16 Haziran 2008 Pazartesi

Hint Lastik Üreticileri Dampinge Karşı Vergi İstiyor

The Hindu Business Line'de 3 Haziran 2008 günü yer alan bir habere göre Hint Otomotiv Lastikleri İmalatçıları Birliği, kısa adıyla ATMA Hindistan Ticaret ve Sanayi Bakanlığı'na başvuruda bulunarak radial kamyon ve otobüs lastiklerine karşı anti-damping uygulamasına gidilmesini talep etti(http://www.blonnet.com/2008/06/03/stories/2008060351980200.htm).


Lastikler yapılarına göre ikiye ayrılıyor: geleneksel veya bias lastikler ile radial lastikler. Bias lastikler bu isimlerini gövdelerinde kullanılan şeritlerin iki damak arasında birbirlerine çapraz yerleştirilmesinden almaktadır. Nitekim Türkçe'de çapraz katlı olarak da anılırlar. Bu sayede daha esnek ve yumuşak sürüş sağlarlar. Ancak çapraz konumda bulunan şeritlerin sürtünmesi ısı yaratır ve lastiği yapısal strese sokar. Dolayısıyla hız yapmaya uygun değillerdir. Radial lastikler ise daha yeni bir teknoloji ürünüdür. Bu ürünlerde kat kordonları iki damak arasında radyal bir şekilde, yani merkezden her yöne doğru yer alır. Yüksek hızda deforme olmaz. Hamuru farklı olduğundan daha hafiftir. Ağır yükleri absorbe etmekte dayanıklıdır. Ancak bias lastikler doğru kullanıldığında daha uzun ömürlüdür. Bir lastiğin yapısı yanında yer alan B veya R harflerinden anlaşılır.

Hindistan hali hazırda bias lastiklerde dampinge karşı önlem uyguluyor. Ancak ATMA bias lastiklere vergi ihdas edilmesini takiben bu sefer radial lastik ithalatlarının arttığını belirtiyor. Bu çok şaşılacak bir şey değil, zira radial ve bias lastikler ikame mallar. Nitekim Hint otomobil üreticilerin yerli imalatı tercih etmesi, ithalatın ise daha ziyade yenileme piyasasına yönelik olması da bu durumun göstergesi.


Öte yandan ticari savunma araçları açısından ikame ürünlerin yarattığı sorun üzerinde düşünmeye değer. İki ikame üründen birinin ithalatının artması diğerine karşı alınan önlemden kaynaklanıyorsa nedensellik ortadan kalkmıyor mu? Yoksa ilk günah nesilden nesile geçiyor mu? Ayrıca bu durum orijinal soruşturmada şikayet konusu ürünün tanımlanması açısından önem taşıyor. İki ürünün birbirine çok yakın ikame olduğu durumlarda damping ve zarar tespitinin her ikisini de dikkate alarak yapılması yerinde olabilir. Bu tercih benzer ürün testini geçecektir. İlk günah sorunu da ortadan kalkacaktır. Tabi harmonize sistem kodlarının bu konuda bağlayıcı olmasa da en azından psikolojik bir engel oluşturduğu açık.


ATMA'ya göre Hindistan'a ithal edilen lastiklerin % 85'i radial kamyon ve otobüs lastikleri. Genellikle Çin'den gelen bu malların yerli üreticilerin fiyatlarının % 30 altında kaldığı ifade ediliyor. 2003-2004'te yenileme piyasasında payı % 1,3 olan ithal ürünler 2007-2008'de bunu % 13,9'a çıkartmış. Tabi bu rakamların verilme şekli sorgulanmaya değer.


ATMA ithalatta çifte faturalandırma, iç piyasada ise fatura kesilmeden peşin parayla yapılan satışlarla katma değer vergisi ödenmesinden kaçınılmasının bu malların Hint piyasasına nüfuz etmesini sağladığını söylüyor. Bu sorunlar anti-dampingle ilgili değil elbet. Ancak çifte faturalandırmanın dampinge karşı soruşturmalarda yerli üreticilerin lehine karar çıkmasını kolaylaştırdığı biliniyor. İç piyasadaki uygulamalar ise damping marjının hesaplanmasını etkilememekle beraber zarar değerlendirmesinde önem taşıyor. Bu tür enformel sorunların bulunduğu durumlarda nedensellik savunması yapmak da zorlaşıyor.

Bu arada hatırlatalım: Brezilya da Mayıs ayı içerisinde Çin menşeli otobüs ve kamyon lastiklerine ilişkin olarak bir dampinge karşı soruşturma başlatmıştı (http://antidamping.blogspot.com/2008/06/brezilyadan-lastiklere-soruturma.html).

Hiç yorum yok: