Bunun yanında, yerli üretimin yurt dışı satışlarının seyri ve toplam satışlar içerisindeki ağırlığı, yurt dışı satışların soruşturma konusu dönem içerisinde yerli üretim üzerinde ciddi zarara veya ciddi zarar tehdidine yol açmadığını ortaya koymaktadır.

Ayrıca, finansman maliyetleri, amortisman giderleri ve yerli üreticiler arasındaki rekabet koşullarının ekonomik göstergeler üzerinde ortaya çıkan bozulmada etkisi bulunmamaktadır.

6. SONUÇ

Sonuç olarak, soruşturma konusu eşyanın ithalatının özellikle son dönemde ani ve önemli oranda arttığı; bu artışın yerli üreticilerin ekonomik göstergelerinde bozulmalara neden olduğu, diğer faktörlerin söz konusu bozulma üzerinde etkisinin olmadığı, ithalat artışı ve gerçekleşme koşulları ile yerli üreticilerin ciddi zarar ile karşı karşıya kalması arasında nedensellik ilişkisi olduğu anlaşılmıştır.

Hiç yorum yok: